Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat alacaklarına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmişse de olay tarihinin ne olduğu da kararda belli değildir. Her kazası ayrı bir olay olup zararında her olay için ayrı değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle HUMK.nun 179/3 ve 75/2 maddeleri uyarınca, davacı tarafa 12.07.1997 tarihli kazası için ne kadar, 02.09.1997 tarihli kazası için ne kadar maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğunun açıklatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan kaza tarihinin açıklanmayarak infazda tereddüt yaratır biçimde hüküm kurulması da isabetsizdir. Yerel mahkemece her iki kazası nedeniyle de kazalıya ayrı ayrı % 20 oranında kusur veren 24.10.2008 tarihli kusur bilirkişi raporundaki kusur dağılımının karara esas alındığı görülmektedir....

    Mahkemece, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddedilmesi nedeniyle ayrıca manevi tazminat isteminin reddedilen bölümü üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına, bir bent olarak; “Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, vekil ile temsil edilen davalı yararına ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden 1.800,00.-TL, feragat nedeniyle ret edilen maddi tazminat miktarı üzerinden 500,00....

      Mahkemece, davalı şirket yönünden açılan davanın reddi ile 100 TL maddi tazminat ve 2.000,00 TL manevi tazminatın 18/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat konusunda fazlaya dair hakların saklı tutulmasına, manevi tazminat yönünden ise fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2.maddesine göre; kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu kazasının 18/04/2013 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat istemine olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiği anlaşılmasına rağmen, maddi tazminata olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerine 18/04/2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır....

        Geçici göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirin karşılanması, sürekli göremezlik halinde ise, kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle çalışma gücünde meydana gelen eksilme sonucu gelir kaybı ya da yıpranmaya bağlı olarak ortaya çıkan zararın tazmini söz konusudur. Dolayısıyla, sürekli göremezlik nedeniyle tazminatın hesaplanmasında zararın başlangıç tarihinin olay tarihi olarak alınması halinde, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için geçici göremezlik ödeneğinin hesaplanan maddi zarardan indirilmesi gerektiği açıktır. Yapılacak ; maddi tazminat hesabında, geçici göremezlik dönemi ve sürekli göremezlik dönemine ilişkin toplam zarar miktarı belirlendikten sonra, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenen geçici göremezlik ödeneği toplam zarar miktarından indirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

          kusurunun bulunduğunu, bu sebeple davacının kalan hayatını malul bir şekilde geçirecek olması dolasıyla ortaya çıkacak zararlarının tazmini maksadıyla maddi tazminat, kazası neticesinde duyduğu acı, ızdırap ve kederi gidermek maksadıyla manevi tazminat talebinde bulunduğu, neticede kazası sebebiyle 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Somut olayda, davacının davalı işyerinde geçirdiği kazası nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunduğu, davacının kuruma kazasının tespiti için yaptığı başvuru sonrasında kurumun 21.09.2018 tarihli kararıyla meydana gelen olayın kazası sayılmamasına karar verildiği görülmüştür. İş kazası iddiasına dayalı tazminat davaları için zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun niteliğindedir....

          Gerekçeleriyle; "Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacının kazası sonucu %8,1 maluliyeti nedeniyle hesaplanan 67.164,02 TL maddi tazminatın kazası tarihi olan 07/05/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,....." şeklinde karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Açılan davanın mükerrer olduğunu, davacı vekilinin de dilekçesinde belirttiği üzere dava konusu alacak kalemlerinin Zonguldak 2....

          Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

            Mahkemece, kazası tespitine dair talebi hakkında konusuz kalması nedeniyle bu talebe ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açtığı maddi-manevi tazminat davası ile tespit davasının reddine, davalı SGK aleyhine açtığı maddi-manevi tazminat davasının reddine, davalı şirket hakkındaki maddi ve manevşi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden davalı Kurum'a davacı tarafından 07.11.2006 tarihinde kazası bildiriminde bulunulduğu, davacı tarafından bu başvuru üzerine makul süre içerisinde sonucunu beklemeden işbu davayı açtığı, davalı Kurum'un herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

              MANEVİ TAZMİNAT 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 47 ] "İçtihat Metni" Davacı, kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı kazası sonucu bedensel zarara uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiş, mahkemece "maluliyet oranı % 0 olduğundan, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine" karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu