GEREKÇE: Dava simsarlık sözleşmesi uyarınca simsarlık ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılardan T3 ile davacı arasında simsarlık sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede davalı T4'nin taraf olmadığı, T4 ile satıcı arasında satım sözleşmesininin kurularak mülkiyetin tapuda bu davalıya geçirildiği hususları ihtilafsızdır. Uyuşmazlık davacının sözleşmenin tarafı olan T3 ve sözleşmeye taraf olmayan T4 simsarlık ücretini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davaya konu simsarlık sözleşmesi uyarınca T3 ile satıcı arasında satım sözleşmesi kurulmadığı hususu ihtilafzısdır. Uyuşmazlık simsarın satım sözleşmesi kurulmasa da komisyon ücretini talep edip edemeyeceği noktasındadır. 6098 sayılı yasanın 520....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 gün, 2017/13- 644 esas, 2017/460 karar sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki simsarlık sözleşmesini imzalayan kişinin malik olmak zorunluluğu yoktur. Sözleşmenin geçerlilik şartı yazılı olarak yapılmış olmasıdır.( Bknz Yargıtay 3....
İcra Dairesinin 2015/6760 esas sayılı dosyasına yapılan itiraz neticesinde 2004 s. kanunun 67. maddesine binaen açılan İtirazın İptali davasıdır. Söz konusu icra dosyası incelendiğinde; takip dayanağının dosya tarafları arasında düzenlenen 15.08.2014 tarihli emlak komisyonculuğu sözleşmesinin olduğu anlaşılmaktadır. TBK madde 520'de simsarlık sözleşmesine yer verilmiş ve taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekle tabi kılınmıştır....
Davalı şirketin simsarlık sözleşmesinde belirlenen taşınmazı sözleşme tarihinden sonraki bir tarihte 01.07.2017 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralamış olmasının tek başına davalı şirketin simsarlık sözleşmesine de icazet verdiği anlamına gelmeyeceği kanaatine varılmıştır. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı yetkilisi veya temsilcisi olmayan, davacı ticari temsilcisi, ticari vekili veya çalışanı olduğu da ispatlanamayan ... tarafından imzalanmış olan sözleşme, davalı tarafça onanmadığından davalı şirketi bağlamayacaktır. Taraflar arasında usulüne uygun yapılmış bir sözleşme bulunmadığından simsarlık ücretinden davalı sorumlu tutulamaz....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2020 NUMARASI : 2020/318 ESAS, 2020/334 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Kayseri 2....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK. 520/3. madde taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için geçerlilik şekli düzenlemiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Simsarlık sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK. m. 520/2'ye göre "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, simsarlık sözleşmesinden doğan komisyon bedeli ve cezai şartın tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davacı emlakçı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 520. maddesindeki (Eski BK md 404.) şartlara uygun geçerli bir simsarlık sözleşmesidir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı, şartların gerçekleşmesi halinde, davacıya karşı sözleşme ile yükümlendiği ücretten sorumludur....
E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz....
Maddesine göre "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz" Türk Borçlar Kanununun 77. Maddesine göre ''Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.''...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın kaynağı olan mal sağlama dışında ve ücret karşılığında yapıldığı iddia edilen simsarlık hizmet olduğunu, ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmeksizin şahsına yat almak gayesinde olan müvekkilin tüketici olduğunu, davacının sağlayıcı olduğunu, somut uyuşmazlıkta zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, bu nedenle davacının tek başına taraf ehliyeti bulunmadığını, icra takibine dayanak olarak eklenmeyen belgelerin itirazın iptali davasında delil olarak kullanılamayacağını, davacı ile müvekkil arasında bir sözleşme bulunmadığını, davacının müvekkile değil satıcıya simsarlık hizmeti verdiğini, dava dayanağı icra takibinin diğer borçlusu .........