Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı, takibin devamı için, İİK'nun 68. maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde, yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre, yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, bu sürenin mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, itirazın alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde bilgi ve belgeye rastlanmadığından, itiraz, henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden, itirazın kaldırılması için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamamış olup, alacaklının 16/12/2014 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Oysa davacı alacaklı açmış olduğu tahliye davasında takibin kesinleştiğinden sözetmiş, daha sonra da davasına itirazın kaldırılması talebini ekleyerek vaki itirazın kaldırılması istemiştir. Islah Müessesesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 ve devamı maddelerinde düzenleme altına alınmış olup, ıslah usul işlemlerine ilişkindir. Islah ile dava talebine ayrı, bağımsız bir davanın eklemesi mümkün değildir. Davacı, ıslah ile itirazın kaldırılmasını isteyemez. Davacı dava dilekçesinde kesinleşen takip sebebiyle tahliye isteminde bulunmuş isede ortada kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, tahliye talebinde bulunamaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili; ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için borçlu aleyhine haciz ve tahliye talepli icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, yapılan itirazın yersiz ve haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılması ile davalının mecurdan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....

        Alacaklı, takibin devamı için, İİK.nun 68.maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde, yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre, yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, itirazın, alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, itiraz, henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden, itirazın kaldırılması için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamayacağından, alacaklının 16/12/2014 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesi'ne yaptığı başvurunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emrine itirazla duran takibi devam ettirebilmek için alacaklı genel mahkemelerde İİK'nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası açabileceği gibi İİK'nun 68 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. Alacaklının icra mahkemesine verdiği dilekçede, "itirazın kaldırılması" yerine "itirazın iptali" ibaresini kullanması başvurulan mahkeme icra mahkemesi olduğundan itirazın kaldırılması istemi olarak kabul edilmelidir. Bu halde icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini esastan inceleyip sonucuna göre bir karar vermekle görevlidir. Somut olayda, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun takip sırasında vefat ettiği, alacaklının miraşçıları takibe dahil etmek isteği ile borçlu mirasçılarına ödeme emri tebliğ ettirdiği, mirasçıların haklarında çıkarılan ödeme emri nedeniyle takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu anlaşılmıştır....

            Mahkemece; itiraz üzerine takibin 02.08.2013 tarihinde durduğu, itirazın iptali davasının 08.04.2015 tarihinde açıldığı, icra dosyasında itirazın tebliğ edilmediği ancak davalının itirazından sonra davacı alacaklı vekilinin dosyada çok sayıda işlem yaptığı ve davalının itirazından bilgisi olduğunun kabulü gerekeceği gerekçesi ile hak düşürücü süreden sonra davanın açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar....

              Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği gerekçesiyle itirazın iptaliyle bilirkişi raporunda belirtilen rakamlar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İtirazın iptali davasında ıslah olup olamayacağı ve talep edilen miktarların artırılıp artırılamayacağı konusunda taraflara arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İtirazın iptali davası özel bir tür eda davasıdır. Kural olarak itirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine karar verilmelidir....

                Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davanın itirazın iptali davası olduğu, Kat Mülkiyeti Yasasının 33 . maddesi gereğince hakimin müdahalesi ile onarım yapılmasının istenilmediği, onarım bedelinin ve davacı dairesinde oluşan zararın davalılardan tahsili için icra takibine itirazın iptali dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....

                  İİK'nın 67. maddesine göre, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Hükümde itirazın iptali davasının açılması için öngörülen sürenin itirazın tebliğinden itibaren başlayacağı açıkça belirtilmiştir. Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça, itirazın iptali davası açılması için öngörülen süre işlemeye başlamaz. Davacı alacaklı, borçlunun mal beyanında bulunmaması nedeniyle cezalandırılmasını 15.01.2007 tarihli dilekçe ile istemişse de, bu dilekçede itirazın tebliğine ilişkin bir açıklama bulunmadığından, sürenin başlangıcı olarak bu tarih de esas alınamaz. Mahkemece bu yönler gözetilerek işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda toplanan deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın süreden reddi isabetsizdir....

                    Mahkemece yapılan yargılama sonunda itirazın iptali davasının, takipten itibaren (1) yıl içinde açılması gerektiği, borca itirazın aradan (7) gün geçtikten sonra öğrenildiği hususunun hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesine dayalı itirazın iptaline ilişkindir. İİK.’nun 67/1. maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı gibi bir yıllık süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Somut olayda davalı borçlunun itirazının, davacı alacaklı bankaya tebliğ edilmediği anlaşıldığından bir yıllık sürenin başlamayacağı da kuşkusuzdur....

                      UYAP Entegrasyonu