Bu hale göre borçlunun zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesi öncesine ilişkin olup, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....
Somut olayda, borçlu aleyhine boşanma ilamına bağlı maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili talebiyle takip başlatıldığı, icra emrinin 06.07.2012'de tebliği üzerine, borçlu vekilinin 03.08.2012 tarihli dilekçesiyle İcra Mahkemesi'ne ilam konusu tazminata ilişkin borcun tarafların yeniden evlenmeleri nedeniyle hükümsüz kaldığı itirazında bulunduğu görülmektedir. Borçlunun ilam konusu borca yönelik iddiası İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Anılan maddede, icra emri tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince itfa itirazının ve şikayetin süresinde yapılmadığı nazara alınarak reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 71.maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, işin esası incelenerek takibin kesinleşmesinden sonra yapıldığı iddia edilen ödemeler yönünden araştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Borçlunun ilam konusu borcun ödendiğine yönelik başvurusu İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Anılan maddede, icra emri tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği belirtilmiştir. Bunun yanında faize faiz istenemeyeceği yönündeki şikayeti de yine 7 günlük şikayet süresine tabidir. Bu durumda Mahkemece yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince itfa itirazının ve şikayetin süresinde yapılmadığı nazara alınarak reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca. BOZULMASINA, bozma nedeni nazara alınarak borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, takibe konu çekte tahrifat yapıldığı, alacaklının yetkili hamil olmadığı ve itfa itirazlarıyla birlikte takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın itfa itirazı dışındaki hususlar yönünden süreden reddine itfa itirazı yönünden de sunulan delillerin İİK'nun 68. maddelerinde yer alan belgelerden olmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Davanın açılma zamanı" başlıklı 118....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK.'nun 169/a-1. maddesinde "(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/46 md.) icra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir....
İcra dosyasında borçlu asilin Gölcük adresine çıkarılan icra emri tebliğinin çıkış merciine iade edildiği, borçlu vekilinin 21.03.2016 tarihinde bildirdiği adrese ise icra emrinin tebliğ edilmediği, borçlu asilin icra emrini 22.03.2016 tarihinde kalemde tebellüğ ettiği anlaşıldığından İcra Mahkemesi'nce başvurunun süresinde olduğu kabul edilerek, itfa itirazının esasının incelenmesi gerekirken itfa itirazı yönünden süreden ret kararı verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 03.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun 169/a ve takip eden maddelerine dayalı borca itiraz niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, borçlunun icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 33/1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan İİK'nun 169/a ve devamı maddeleri uyarınca takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra takibi sırasında borçlu ...’nun ölmesi ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin 22.01.2007 tarihinde mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edilerek ödeme emri tebliği üzerine davalının itirazı üzerine takip 07.02.2007 tarihinde durdurulmuştur. Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkartılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkartılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçene muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği dileğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak fazladan ödeme emri çıkartılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı benzer itirazlar olabilir. Bu itirazlar da İİK’ nun 71.maddesi kapsamında incelenir....