İcra Hukuk Mahkemesinin 20.8.2009 tarih ve 2009/470-599 sayı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle kambiyo hukukuna yönelik takibin devamı olanağı kalktığı gerekçesiyle sanık hakkında verilen cezanın İİK'nun 354. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiş, müşteki vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 06/12/2010 tarih ve 2010/4385-7185 sayılı kararı ile; İİK'nun 354. maddesindeki "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer" şeklindeki düzenleme karşısında, davanın ve cezanın tüm neticeleriyle birlikte düşürülmesine karar verilebilmesi için müştekinin feragati veya borcun itfa edilmiş olmasının gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda sanık hakkında verilen cezanın İİK'nun 354.maddesi gereğince düşürülmesine dair mahkemenin...
İİK'nun 149/a-1.maddesi göndermesi ile İİK.nun 33/1.maddesi uyarınca borçlunun itfa veya imhal itirazlarını ise yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usûlüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispatlaması gerekmektedir. Davacılar vekilince, itfa iddiasına ilişkin olarak ticari defter, faturaları delil olarak bildirmiş ise de dar yetkili icra mahkemesi tarafından incelenemeyeceğinden bu yöndeki taleplerin de yerinde olmadığı, ipoteğe ilişkin borcun itfa edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlamadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle Mahkemece aynı doğrultuda gerekçe ile verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'nın 357.maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, HMK.'...
Uyuşmazlık genel mahiyetiyle icra emrine itiraz ve itfa sebebiyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Davacı yan işbu dava ile Bakırköy 21.İş Mahkemesi'nin kararı üzerine 26.12.2017 tarihinde alacaklının Banka hesabına 43.335,46- TL ödeme yapılarak borcun itfa edildiğini, buna rağmen aleyhlerine 27.12.2017 tarihinde kötüniyetli olarak icra takibinin başlatıldığını, icra emrinde asıl alacak tutarlarının hangi kalemlerden oluştuğunun ve faizli alacaklara faiz başlangıç tarihlerinin belirtilemiş olduğunu ifade ederek yapılan ödeme sebebiyle takibin durdurulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.” Borçlunun, senedin teminat amaçlı verildiğine ilişkin itirazı borca itiraz niteliğindedir. HGK'nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Takip dayanağı çeklerin incelenmesinde, çekin borçlunun cirosu ile alacaklıya geçtiği ve arka yüzünde “ iş bu çek senet bedeli teminat olarak bankamıza temlik edilmiş olup bedeli teminattır" ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür. Çek arkasındaki bu kaydın üstü "iptal" kaşesi vurularak imzalandığından bu kayıt artık yok hükmündedir. Bu durumda çekin teminat çeki olarak kabulü mümkün değildir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.” Borçlunun, senedin teminat amaçlı verildiğine ilişkin itirazı borca itiraz niteliğindedir. HGK'nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Takip dayanağı çekin incelenmesinde, çekin borçlunun cirosu ile alacaklıya geçtiği ve arka yüzünde “iş bu çek senet bedeli teminat olarak bankamıza temlik edilmiş olup bedeli teminattır" ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür. Çek arkasındaki bu kaydın üstü iptal kaşesi vurularak imzalandığından bu kayıt artık yok hükmündedir. Bu durumda çekin teminat çeki olarak kabulü mümkün değildir....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki akaryakıt istasyonu kira sözleşmesi uyarınca dava ve takip konusu 2 adet toplam 50.000 USD bedelli bonoların davalıya verildiği, bilahare bonoların icra takibine konulması üzerine taraflar arasında düzenlenen protokoller ile her biri 34.800.00 YTL bedelli 3 adet bono verilerek borcun yenilendiği davalının borcun yenilenmesi üzerine verilen bonoları takibe koyması gerekirken önceki takibe konu bonoları takip konusu yapmasının borcun itfa edilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı icra hukuk mahkemesince sonraki takibin itfa nedeniyle iptal edildiği borcun yenilenmesi üzerine verilen bonolar ödenmediğinden davalının takibinde haksız ve kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacıların davalıya dava konusu bonolar nedeniyle borçlu olmadıklarının tesbitine, iptal edilen takip nedeniyle yeniden karar verilmesine...
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.'' Öte yandan takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E, 2013/312 K. sayılı ve yine HGK'nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları). Senet üzerinde “teminat” ibaresinin bulunması, Dairemizin yerleşik içtihatları doğrultusunda neyin teminatı olduğu açıklanmadığı sürece, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü de gerektirmez. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı hakkında duruşma açılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alınıp gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Takip dosyasının incelenmesinde; Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/33 Esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince diğer borçlulardan ..... hakkında takibin tedbiren durdurulduğu ve bu tedbir kararının 19.02.2014 tarihli müzekkere ile takip dosyasına bildirildiği, 26.02.2014 tarihinde diğer borçlulardan ....'...
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlunun itfa itirazına dayanak olarak sunduğu ve Mahkeme'ce nafaka alacağına mahsuben yapıldığı kabul edilen ödemelerin takip dayanağı ilamın karar tarihinden önce yapılan ödemeler olduğu anlaşılmaktadır. Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez....
İİK.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçluya, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine müracaatında yetki itirazında bulunmayıp, sadece imzaya ve borca olan itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun itirazı, İİK.'nun 168/5. maddesi kapsamında yetki itirazı olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Oysa borçlu yargılama sırasında 17/05/2016 havale tarihli ek beyanını içerir dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve mahkemece bu husus değerlendirilerek yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür....