Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı avukatı tarafından verilen 05.11.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; önceki değişik iş dosyasında ihtiyati haciz talebinin olmasının, itirazın iptali olan bu davada ihtiyati haciz talebinde bulunmaya engel teşkil etmeyeceğini, değişik iş dosyasının dayanağının, icra dosyası iken bu davadaki dayanağın itirazın iptali davası olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLER, DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. HMK'nın "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlığını taşıyan 341/(1) maddesi; "İlk derece mahkemesinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir. Somut olayda, dava, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır....

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun 01/09/2020 tarihli iş bölümünün dairemize ait görev alanını belirleyen 4. maddesinde hangi şahsi hakka dayalı olarak taşınmaz mallarla ilgili bakılacak davalar tahdidi olarak sayılmış olup (a) bendinde "satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davaları" olarak açıklanmıştır. Eldeki incelemeye konu somut davada davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve el atmanın önlenmesine yönelik herhangi bir talebi söz konusu değildir. Davacının talebi satış bedeline dahil olan %18 KDV oranının Bakanlar Kurulu kararıyla %8'e indirilmesi nedeni ile %10'a tekabül eden KDV tutarının davacıya iadesi istemine ilişkin olup dava taraflar arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi dairemize ait değildir....

K A R A R Davacı, davalılar ile imzaladıkları 18.12.2007 Tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığını,sözleşme gereğince 18.12.2007 tarihinde davalı ... adına 75.000TL havale yaptığını,davalıların parayı yetersiz bulması üzerine 23.1.2008 tarihinde 25.000TL daha havale yaptığını, davalıların sözleşme gereğince tapu devrini yapmadıklarını, ödediği peşinatı geri almak amacıyla başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000TL alacağın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, duruşmada alınan beyanında davasının itirazın iptali olduğunu açıklamıştır. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 28.12.2009 No : 44/774 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, haricen gayrimenkul(büro) satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmada, iddiaya konu sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, sözleşme içeriğinin doğru olmadığını, dükkan için kendisine para verilmediğini, davacının tapudan da devri almaya yanaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2019 NUMARASI : 2019/46 ESAS-2019/269 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Harici Taşınmaz Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Niğde 2....

      Davacı, davalı tarafından ibraz edilen harici sözleşmenin varlığını ve sözleşmedeki imzasını inkar etmemiş, ancak sonradan noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici sözleşmenin ortadan kaldırılmış olduğunu, bu sözleşme ile kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirmiştir. İmzası davacı tarafından inkar edilmeyen haricen düzenlenen 3.10.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesinde 54.000.000.000 TL satış bedelinin peşin ve nakden alındığı yazılı olup, davacı, yazılı sözleşmedeki bu beyanının aksini yasal delillerle kanıtlayamamıştır....

        arasındaki gayrimenkul satımında tellallık hizmeti verdiğini, 26.7.2004 tarihli sözleşme ile alıcı ve satıcının %3'er komisyon ödeyeceği, satış sözleşmesinden vazgeçen tarafın, iki tarafın ödemesi gereken toplam %6 komisyon bedelini ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeden cayıp komisyon bedelini ödemediğini, alacağının tahsili için yaptığı icra takibine haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satışa konu gayrimenkulde hukuki ayıplar bulunduğunu öğrendiğini bu hususun hile ile kendisinden gizlendiğini, bu nedenle taşınmaz satışına ilişkin sözleşmeden caydığını, davacının ücrete hak kazanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          hükümleri uyarınca tarafların arasında verilenlerin geri istenebileceğini, mahkemenin gerekçeli kararında satış vaadi sözleşmesinden bahsedilse de resmi bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, noterde düzenlenen muvafakatnamelerde satışa veya satış vaadine dair hiçbir beyan olmadığını, noterde sadece muvafakatname düzenlendiğini, muvafakatname harici satış sözleşmesini geçerli hale getirmeyeceğini, Yargıtay karannda belirtildiği şekilde adi harici satış sözleşmesi sonrasında tapuda devir yapılması bile harici satım sözleşmesini geçerli hale getirmediğini, dosyaya sunulan ve karara esas alınan noterde düzenlenmiş muvafakatnameler de sözleşmeye geçerlilik kazandıramayacağını, tanık anlatımlarının da sözleşmeye geçerlilik kazandıramayacağını, dava değerinin fazla belirlendiğini, harici satış sözleşmesinin konusu sadece arazi olduğunu, bina geçersiz harici satım sözleşmesinin konusu olmadığını, sonradan davacı tarafından inşa edildiğini, bu nedenle dava değerine konu edilmesinin yanlış olduğunu...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Uyuşmazlık, 8.5.2011 tarihli harici taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine yönelik olup, davacı sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalıya ödediği bedeli ve dava konusu taşınmaza yaptığı masrafları talep ettiğine göre, uyuşmazlığı temyizen inceleme görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            -TL alacak miktarı üzerinden devamına, davacının 45.000,00 TL’lik asıl alacak ve 43.890,41 TL’lik işlemiş faize yönelik kısmının reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Uyuşmazlık, harici taşınmaz satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili talepli icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile 20.08.2008 tarihli taşınmaz satım sözleşmesinin imzalandığını, satış bedelinin davalıya ödendiğini ileri sürerek; sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yapmış olduğu ödemenin davalıdan iadesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu