"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz talep eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Talep, sevk irsaliyesi ve faturaya dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası sırasında karşı tarafın malvarlığına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir. Mahkemece, takibin ilamsız olduğu, alacağın varlığı, yokluğu ve muacceliyetinin ancak dava sonucunda tespit edilebilecek olduğu gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir....
TALEP Borçlu vekili; müvekkili aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takibe müvekkili tarafından itiraz edildiğini, alacaklı vekili tarafından Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını ve bu davada ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesince alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabul edildiğini, müvekkilinin adresine 27.11.2019 tarihinde ihtiyati hacze gidildiğini, haciz sırasında müvekkilinin icra dosyasına teminat olarak 176.300,00 TL yatırdığını, Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararına yapmış oldukları itirazın reddedildiğini, kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 30.09.2020 tarihli ve 2020/1332 Esas, 2020/976 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, Bursa 11....
Somut olayda, İİK'nun 264. maddesi uyarınca, borçlunun, icra dairesine süresinde yaptığı 18.11.2013 tarihli itirazı alacaklı tarafa tebliğ edilmeden, alacaklının Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/436 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığı görülmektedir. Bu durumda alacaklının, İİK'nun 264. maddesi çerçevesinde, süresinde itirazın iptali davası açtığının kabulü ile ihtiyati haczin halen geçerli olduğunun anlaşılması karşısında, icra müdürlüğünce, ihtiyati haciz miktarı kadar borçlunun maaşına haciz konulması mümkün olduğundan, mahkemece bu miktarı aşan kısım yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin tümden kabulüne hükmedilmesi isabetsizdir....
Alacaklının, 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır, icra takibi ise, derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir. Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/36 D. İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı üzerine başlatılan icra takibinde, davacıların borca itirazı üzerine verilen durma kararının 13/03/2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının 27/08/2020 tarihinde Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/341 Esasında kayıtlı itirazın iptali davasını açtığı, söz konusu itirazın iptali davasının 7 günlük süreden sonra açıldığı anlaşıldığından, İİK’nın 264/2. maddesi uyarınca ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/354 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığı, dava sırasında mahkemenin 22/01/2019 tarihli ara kararı ile dava değeri olan 4.032.872,92- TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, kararın takip dosyasında uygulandığı, daha sonra ihtitayi haciz kararına itiraz üzerine mahkemece 12/02/2019 tarihli ara karar ile takip konusu asıl alacak olan 3.600.000- TL yönünden ihtiyati hacze itirazın reddine, takip öncesi işlemiş faiz olan 432.872,92- TL yönünden ihtiyati hacze itirazın kabulüne, mahkemece verilen ihtiyati haczin asıl alacakla sınırlı olmak üzere devamına karar verildiği, eldeki başvuru tarihi itibariyle itirazın iptali davasınde henüz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Somut olayda; yukarıda izah edildiği üzere talep tarihi itibariyle itirazın iptali davası sonuçlanmadığından borçlu hakkında başlatılan takip kesinleşmemiştir....
Alacaklı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılımasını istemeye veya mahkemede dava açmaya (İİK.md.67) mecburdur.Alacaklı bu müddetleri geçirir ve yapması gereken işlemleri yapmazsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Somut olayda alacaklı davacı banka vekili ihtiyati haciz kararını hükümsüz bırakmamak için, itirazın iptali davası açmış olup dava tarihi itibariyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Her ne kadar yargılama sırasında dava konusuz kalmışsa da, davanın konusuz kalması halinde Mahkemece yargılamaya devam edilip tarafların davada haklılık durumları belirlenerek buna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
Borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapmış olan alacaklı, takip kesinleşmeden (kendisine kesin haciz isteme yetkisi gelmeden, m.78) önce, hakkını tehlikede görmüş ve (aynı alacak için) borçluların mallarına ihtiyati haciz koydurtmuş olabilir. Bu halde alacaklının artık yeni bir takip talebinde bulunmasına (m.264,1) gerek yoktur. Fakat alacaklı, m. 264/2'deki sürelere uymak zorundadır; aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. (md. 264/4). Buna göre borçlular ödeme emrine itiraz ederse, bu itiraz alacaklıya hemen tebliğ olunur. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek (m. 68-70) veya mahkemede itirazın iptali davası açmak (m.67) zorundadır (m. 264,2 c.1 ve c.2). İcra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini redderse, alacaklının, bu ret kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede borçluya karşı alacak davası açması gerekir (m. 264/2, c.3) (Prof. Dr....
Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflâs Kanunu'nun 264’üncü maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır....
GEREKÇE: Uyuşmazlık; İhtiyati haczin kaldırılması için borçlu tarafça teminat olarak yatırılan paranın 7 güç içinde itirazın iptali davası açılmadığından borçluya iadesi talebinin reddine ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına ilişkin şikayettir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine mal varlığına ihtiyati haciz konulan ve İİK'nun 266....
- K A R A R - Davacı vekili, davalını ihtiyati haciz kararına dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, yapılan haciz sırasında müvekkilinin çek aslını görmeyerek, haciz baskısı altında, dosya borcuna mahsuben bir adet 5.000.000.000.TL. bedelli çek ve 45.000.000.TL. nakit para vermek zorunda kaldığını, çek müvekkiline iade edildiğinde ibraz kaşesinin bulunmadığının fark edildiğini, bu durumda hamilin ciranta olan müvekkiline karşı müracaat hakkını yitirdiğini, bunun üzerine ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, ancak bu sırada dosya borcuna mahsuben verilen 5.000.000.000.TL.’lik çekin dava dışı Önder Gerboğa’ya ciro edildiğini, adı geçenin söz konusu çekle ilgili ihtiyati haciz kararı alarak müvekkiline hacze geldiğini, müvekkilinin borcu ödemek zorunda kaldığını, oysa müvekkilinin daha önceden çek bedelini de ödemiş olduğunu, borçlu olunmadığı halde davalı yerine ödenmek durumda...