Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Öncelikle üzerine inşaat yapılacak arsayı yükleniciye teslim etmesi gereken arsa sahibi, yüklenicinin karşı edimini yerine getirmesinden sonra da yükleniciye sözleşmeye uygun arsa veya kurulmuşsa kat irtifak tapusunu devretmekle yükümlüdür. Yüklenicinin temel borcu ise eseri (binayı) meydana getirmektir. Bir bina inşasından maksat, o yapının sözleşmeye, fen kurallarına ve amacına uygun imal edilmesidir....
- KARAR - Davacı vekili, dava dışı arsa sahipleri ile davacı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı gerçek kişiler arasında ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, buna göre inşaatın ortak olarak yapıldığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin diğer davalı şirkete devredildiğini, ortaklıktan kaynaklanan haklarının verilmediğini ileri sürerek, davacıya isabet edecek bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün değilse değerlerinin tahsilini ya da yaptığı masrafların tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan,davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini davalı şirkete devrettiği, ortaklık sözleşmesi yapıldığında davacının kaba inşaatın ne kadarını yaptığının tespitinin mümkün bulunmadığı, devir sözleşmesinde, ortaklık sözleşmesinden bahsedilmediği, böylece, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında aynı sözleşmeden kaynaklanan sözleşmenin iptali, müdahalenin men'i ve tahliye talebiyle açılan ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/247 E. sayılı derdest davası ile bu dosya arasında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle, birleştirme kararı verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, yüklenici; davalı ise arsa sahibidir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup; bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanması gerekir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davacılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.03.2008 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemiyle açılmıştır. Davalı, 01.07.2007 tarihine kadar olan döneme ait kira bedellerinin ödendiğini, davacının veraset ve intikal vergisini ödemediği için iskan ruhsatının alınamadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Asıl davada davacılar vekili, davalı yükleniciler ... ve... ile dava dışı arsa sahipleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı yükleniciler isabet eden daire ve dükkanların 06.04.2001 tarihli noter sözleşmesi ile müvekkillerinin de aralarında bulunduğu kişilere satıldığını, davalı yüklenicilerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirerek söz konusu daire ve dükkanlara hak kazandıklarını, iskan ruhsatının alındığını, ancak yüklenicilerin dükkanların tapu devirlerini yapmadıklarını, (A) blok ..., ..., ... no'lu (B) blok ..., ..., ... no'lu dükkanların muvazaalı olarak yüklenici ...’in eşi diğer davalı ...’e devredildiğini ileri sürerek anılan bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile hisseleri oranında müvekilleri adına tescilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise asıl davaya konu bağımsız bölümlerin yargılama sırasında yine muvazaalı olarak davalı ...’e devredildiğini ileri sürerek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 17.11.2014 gün ve 6906 Esas, 7283 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahibi arasında 13.08.2009 günü yapılan arsa payı karşılığı inşat sözleşmesine ilişkin ön sözleşme uyarınca, taşınmazın imar durumuna ilişkin mahkeme kararı kesinleşmesine rağmen, davalının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaya yanaşmadığını, sözleşme uyarınca ödenmesi gereken cezai şartın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğunun arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Arsa sahibi ile arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmesinde ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesine göre “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir....
Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu inşaatın genel fiziki tamamlanma oranı %47 iken, yüklenicinin arsa sahibi ile aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği edimini yerine getirdiğinin söylenemeyeceğinden davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz mülkiyetinin devri taahhüdünü içerdiğinden resmi yazılı şekle tabi olsa da, inşaatın ikmâl edilmesi ve edimlerin önemli ölçüde ifası nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması olup iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından (Örnek: Yargıtay 15. HD. 22.06.2006T. 2006/3112E. 2006/3819K.) sözleşmenin geçersizliği iddia veya savunmasına değer verilmeyerek, uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekecektir. Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 162 (TBK 183). maddesi uyarınca temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....