Değerlendirme Alacaklı tarafından borçlu idare aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihine göre talebinin, İİK'nın 33/1. maddesine dayalı itfa itirazı olduğu, buna göre mahkemece itiraz tarihi itibari ile yapılan ödemelerin tespiti ile yapılan ödeme kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, itiraz tarihinden sonra yapılan ödemeler de değerlendirilmek suretiyle icranın tümden geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz ise de; karara karşı alacaklının temyiz başvurusu bulunmadığından, temyiz edenin sıfatına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
ADLİ SİCİL KAYDININ SİLİNMESİHÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI 5271 S....
MANEVİ TAZMİNATBASİT TIBBİ MÜDAHALEYLE GİDERİLEBİLECEK YARALAMAHÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 47 "İçtihat Metni" Davacı M.. Ç.. vekili Avukat C..Y..tarafından, davalı M.....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, itfadan kaynaklanan icranın geri bırakılması talebidir. İİK. 'nun 33/1.-2. Maddelerinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....
İcra Dairesinin 2022/8143 Esas sayılı takip dosyasında 2.000,00 TL yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı alacaklı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince 06/02/2023 tarihli ek karar ile kararın miktar itibariyle kesin olması sebebiyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, ilk derece mahkemesince karar verilirken maddi hata yapıldığı, verilen kararın kesin olsa dahi maddi hatadan kaynaklı olarak kaldırılarak düzeltilmesi gerektiği belirtilerek ek karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamlı takipte takipten önceki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Ayrıca, 27.11.2012 tarihli duruşmada davacı vekili 17.05.2011 tarihli sözleşmenin iptali konusunda talepleri olmadığını, asıl taleplerinin 17.05.2011 tarihli sözleşme ile verilen çeklerin baskı unsuru olarak kullanılarak davacının imzalamak zorunda kaldığı Borç İtfa Sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile çeklerin ve fazla ödemenin iadesi olduğunu beyan etmiştir. Dava dilekçesi ve davacılar vekilinin beyanlarından irade sakatlığı nedeniyle geçersizliği istenen sözleşmenin tarihsiz Borç İtfa Sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece hile ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğu iddia edilen Borç İtfa Sözleşmesi ile ilgili bir değerlendirme yapılmaksızın, dava konusu edilmeyen 17/05/2011 tarihli protokolün ikrah halinde imzalandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;Davacı-borçlu T1 hakkında davalı alacaklı T3 tarafından Malkara Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2013 tarih 2013/257 Esas 2013/258 Karar sayılı ilamına dayanılarak 250.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminat ile faizi hakkında ilamlı icra takibine başlanıldığı, icra emrinin 16.10.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafça 23.10.2019 tarihinde dosya borcunun ödendiği iddiası ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK.nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Kişi tarafından açılan itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Mahkemesince de belirtildiği üzere, İİK'nun 33/2 maddesine göre icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir....
Dava; iflasın kaldırılması talebine ilişkin olup, İİK.nun 182.maddesinde ; " Borçlu bütün alacaklılarının taleplerini geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya aktolunan konkordato tasdik edilirse mahkeme iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için malların kendisine iadesine karar verir." düzenlemesi mevcut olup, iflasın kaldırılmasına iflas kararı veren mahkemece bakılması gerektiğinden ve müflis şirketin ---------- sayılı kararı ile iflasına karar verilmiş olduğundan ilgili mahkemeye dosyanın gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
TMK'nun 327. maddesinde ''Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır'' İİK'nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; alacaklıya ait hesap hareketleri incelendiğinde tazminat miktarına uymayan ve tazminat adı altında ödenmeyen nafaka harici (alacaklının nafaka alacağını aldığına dair kabulü karşısında) kısmi ödemelerin çocuk için yapılan ahlaki ödemeler olarak kabulü gerekir....