WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla, yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davacının itirazın kesin olarak kaldırılması ve genel hükümlere göre tazminat istemlerinin (yukarıda açıklanan nedenlerle) ayrı ayrı reddine, davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

İİK 269 maddesi gereğince borçlunun itirazı ile takibin durması üzerine alacaklının altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün olduğu gibi genel hükümlere göre ilgili hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açması da mümkündür. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriğine göre, ödeme emrine yapılan itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurulduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun 21. Ve 22. Maddeleri gereğince Akseki İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...icra mahkemelerinin önüne gelen uyuşmazlığı genel hükümlere göre çok daha hızlı ve seri olan takip hukuku kurallarına göre ve basit usulde yargılama yaparak çözen özel mahkemeler iken, gabin nedeniyle taahhüdün iptali davasının ise genel hükümlere göre açılan ve genel mahkemece yazılı usulde yargılama yapılarak sonuçlandırılması gereken bir dava olup, icra yargılamasına göre sonuçlanmasının çok daha uzun zaman alacağı, genel hükümler uyarınca açılan davanın takip hukukuna göre ve basit usulde yargılama yapılan icra mahkemesinde bekletici mesele yapılamayacağı..." gerekçesi davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 23/02/2021 tarihinde süre tutum dilekçesi sunmuş ancak gerekçeli kararın 04/03/2021 tarihinde tebliğine rağmen dosyaya gerekçeli istinaf dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır....

    İcra İflas Kanunun 67. maddesi gereğince, icra takibine itiraz üzerine alacaklının iki seçimlik hakkı mevcut olup, bunlardan birisi, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep etmek, diğeri de genel hükümlere göre itirazın iptali davası açmaktır. Somut olayda davacı genel hükümlere göre ... bu davayı açmış olup, seçim hakkını bu şekilde kullandığından, davada görevli mahkeme, İcra Hukuk Mahkemeleri değil, genel mahkemelerdir. O halde, dava konusu edilen müddeabihin değerine göre davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın genel hükümlere göre açılan “itirazın iptali” davası olduğu gözardı edilerek, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

      İcra İflas Kanunun 67. maddesi gereğince, icra takibine itiraz üzerine alacaklının iki seçimlik hakkı mevcut olup, bunlardan birisi, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep etmek, diğeri de genel hükümlere göre itirazın iptali davası açmaktır. Somut olayda davacı genel hükümlere göre ... bu davayı açmış olup, seçim hakkını bu şekilde kullandığından, davada görevli mahkeme, İcra Hukuk Mahkemeleri değil, genel mahkemelerdir. O halde, dava konusu edilen müddeabihin değerine göre davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın genel hükümlere göre açılan “itirazın iptali” davası olduğu gözardı edilerek, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.' şeklindeki düzenleme nazara alındığında, 14/06/2021 tarihli seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin mahkeme huzurunda sanık ve müdafii tarafından kabul edilmemesi nedeniyle anılan düzenleme uyarınca talepnamenin reddine ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderildiğinin anlaşılması karşısında, Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre soruşturma yürütülerek iddianame düzenlenebilmesi için talepnamenin reddine ilişkin Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/06/2021 tarihli kararının itiraz edilerek kaldırılmasına gerek olmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır. II. GEREKÇE 1....

          İİK 269 maddesi gereğince borçlunun itirazı ile takibin durması üzerine alacaklının altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün olduğu gibi genel hükümlere göre ilgili hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açması da mümkündür. Somut uyuşmazlıkta davacı İİK 269/3 maddesi gereğince İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası yolunu tercih etmiştir. Bu halde uyuşmazlığın İİK 269 ve devamı maddeleri gereğince görevli Bulanık İcra Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.)maddeleri gereğince Bulanık İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalının icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde icra takibine konu adi yazılı tahliye taahhüdündeki tarihe açıkça itiraz ettiği anlaşılmış olup, icra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdü noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş olmadığından İİK'nun 275. maddesi ve 04.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemez. Tahliye talebi noterlikçe resen tanzim veya ''tarih'' ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı, kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın genel hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları bulunmaktadır....

            İcra ve İflas Kanunu’nun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Buna karşılık elinde İcra ve İflas Yasası’nın 68-68a’da sayılan belgelerden biri olan alacaklı, itirazın iptali için aynı yasanın 67. maddesi gereğince bir yıl içinde genel mahkemede dava açmak ya da 68-68a maddesi gereğince altı ay içinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. İtirazın iptali davasında görevli mahkeme, genel hükümlere göre belirlenir. Takibin dayanağının kira sözleşmesi olması ya da talebin kira alacağına ilişkin bulunması durumu değiştirmez. Bu durumda alacaklının hangi yolu seçeceği konusunda kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır....

              İcra İflas Kanunun 67. maddesi gereğince, icra takibine itiraz üzerine alacaklının iki seçimlik hakkı mevcut olup, bunlardan birisi, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep etmek, diğeri de genel hükümlere göre itirazın iptali davası açmaktır. Somut olayda davacı banka, icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açmış olup, seçim hakkını bu şekilde kullanmıştır. Ne var ki İcra Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya Tüketici Mahkemesine gönderilmiştir. Oysa ki, İcra ve İflas Kanunu’nun 68 vd. maddelerinde itirazın kaldırılması davalarına münhasıran İcra Mahkemelerinde bakılacağı düzenlenmiş olup, bu davaların genel mahkemelerde görülmesi olanağı yoktur. Öyle olunca eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme, İcra Hukuk Mahkemeleridir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....

                UYAP Entegrasyonu