DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senet, Eyüp T3 cevabi yazıları ve ekleri, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı paydaş olduğu taşınmaz üzerinde bulunan 28/05/1936 tarihli haciz şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Davacının terkini istenen haciz şerhinin bulunduğu taşınmazda 45/60 hisse oranında paydaş olduğu ve payın 14/03/1990 tarihinde satış edinme sebebine istinaden davacı adına tapuya tescil edildiği sabittir. Tapu sicil müdürlüğünün cevabi yazıları ve eklerinde de açıkça anlaşıldığı üzere dava konusu haciz şerhine ait dayanak belgeler ve evraklar bulunamamıştır. Tapu kaydından dava konusu şerhin kimin lehine konulduğu ve hakkında bir bilgiye rastlanmadığı anlaşılmaktadır. Tapu Müdürlükleri, TMK'nın 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulmasından ve bu sicillerin yasalara uygun oluşmasından görevli ve sorumludur....
Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece tapu sicil müdürlüğünün yaptığı işlemin iptalinin idari yargının görev alanına gireceği, haciz sınırlamasının kaldırılması isteniyor ise icra müdürlüğünün işlemine karşı icra hukuk mahkemesine dava açılabileceği ve tapu sicil müdürlüğünün davada sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İİK'nun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi anlamında kısıtlanmış olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.03.2011 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 23.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, ... Beldesinde bulunan 3651 parsel C Blok 2 numaralı bağımsız bölüm ile 451 ada 1 parsel ve 1479 parsel sayılı taşınmazların tapu iptali tescil davasına konu iken ihtiyati tedbir şerhinin işlendiğini, tapunun iptal edilerek adlarına tescil edildiğini, kayıtta tedbir kararı bulunmasına rağmen konulan haciz şerhinin terkinini talep etmişlerdir....
Satış vaadi sözleşmesinin beş seneden fazla bir müddet için şerhi mümkün değildir (Tapu K. m.26). Sözleşmede böyle bir kayıt olsa bile beş yıllık sürenin dolmasının ardından malik, şerhin terkinini müdürlükten isteyebilir. Görülüyor ki, satış vaadi sözleşmesinin terkininin gerektiği hallerde, tapu müdürü veya memuru bu işlemi kendiliğinden değil, aleyhine tapuda şerh bulunan malikin istemesi üzerine kaldırabilir. Somut olayda ise; 33 ada 28 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki satış vaadi şerhinin 28.05.2001 tarihinde konulduğu, davacının, satış vaadi şerhinin terkini için ilgili tapu müdürlüğüne başvurup başvurmadığının belirlenmediği gibi icrai haciz, ihtiyati haciz ve kamu hacizlerinin halen 7 ve 8 no'lu bağımsız bölümler üzerinde bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Davaya konu olayda, davacı dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali için haciz şerhine konu alacakların borçlusu ... aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmış ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı taşınmazın tapu kaydına 20.09.2005 tarihinde 15973 yevmiye numarası ile işlenmiştir. Böylece davacı yargılama sonuna kadar dava konusu taşınmaz üzerindeki haklarını tedbir kararı ile geçici koruma altına almıştır. Sonuç olarak, ihtiyati tedbir şerhinin tapu kaydına işlenmesinden sonra haciz konulduğundan davacı Türk Medeni Kanununun 1020 maddesinin koruması altında olup, davalılar karine olarak kötüniyetli kabul edilir ve bunun aksini ancak davalıların kanıtlaması gerekir. Açıklanan tüm bu yönler nazara alınmadan davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2019 NUMARASI : 2018/35 2019/155 DAVA KONUSU : İtiraz (Tapu Kaydı Üzerindeki Haciz Şerhinin Terkini) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.07.2010 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini ve borçlu olmadığının tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; haciz şerhi terkin isteminin kabulüne dair verilen 28.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 643 sayılı parselin üzerindeki 10 numaralı bağımsız bölüm tapu kaydına işlenen haciz şerhinin terkini istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir....
Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Kısaca tanımlamak gerekirse haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile el koymasıdır. İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Eldeki davada da, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 02.03.2007 tarihinde haciz şerhi işlenmiştir. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkını taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir. Ancak, burada şerhin korumasından davalının yararlanmasını engelleyecek bir durum söz konusudur....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31/12/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini ve davalıya ait taşınmazlar üzerine konulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, haciz şerhinin terkini ile davalıya ait taşınmazlar üzerine haciz şerhinin konulması istemine ilişkindir. Davacı vekili, 1964 ve 1965 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olduğunu, ... Ltd. Şti. adına oluşan borçlardan dolayı Ula Mal Müdürlüğü tarafından davalı ...'nın her iki taşınmazına 2006 yılında haciz koyduğunu, bu haciz şerhinden sonra davalı ...'...
Ancak; 1.Dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, 2.Tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece bedelin tespit edilmesi ile yetinilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın; a)Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, b)Hüküm fıkrasının 3 nolu bendine (TESPİTİNE,) kelimesinden sonra gelmek üzere, (bu bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....