Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin 33/1. maddesi uyarınca ... icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçeyle icra mahkeme sine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Somut olayda, davacının ödeme iddiasına dayanak yaptığı ödeme belgesi, adi yazılı belge niteliğinde olup, İİK.33/1 maddesi kapsamında bir belge olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

İİK'nın 169/a. maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı borcu bulunmadığını İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispat edememiştir. Dava dilekçesinde davacı, takip konusu bonodaki imzaya itiraz etmemiş, iradesi sakatlanarak bononun imzalatıldığını iddia etmiştir. Davacının bu iddiası, dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilebilecek bir iddia olmayıp, genel mahkemelerde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, soruşturma dosyası kapsamından da davacının borcu bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu durumda, borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir....

Öte yandan, İ.İ.K'nın 33/1. maddesi gereği, borçlu icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak, borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası, yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Somut olayda, ...(...) 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1164 E. sayılı dosyasından çıkartılan örnek 4-5 nolu icra emrinin 05.05.2014 günü bizzat borçluya tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlunun icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelere ilişkin olarak, 02.06.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 7 günlük hak düşürücü süreden sonra olduğundan, mahkemece, süresinde ileri sürülmediği halde, takip öncesi döneme ait ödeme iddialarına dayalı olarak bilirkişi incelemesi yapılması da doğru bulunmamıştır....

    İİK'nun 33. maddesinde; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, alacaklı ... ve borçlu ...’in ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.09.2005 tarih ve ... 2-527/2005 Esas sayılı kararı ile boşandıkları, kararın 22.02.2006 tarihinde kesinleştiği, anılan kararın, ülkemizde; ... 3. Aile Mahkemesi’nin 10.10.2006 tarih, 2006/166 - 663 Esas ve Kararı ile tanınarak tenfiz edildiği, işbu kararın takibe dayanak olduğu görülmektedir....

      Mahkemece 03.07.2014 tarihli ek raporda stopaj kesintisine yönelik hesaplamanın nazara alınmayıp şikayetin bu nedenle reddi yerinde olduğundan sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere İcra Mahkemesi'nin yargılama usulü gözönünde tutularak takas iddiası takip hukuku bakımından değerlendirilebilir. Buna göre, ilamlı takipte takas (yani borçlunun alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirmesi de) 33.madde anlamında itfa terimine dahildir. Bir başka anlatımla borçlu, alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirerek İİK 33.maddesine göre icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Bu durumda borçlunun takas ettiğini bildirdiği karşılık alacağını yetkili merciilerce res'en düzenlenmiş veya imzası alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerekir....

        nun 71. maddesinde ise, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede maddede öngörülen belgelere sahip olduğu takdirde, borcun itfa edildiğini veya alacaklının kendisine mühlet verdiğini iddia ederek takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden talep edebileceği hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde hükmü borçlunun ancak belli nitelikte belgelere sahip olması halinde İcra Mahkemesine başvurma yolunu düzenlemiştir. İİK.nun 71. maddesi hükmü, borçlunun İİK.'nun 72. maddesindeki açık düzenleme karşısında genel mehkemelerde menfi tespit açabilmesine engel değildir. Somut olayda borçlu, icra takibinden sonra borcu itfa ettiğini belirterek genel mahkemede İİK.'nun 72. maddesine dayanarak menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın dava değerine göre genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 9....

          Maddesi gereğince itfa nedeniyle iflasın kaldırılması için 16/06/2020 tarihli dilekçe ile yapılan başvuru üzerine mahkemece davanın harca tabi olarak açılması gerektiğine hükmedildiğini, ara karardan dönülmesi talebinin de reddedildiğini, bu nedenle ayrı bir dava olarak dava açıldığını belirtmiş ve itfa sebebiyle HMK 182. Maddesi gereğince iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, HMK 182. Maddesi gereğince itfa nedeniyle iflasın kaldırılması talebine ilişkindir. Yapılan değerlendirme sonucunda, iflasın kaldırılması talep edilen şirket hakkında iflasına, ...ATM tarafından 23/10/2010 tarih ... Sayılı karar verildiği, İİK 182. Maddesi gereğince iflasın kaldırılmasına bakma görevinin iflas kararını veren mahkemeye ait olduğunu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile ......

              İcra dosyasında borçlu asilin Gölcük adresine çıkarılan icra emri tebliğinin çıkış merciine iade edildiği, borçlu vekilinin 21.03.2016 tarihinde bildirdiği adrese ise icra emrinin tebliğ edilmediği, borçlu asilin icra emrini 22.03.2016 tarihinde kalemde tebellüğ ettiği anlaşıldığından İcra Mahkemesi'nce başvurunun süresinde olduğu kabul edilerek, itfa itirazının esasının incelenmesi gerekirken itfa itirazı yönünden süreden ret kararı verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 03.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu