Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. İptal kararları geriye yürümez....

    Türkiye'de Anayasa yargısının başladığı günden bugüne, kanun koyucu istikrarlı bir şekilde; "İptal kararları geriye yürümez." düzenlemesini muhafaza etmiş, bu görüşünden hiç ayrılmamış ve Anayasa Mahkemesinin, iptal kararının gerekçeli kararın Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlükten kalkacağını ve iptal kararının geriye yürümeyeceğini öngörmek suretiyle hukuksal boşluk doğmamasını amaçlamıştır. Bu sebeple; iptal edilmekle birlikte gerekçesi yazılıp Resmi Gazetede yayımlanıncaya kadar iptal edilen hükmün yürürlüğü bizzat anılan Anayasa ve 6216 sayılı Kanun hükümleri ile korunan kanun hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Aynı durum, iptal kararlarının yürürlüğünün ertelendiği durumlar için de geçerlidir....

      Bu durumda; uyuşmazlığın özünün iptal davasına bağlı yasal faiz talebiyle ilgili olduğu, iptal ve tam yargı davalarının birlikte veya iptal davası sonuçlandıktan sonra tam yargı davası açılması mümkün olduğundan, söz konusu iptal kararı üzerine ve iptal edilen işlemden kaynaklanan işbu tam yargı davasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 2577 sayılı Kanun'un 36. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Öte yandan; Malatya İdare Mahkemesince, davacının harcırah isteminin, iptal davasına bağlı tam yargı davası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda ayrıca bir değerlendirme yapılabileceği de kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dava dosyasının Malatya 2. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Ankara İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman içerisindeki etkisi böylece çıkmakta ve "İptal kararlan geriye yürümez" kuralı belirtilen anlamı taşıyarak geçerli olmaktadır. Anayasa’nın 153. maddesindeki “İptal kararları geriye yürümez” kuralının, geriye yürümezlik kuralının, yalnız lafza bağlı kalınarak yorumlanması hukuk devleti ilkesine ve bu ilke içinde var olan adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi itiraz yoluyla yapılacak denetimin amacına da ters olduğu aşikârdır. Ayrıca iptal kararının geriye yürümezliği kuralı, çoğu zaman iptal kararlarını işlevini ve etkinliğini azaltmaktadır. Ancak geriye yürümezlik ilkesinin en önemli istisnası, Anayasa’nın 152. maddesindeki somut norm denetimidir. Madde uyarınca mahkeme önüne gelen uyuşmazlıkta Anayasa aykırılık iddiasını ciddi görülür ve Anayasa Mahkemesine iptal için başvuru yapılırsa; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı verildiğinde, iptal kararına uymak zorundadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 28.01.2013 tarihli celsede çalınan banka ve kredi kartlarını iptal ettirdiğini söyleyen katılanın, kartlarını iptal ettirip ettirmediği, iptal ettirdi ise ne zaman iptal ettirdiği ilgili bankalardan sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davası ile birleştirilen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Tapu iptal ve tescil davasının kabulüne birleştirilen tazminat davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava ve birleştirilen dava, tapu iptal ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, tazminat davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm; davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, tazminat davasının ise reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"Daire : ALTINCI DAİRE Karar Yılı : 1991 Karar No : 3229 Esas Yılı : 1991 Esas No : 482 Karar Tarihi : 24/12/991 İDARECE İPTAL EDİLEN RUHSATIN DÜZENLENİŞ TARİHİ İTİBARİYLE ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARINA KADAR YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU TARTIŞMASIZ İSE DE DAHA SONRA SÖZÜ EDİLEN RUHSATIN DAYANAĞI OLAN YASA HÜKMÜNÜN ANAYASA MAHKEMESİNCE İPTAL EDİLMESİ SONUCU İDARECE GERİ ALINMASINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI, KAZANILMIŞ HAK İDDİASININ İSE, RUHSATIN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU DÖNEMDE İNŞAATA BAŞLANMIŞ OLMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARINA KADAR TARAFLARCA ULAŞILAN SEVİYENİN KANITLANMASI HALİNDE BU KISIMLARIN KAZANILMIŞ HAK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİNİN YAPININ YIKIMINA İLİŞKİN DAVADA İNCELENMESİ GEREKTİĞİ BU NEDENLE, İDARE MAHKEMESİNCE 3194 SAYILI YASANIN 29.MADDESİNE DAYANILARAK KAZANILMIŞ HAKTAN BAHİSLE İPTAL KARARI VERİLMESİNDE İSABET BULUNMADIĞI HK....

                iptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talebedebilir” (TTK.m.564/1). TTK.nun 558/II. maddesine göre, “hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vadenin hulülünde senedin mahiyetine göre alacaklı olduğu anlaşılan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.” İptal kararını alan kişi, (iptal kararının davacısı) borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını isteyebilmek hakkını kazanmaktadır. İptal kararının etkileri hak sahipliğinin teşhisi meselesine ilişkindir. Kararın “maddi hukuk" yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Bu kararla, senedi elinde bulunduran üçüncü şahsın hakkının sona erdiği, onun yerine artık bundan böyle davacının hak sahibi olduğu sonucuna da varılamaz. İptal kararı, iptal olunan senet yerine kaim olan bir senet mahiyeti taşımamaktadır. İptal kararı sadece, davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilme imkanı vermektedir....

                  Somut olayda; davacının, 1.1.1975 ila 01.01.1980 tarihleri arasında ... nolu işyerinden bildirimi yapılıp iptal edilen hizmetinin olup olmadığı, var ise iptal gerekçesi sorulup iptal nedeni ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davacının 1.1.1975 ila 01.01.1980 tarihleri arasında ... nolu işyerinde çalıştığına ilişkin dönem bordrolarının davalı kuruma verilip verilmediği, bu döneme ilişkin iptal edilen hizmetinin olup olmadığını davalı kurumdan sormak, dönem bordroları verilip sonrasında hizmet iptal edilmiş ise kurumun iptal gerekçesini sormak suretiyle iptal nedeni ortaya koymak ve buna göre araştırma yapmak, kurum tarafından iptal nedeni ortaya konulmadığı takdirde bordrolar verildiğinden davanın tümden kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                    Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay'ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa'ya aykırılığı saptanmış Yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasa'nın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa'ya aykırı Yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt: 26). İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa'ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir....

                      UYAP Entegrasyonu