Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece İcra İflas Kanununun 269. maddesinde itirazın iptali kurumunu düzenleyen İİK nun 67. maddesine atıf yapılmadığı izlenen takip yöntemine göre itirazın iptali kurumu düzenlenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine alacaklı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını isteyebileceği gibi genel mahkemede İİK.nun 67. maddesine dayalı olarak itirazın iptali davası açma hakkına da sahiptir. Bu konuda alacaklının seçimlik hakkı mevcut olduğundan alacaklı icra mahkemesine başvurmaya zorlanamaz. Öte yandan İİK nun 269. Maddesinde alacaklının itirazın iptali davası açmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır....

    İİK.nun 67/1.maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İlgili madde hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol ( harici öğrenme v.s ) öngörülmemiştir. Dosyanın incelenmesinde, ödeme emrinin borçlulara 12.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve ödeme emrine itirazın borçlular tarafından 14/05/2012 tarihinde gerçekleştiği analşılmıştır....

      İİK.67. maddesi uyarınca takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içerisinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dahilinde alacağının varlığını ispat etmek suretiyle itirazın iptalini talep edebilir. İtirazın iptali istemi için ödeme süresinin geçmesinin beklenmesine gerek yoktur. Mahkemece itirazın iptali isteği konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın iptali isteğini de kapsar biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle tahliye davasının reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenlerle itirazın iptali istemine yönelik davanın reddine ilişkin hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece itirazın kaldırılması konusunda uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği belirtilerek itirazın kaldırılması talebinin reddine, davalının itirazında kira bedellerini ödeyeceğini beyan etmesine rağmen ödeme yapmadığı, temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluştuğu belirtilerek kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı vekili tarafından itirazın kaldırılması isteminin reddine ilişkin karara yönelik olarak temyiz edilmiştir. Islah yolu ile dava sebebini değiştirmek mümkün ise de mevcut davaya ilaveten ikinci bir dava açmak olanaksızdır. Bu bakımdan ikinci talebin incelenmemesi gerekir. Davalı borçlu tarafından süresinde yapılan bir itiraz olduğu halde, davacı itirazın kaldırılmasını istemeden tahliye isteminde bulunduğundan davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmiş olması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....

          Alacaklının icra mahkemesine başvurusu gerçekte var olan bir itirazın kaldırılması istemi değildir. ... takip, Kambiyo ... Yoluyla takip olup İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda; kambiyo takibinde borçlu, borca itirazını icra müdürlüğüne yapmış olup bu başvuru sonuç doğurmayacağı gibi icra müdürlüğünce bu itirazın değerlendirilerek, takibin durdurulmasına karar verilmesi de doğru değildir. Alacaklının dilekçesinde, itirazın kaldırılması deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile takibin durdurulması kararına yönelik şikayet niteliğindedir....

            Alacaklının icra mahkemesine başvurusu gerçekte var olan bir itirazın kaldırılması istemi değildir. ... takip, kambiyo senedine özgü haciz yoluyla takip olup İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda; kambiyo takibinde borçlu, borca ... icra müdürlüğüne yapmış olup bu başvuru sonuç doğurmayacağı gibi icra müdürlüğünce bu itirazın değerlendirilerek, takibin durdurulmasına karar verilmesi de doğru değildir. Alacaklının dilekçesinde, itirazın kaldırılması deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile takibin durdurulması kararına yönelik şikayet niteliğindedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın 2.709 TL üzerinden takip tarihinden yasal faizi ile birlilikte kısmen iptaline karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                İİK'nun 67/1 maddesi uyarınca ''Takip talebine itiraz eden alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.'' Belirtilen yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü dava açma süresi borçlunun itirazlarının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar. İtiraz alacaklıya tebliğ edilmemiş ise süre başlamaz. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. Ancak, alacaklı İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmuş ise, o takdirde 1 yıllık hak düşürücü sürenin itirazın kaldırılması davasının açıldığı tarihten itibaren başlayacağı Yargıtay'ca kabul edilmektedir. Somut olayda, alacaklı ... vekili 16.05.2012 tarihinde ......

                  İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.)....

                    Somut olayda, alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında itirazın iptali davası açılmış, Çan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/268 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Ancak, itirazın iptaline yönelik bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesinin 2020/320 E.-2020/269 K.05/03/2020 tarihli kararı ile temyiz yolu açık olmak üzere kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, alacaklının itirazın iptaline karar verilmesinden sonra anılan ilamı dosyaya sunarak takibe devam ve haciz işlemleri yapması mümkün ise de itirazın iptaline dair ilam bozulmakla ortadan kalktığından, bozulmakla hükmünü yitiren itirazın iptali kararına dayanılarak bozma kararından sonra takibin devamına olanak yoktur. İtirazın iptali kararı bozulmakla İİK'nun 40. maddesi uyarınca takip olduğu yerde duracağından ve takibin durması gereken bu dönemde takip işlemi yapılamayacağından mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamaz....

                    UYAP Entegrasyonu