Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anayasanın 153. maddesinde "iptal kararları geriye yürümez" hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda "geriye yürümeme kuralı" uygulanamaz. Diğer bir anlatımla; bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise, bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 Esas, 1989/361 Karar) İtiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine iptal edilen hükmün, benzer işlerde uygulama durumunda bulunan başka mahkemeler de Anayasa Mahkemesi iptal kararına uymak zorunda olup, iptal edilen yasa maddesine dayanarak karar veremezler. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin verilecek olan iptal kararı ile bağlı olması, diğer mahkemeler bakımından da aynı etkiyi haizdir....

    Anayasanın 153. maddesinde "iptal kararları geriye yürümez" hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda "geriye yürümeme kuralı" uygulanamaz. Diğer bir anlatımla; bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise, bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 Esas, 1989/361 Karar) İtiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine iptal edilen hükmün, benzer işlerde uygulama durumunda bulunan başka mahkemeler de Anayasa Mahkemesi iptal kararına uymak zorunda olup, iptal edilen yasa maddesine dayanarak karar veremezler. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin verilecek olan iptal kararı ile bağlı olması, diğer mahkemeler bakımından da aynı etkiyi haizdir....

      Anayasanın 153. maddesinde "iptal kararları geriye yürümez" hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda "geriye yürümeme kuralı" uygulanamaz. Diğer bir anlatımla; bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise, bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 Esas, 1989/361 Karar) İtiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine iptal edilen hükmün, benzer işlerde uygulama durumunda bulunan başka mahkemeler de Anayasa Mahkemesi iptal kararına uymak zorunda olup, iptal edilen yasa maddesine dayanarak karar veremezler. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin verilecek olan iptal kararı ile bağlı olması, diğer mahkemeler bakımından da aynı etkiyi haizdir....

        Her ne kadar 25.03.2013 tarih ve FA/54 sayılı rapora istinaden sigortalılıkları iptal edilen şahıslar tarafından başkaca dava dosyasına rastlanılmadığı belirtilmiş ise de, dava konusu işyerlerinden ... sicil nolu işyeri için düzenlenen 23.05.2013 tarih ve EÇ-131 sayılı denetmen raporuna istinaden sigortalılıkları iptal edilen şahıslar tarafından varsa açılmış başka dava dosyalarının bulunup bulunmadığı ilgili Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığından sorularak, olduğu takdirde bunlara ilişkin dava dosyalarının uyap sistemi üzerinden gönderilmesinin sağlanması, 2-Bir önceki geri çevirme kararımızın (3) nolu bendinde, davacının ... nolu işyerinden yapılan 28.05.2010-06.09.2010 tarihleri arasındaki bildirimlerinin iptal edilip edilmediği sorulmuş, davalı Kurum tarafından 25.03.2013 tarihli denetim raporuna istinaden iptal edildiğinin bildirildiği anlaşılmakla, 1123099 sicil nolu işyeri için 25.03.2013 tarihli denetim raporuna istinaden sigortalılıkları iptal edilen şahısların ( iptal edilen dönemleri...

          SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında; Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme ile davanın tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olduğu, çekişmeli yargı işlemlerine tabi olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar davalı ve davacı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 134 ada 23 parsel sayılı taşınmazın maliki olmasına rağmen tapuda malik görünmediğini, Kahramanmaraş 1....

            Dava, zayi olduğu iddia edilen çekin iptaline ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 818. maddesinde poliçeye ilişkin iptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle, 764 üncü maddenin birinci fıkrasının çekler için de uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiş, 6102 sayılı TTK'nın 757/1. maddesinde iptal talep etme yetkisi çek hamiline tanınmıştır. ------- belirtildiği üzere "... İptal davası açma hakkı, TTK 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir. İptal kararını alan hamil, TTK 652.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkını senetsiz ileri sürebilir ya da borçludan yeni bir kıymetli evrak düzenlenmesini isteyebilir. İptal davasının amacı budur. Çek keşidecisinin TTK 757 ve 818/s.maddesi gereğince iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır... eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur...." HMK'nın 114.maddesinde dava açmakta hukuki yararın bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir....

              Bu durumda; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca iptal ve tam yargı davalarının birlikte veya iptal davası sonuçlandıktan sonra tam yargı davası açılması mümkün olduğundan, söz konusu iptal kararı üzerine ve iptal edilen işlemden kaynaklanan iş bu tam yargı davasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, aynı Kanunun 36. maddesinin (a) fıkrası uyarınca, Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dava dosyasının Ankara 11. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi ve taraflara bildirilmesine, 03/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Eldeki davada davacıya verilen tapu tahsis belgesi yetkili kurumca iptal edilmiş, iptal işlemi idari yargıya götürüldüğünden, belgenin geçerliliği konusunda, idari yargı kararının sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş; İdare Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek, İdarenin iptal kararı uygun bulunursa dayanak belge iptal edilmiş olduğundan davanın reddine karar vermek, aksi halde diğer şartlarıda araştırarak sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Bütün bu yönler üzerinde durulmadan, yazılı bazı gerekçelerle istemin hüküm altına alınması doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 18.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Uyulmasına karar verilen bozma ilamında, açıkça; "...davalı Kurumca iptal edilen çalışmaların kime ait olduğunu yöntemince belirledikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermek gerektiği...” vurgulanmışsa da, Kurumca iptal edilen çalışmaların kime ait olduğu yöntemince araştırılmamıştır. Yapılacak iş, Kurum işlemi sonucunda davacının kabul edilen ve edilmeyen sigortalılık sürelerini davalı Kurumdan sormak, iptal edilen çalışmaların geçtiği işyerlerinden iptal edilen dönemlere ait dönem bordrolarını celp ederek, dönem bordrolarında çalışmaları bulunan tanıkların beyanlarına başvurmak ve davalı Kurumca iptal edilen çalışmaların kime ait olduğunu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                    Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir. 22.02.2021 tarih, 2021/1089 esas ve 2021/4615 karar sayılı bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yapılan incelemede Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 tarihli 2019/48 esas, 2019/74 karar sayılı iptal kararı ile sözkonusu %5 fazlalıkların dayanağı olan norm iptal edilmiş olup, bu iptal kararı Resmi Gazete’de yayımlanmakla sonuç doğuracağı, somut norm denetiminde itiraz yoluna başvuran Mahkemenin verilecek olan iptal kararı ile bağlı olduğu, diğer mahkemeler bakımından da aynı etkiye haiz olduğu, sadece başvuran mahkeme açısından iptal kararının geriye yürüyeceğinin kabulünün uygulanacak olan norm bakımından mahkemeler arasında eşitsizlik doğuracağı, tüm mahkemelerin itiraz yoluna başvurması da beklenemiyeceğinden, uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer...

                      UYAP Entegrasyonu