Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HUMK’nın 76. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir. Somut olayda alacaklı, icra mahkemesinde “itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı” talep etmiş olup, bu talebi İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilmelidir. Mahkemece takibe dayanak belgelerin İİK’nın 68. maddesi kapsamında sayılan belgelerden olup olmadığı incelenerek itirazın kaldırılması talebinin reddi veya kabulüne karar verilmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Beykoz İcra Mahkemesi’nde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Mahkemece, merciide itirazın kaldırılması için dava açan ancak davası reddedilen davacının alacak davası açabileceği, itirazın iptali davasının açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-17.07.2003 tarihli ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen llK.nun 67/1. maddesinde "takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" hükmü mevcut olup, eski kanun maddesinde yer alan "ve itirazın kaldırılması için merciie müracaat etmek istemeyen" ibareleri kanun metninden çıkarılmıştır. Anılan kanun değişikliği ile merciide itirazın kaldırılması için dava açan ve ancak davası reddedilen alacaklıya da itirazın iptali davası açma olanağı tanınmıştır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2007/2106 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığı, davalı -borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ettiği, itirazın davacı-alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, duran takip üzerine; itirazın iptali davası açılmadığı, itirazın kaldırılması yoluna da başvurmadığı anlaşılmıştır. Alacaklı, itirazın iptali davasını, itirazın kendisine tebliğ (İİK.m.62/1) tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açmalıdır. (İİK. m. 67/1). Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içerisinde mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise ilamsız takip düşeceğinden artık aynı alacaktan dolayı yeniden icra takibi yapamayacaktır. Alacaklının aynı alacakla ilgili yaptığı ikinci icra takibine karşı açılan itirazın iptali davası dinlenilemez. Açılan davanın hukuki yarar yokluğundan ...'nın 114/1-h ve 115/2. madde hükümleri uyarınca reddi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması istemine ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk, 1. Tüketici ve 3. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 01.09.2005 tarihinde 2.492.78.- YTL. değer gösterilerek itirazın İ.İ.Y.nın 68. maddesi uyarınca kaldırılması istemi ile icra hukuk mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.nın 67. maddesine göre itirazın iptali bir yıl içinde genel mahkemelerde, aynı yasanın 68. maddesine göre ise, itirazın kaldırılması 6 ay içinde icra tetkik merciinden istenebilir. Somut olayda; davacının talebi itirazın iptali istemi olmayıp, yalnızca itirazın kaldırılması istemine ilişkin olduğuna göre, görevli mahkeme ... 3. İcra Hukuk Mahkemedisir....

          Mahkemece, İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması için dava açan ancak davası reddedilen davacının alacak davası açabileceği, itirazın iptali davasının açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 17.7.2003 tarihli ve 4949 sayılı kanunun 15. maddesi ile değiştirilen İİK.nun 67/1 maddesinde “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir “ hükmü mevcut olup, eski kanun maddesinde yer alan “ ve itirazın kaldırılması için merciie müracaat etmek 2007/9959-2008/348 istemeyen” ibareleri kanun metninden çıkarılmıştır. Anılan kanun değişikliği ile İcra Tetkik Merciine itirazın kaldırılması için dava açan ve ancak davası reddedilen alacaklıya da itirazın iptali davası açma olanağı tanınmıştır....

            Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. Somut uyuşmazlıkta dosyada bilgi ve belgelerden davalı vekilinin icra takibine itiraz ettiğinin davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda itirazın iptali davasında dava açma süresi davacının icra takibine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren başladığının kabulü gerekir....

              MUHALEFET ŞERHİ İİK. 67/1 maddesi "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde 2010/6920-10667 mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre sukutu hak süresidir. Ne var ki, bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlıyacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin sukutu hak süresi olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bununda ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir....

                İcra Hukuk Mahkemesi, davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının itirazın kaldırılması talebinde bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun süresinde itirazı takibi durdurur. Takibin devamını sağlamak için alacaklı dilerse itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi, takip konusu alacağın dayanağı İİK’nın 68-68/a daki belgelerden değilse, genel mahkemede itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HUMK’nın 76. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir....

                  Alacaklı, borçlunun bu itirazını gidermek (hükümden düşürmek) için, itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde, ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek (m.68-70) veya mahkemede itirazın iptali davası açmak (m.67) zorundadır ( m.264,II,c.2). Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise, ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır (düşer) (m.264,IV). Bu konudaki şikayet, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir. Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder....

                    Olayımıza gelince; tahliye ihtarlı ödeme emri borçluya 01.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalının 03.04.2014 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, ancak, itirazın alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, itirazın tebliğ edilmediği hususunun da mahkemenin kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Borca itiraz henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden itirazın kaldırılmasını istemek için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamayacağından, alacaklının 26.03.2015 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesi'ne yaptığı başvurusunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu