maddesi göndermesi ile aynı Kanunun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169. maddesine göre, borçlu, aynı Kanun'un 168/5. maddesi kapsamında, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazlarını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirir. Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 10.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da yasal 5 günlük süre içinde (14.09.2015 tarihinde) takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır....
Temyiz, 18.976,24 TL kısmi itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, 7267,00 TL ödeme yaptığı anlaşıldığından bu meblağ üzerinden icranın geri bırakılmasına, kalan kısım yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Hükmün, davacı borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Borçlunun İcra Mahkemesi'ne şikayet nedenleri arasında icra takibiyle istenen 170,75 TL harcın ödenmiş olması nedeniyle icra emri ile istenilmesinin haksız olduğu ve iptali istemi de olduğu halde mahkemece bu konuda olumlu/olumsuz karar verilmemesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'Nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İİK'nun 33/1. maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır'' hükmü yer almaktadır....
Sayılı ilamı ile mirasçıların borç iddiasından müşterek ve müteselsilen değil miras payı oranlarında sorumlu olacağına ilişkin şikayetlerinin kabul edildiğini, borçluların takip açıldıktan sonraki evrede borcu ödediği taktirde itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin her zaman talepte bulunabileceklerini, somut olayda da müvekkillerinin kendilerine yöneltilen borç iddiasında, paylarına düşen kısmını ödediğini, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasının gerektiğini, İİK 33. Madde gereğince sunulması gereken belge şartı, tahsilatın icra dairesi kanalıyla yapılması nedeniyle, ödemeye ilişkin evraklarla sağlandığını, müvekkil T2 ve T1'un Erdoğan Kurtuluş'un 7 çocuğundan biri olup miras payları 3/28'şer olduğunu, tahsilatlar ile dosyanın tahsilatlar tarihindeki kapak hesapları karşılaştırıldığında müvekkillerden paylarından fazlasının tahsil edildiğinin görüleceğini belirterek davanın kabulüne, Mersin 8. İcra Müdürlüğü 2015/12208 E....
İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı ödeme belgesi olarak, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmeleri kapsamında düzenlenmiş bonolara dayanmış, bonoların elinde bulunmasının bono bedellerinin ödendiğini gösterdiğini iddia etmiş olup, bu bonolar İİK'nın 33. maddesinde düzenlenen ve itfa iddiasını ispata yarar belgelerden olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
yapıldığı, bu işlemden sonra zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı ve son işlem tarihinden bu yana zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2021/4264 esas sayılı dosyasındaki icranın geri bırakılmasına, Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2015/980 esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması talebinin reddine, Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2015/980 esas sayılı dosyasında yapılan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Somut olayda davacının dava dilekçesinde bildirdiği ödeme tarihleri dikkate alındığında takibe konu nafaka borcu nedeniyle yapıldığı iddia edilen ödemelerin takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait olduğu ve bu durumda icra emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede itfa nedeniyle icranın geri bırakılması isteminde bulunulması gerektiği açıktır. Dava yasal sürede açılmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde takip öncesinde haricen yapılan ödemeler ile ilam gereği ödenmesi gereken nafaka alacağından fazlasının ödendiğini beyanla, bunların faizi ile birlikte hesaplanarak istirdadını talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca fazladan ödenen bu meblağın takipten sonraki aylar nafakasına mahsubunu talep etmiştir. Davacının bu talebinin dinlenilmesi de mümkün değildir. Zira öncelikle takipten önceki itfa ve fazladan ödeme yapıldığı iddiası yasal sürede ileri sürülmemiştir. Diğer taraftan takip hukukunda ödenen paranın iadesine ilişkin İİK 40. Ve 361. Maddelerinde düzenleme yapılmıştır....
Aile Mahkemesi) tarafından verilen 14/01/2010 tarih, 2019/335 esas ve 2010/4 karar sayılı ilamına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili için talep başlatıldığını, icra emrinin 13/08/2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak takip tarihinden geriye doğru 10 yıl öncesi nafakaların zamanaşımına uğradığını, takipten önce nafakaya mahsuben ödemeler yaptıklarını belirterek İİK'nın 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, İİK'nın 33/1. maddesine göre davanın süresinde olmadığını, davacının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını, davacının nakden yapmadığı ahlaken ilgili kurumlara yaptığı ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceğini, davalının nafaka ödemelerini müvekkilinin hesabına yapmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda Mahkemece davanın kabulü yerinde ise de İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, itfa şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, itfa iddiasının İİK.nun 168/5. Maddesi kapsamında değerlendirilerek "takibin durdurulmasına" hükmolunması isabetsiz olduğu gibi, anılan kanun maddesinde tazminata yer verilmediği halde, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir. (12 HD esas no: 2018/15630 karar no: 2018/14339) Diğer taraftan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrasında; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” düzenlemesine yer verilmiştir....