Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas Sayılı icra takibine dayanak teşkil eden senetlerde itfa ve irade fesadı bulunduğu iddiası ile açılan menfi tespit davası olduğu, davanın ... tarihinde açıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderildiği ve mahkememizdeki esas numarasını aldığı, Birleştirme talep edilen mahkememizin ... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar ... ve ... Gıda İnşaat Nakliyat Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından ... aleyhine açılan İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senede itfa ve irade fesadı nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu ve davanın ... tarihinde açıldığı, davaların taraflarının aynı olduğu, her iki dosyada da irade fesadı iddiası bulunduğundan usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak, mahkememizin iş bu dosyası ile İzmir 3. ATM nin ... E. Sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, iş bu dosyanın HMK 166. maddesi gereğince İzmir 3. ATM nin ... E....

    İK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Takip dayanağı çeklere yönelik ödeme iddiası yönünden sunulu delilerin incelenmesinde, ödeme belgelerinde takip konusu çeklere atıf bulunmadığı gibi alacaklı tarafından da belgelerin kabul edilmediği anlaşılmıştır. Davacının ödeme iddiası İİK'nın 169/a maddesi kapsamında yazılı belge ile de ispatlanamamıştır. İlk derece mahkemesinin de bu durumu gözeterek hüküm oluşturduğu görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Davacılar tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen itfa iddiası, takibin başlatılmasından sonraki döneme ilişkin olup, süreye tabi olmadığı, ayrıca İİK'nın 45. maddesine aykırı takip başlatıldığı iddiası ile kısıtlı aleyhine takip yapılamayacağına yönelik şikayetin de süresiz olarak ileri sürülebileceği dikkate alındığında, mahkemece ileri sürülen iddia ve şikayetler incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımından reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacıların istinaf isteminin kabulüne, HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 27....

    Dava İİK'nun 33. maddesi uyarınca kısmı itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkindir. İİK'nun 33. maddesinde; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı takipte talep edilen nafaka bedellerinin Türk Lirası olarak ödediğinden bahisle kısmı itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Takibe konu ilamda müşterek çocuk için aylık 1.150,00 USD iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, karar 24/07/2015 tarihinde kesinleşmiştir....

    İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmüne yer verilmiş olup somut olayda davacılar vekilince itfa sebebine dayanılmıştır. Kanun metninden açıkça anlaşıldığı üzere bu yöndeki şikayetin kabulü durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekli olup bu husus gözetilmeksizin takibin tümden iptali yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK'nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....

    A.Ş. kefaleti ile 6500241842 nolu hesaptan kullandırılan nefes kredisi yapılandırma - eşit taksitli / sabit itfa kredisi için; Davalının ......

      Aile Mahkemesinin 07/10/2013 tarihli 2012/488 Esas sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

        Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, itfa şikayetinin, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, alacaklı, borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 07.01.2012 tanzim, 22.01.2012 vade tarihli 2.500 TL bedelli bono yönünden ödeme yapıldığını kabul etmediği gibi, alacaklıya bono verilmiş olması da ödeme yerine geçmez. O halde mahkemece, 2.500 TL bedelli bonoya ilişkin ödeme yapılmadığının kabulü ile 64.680,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan bono bedelini de içerir şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Somut olayda, borçlunun çekin teminat çeki olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, borçlu bu itirazını yasal beş günlük süresi içerisinde ileri sürmediği gibi, takibe konu çekin incelenmesinde borçlu keşideci konumunda olup dava dışı lehtarın bu çeki kendi borcuna karşılık 3. kişi olan alacaklı tarafa teminat olarak verdiği iddiası keşideci tarafından ileri sürülemez. O halde mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu