. - 2013/23059 K. sayılı ilamıyla; "istemin takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz" niteliğinde olduğu ve "borçlu tarafından ibraz edilen dekontlarda 30/11/2011 ve 31/12/2011 vadeli senetlere atıf yapılması karşısında mahkemece, ödemelere dair banka kayıtları getirtilerek itfa itirazının İİK'nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi" gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 169-a/1. maddesi gereğince; borçlu, icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından (1) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte;borçlunun,borcun itfa edildiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun borçlu olmadığının İ.İ.K. 71/1 maddesi gereğince noter tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat edilemediğinden icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir....
Mahkemece icra emri kendisine 29/03/2013''te tebliğ edilen ve daha önce ödeme yaptığı iddiasında bulunan borçlunun takibin durdurulması olarak talep ettiği icranın geri bırakılması talebi için 7 günlük başvuru süresi geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir. İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). İİK'nun 33/2. maddesinde "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir," hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda .....'nın takip yapma ehliyetinin olmadığı, .....'...
Sayılı boşanma ilamında hükmedilen nafakanın tahsili amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda;takip konusu alacağın bir kısmının banka aracılığıyla, bir kısmının ise müşterek çocukları üzerinden banka havalesi yapılarak ödendiği, geri kalan alacak için de 23.11.2012 tarihli belge düzenlendiğini, borcunun kalmadığını açıklayarak, ödeme sebebiyle takibin iptalini ve araç üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiş, Mahkemece 23.11.2012 tarihli ibranameye göre takip konusu alacağın takip tarihinden sonra ödendiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemiş ise de, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak alacaklı tarafından ibraname altındaki imzanın inkar edilmesi halinde İcra Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, borçlu tarafından sunulan adi yazılı 18.03.2015 tarihli “Belge ve İbradır” başlıklı belgede alacaklının ilamda adı geçen vekili Av. ...'ın imzası bulunmaktadır....
Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden fark alacağına ilişkin ilama aykırılık şikayetinin reddine, itfa itirazının kabulü ile icra emrinde istenebilecek asıl alacağın 1.650,00 TL, işlemiş faizinin ise 214,41 TL olduğu tespit edilmekle takibin bu miktarlar üzerinden devamına, bakiye 32.450,00 TL asıl alacak ve 6.717,54 TL işlemiş faizi yönünden itfa nedeni ile icranın geri bırakılmasına, karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Nolu 24.12.2008 tarihli hisse devrinden doğan alacak bedeli" açıklaması ile borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçlu ...’a 02.01.2013 tarihinde tebliğinden sonra borçlunun 08.01.2013 tarihinde takip dosyasına verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, ayrıca icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı belgenin kayıtsız şartsız bir para borcuna ilişkin olmayıp ödeme makbuzu niteliğinde olduğunu, alacaklının alacağını nakden ve tamamen aldığını noter huzurunda kabul ettiğini, bu sözleşmenin borcun bulunmadığının delili olduğunu, ödeme emri düzenlenmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece, borçlunun başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olarak değerlendirilip icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde, icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK. 'nun 33. Maddesinde; "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....
İİK'nun 33/2. maddesinde, “İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş; itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda; Vakıf Banka ait dekont, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü harcama talimatı ve ödeme emri belgelerinden hareketle, dosya borcunun kalmadığı iddia edilmektedir. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, alacaklı vekilinden, belirtilen ödemelere karşı beyanları sorularak bu beyanlar ve İİK 33/2 maddesi kapsamında ödeme belgelerinin kabul edilebilirliği değerlendirilip bilirkişi aracılığı ile denetime elverişli rapor aldırılarak dosyada bakiye borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir. Bu hususlarda eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlular, istenen % 130 oranındaki faizin usulsüz olduğunu ve takip sonrasında yapılan ödemeler ile borcun itfa edildiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkeme, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda borcun itfa edilmediğinden bahisle şikayetin reddine karar vermiştirHükme esas alınan bilirkişi raporunda; icra takibinde talep edilen alacağın, itiraz edilmeden kesinleşmesine rağmen icra takip tarihi itibariyle alacak tutarının tespiti için yeniden hesaplama...