İcra Müdürlüğü'nün 2017/20940 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibinin 43.335,46- TL'lik kısmı bakımından geri bırakılmasına, takip tarihi itibari ile dosya kapak hesabının 17.248,29- TL olarak tespitine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü'nün 2017/20940 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibinin 43.335,46- TL'lik kısmı bakımından geri bırakılmasına, takip tarihi itibari ile dosya kapak hesabının 17.248,29- TL olarak tespitine, Bilirkişinin raporunun karar ekinden sayılmasına," karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 21. İş Mahkemesi'nin 30.11.2017 tarihli, 2015/177 E. - 2017/497 K....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece iptale konu takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu, ödeme emrinin müvekkiline 11.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu, İİK madde 71 uyarınca hakkındaki icra takibi kesinleşen borçlunun cebri icradan kurtuluş çaresi kalmadığını anlayarak alacaklıya borcunu ödemesi ve alacaklının takibi geri almaması halinde borçlu itfa sebebi ile icra mahkemesinden icra takibinin iptalini her zaman isteyebileceğini, müvekkilinin iptale konu icra takibi kesinleştikten sonra haciz tehdidi altında, 01.11.2016 tarihinde 3000- TL, 10.11.2016 tarihinde 5.000- TL, 28.11.2016 tarihinde 13.800 TL ve 10.04.2017 tarihinde 3.300 TL olmak üzere toplam 25.100- TL ödeme yaptığını ve ödemelere ilişkin 18.05.2017 ve 03.07.2017 tarihlerinde icra dosyasında bulunan asıl vekil Av. T4 ve Av. T4 tarafından bizzat yetkilendirilen ve müvekkiline hacze gelen Av....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1059 Esas 2020/102 Karar sayılı dosyasından verilen kararın beklendiği ve ödeme nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından asıl olan 03/08/2018 tarihli temlikin geçerli olduğu belirtilmiş ise de, inceleme konusu dosyadaki takibin dayanağı olarak davalı alacaklı tarafından Bornova 6. Noterliğinin 17/10/2018 tarihli, 15899 yevmiye nolu temlik sözleşmesinin sunulduğu, bu temlikin de geçersizliğinin İzmir 6. İTM'nin 2019/1059 Esas 2020/102 Karar sayılı kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2021/4072 Esas 2021/8909 Karar sayılı onama ilamı ile kesinleştiği anlaşıldığından, davacı borçlunun asıl alacaklı olan Hakbal Ltd. Şti. tarafından başlatılan İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2019/8334 Esas sayılı dosyasına yaptığı 25/10/2019 tarihli ödeme ile borçlu olmadığı kanaatine varıldığından, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamlı takipte takipten önce gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Takibe dayanak ilamın Konya 3....
Vekili arasında tanzim edilen31/10/2018 tarihli ibraname başlıklı belge ile davaya konu icra dosyasında talep edilen tüm borcu ödendiği alacaklının takip dayanağı bonodan dolayı hiçbir alacağının kalmadığı belirtilerek borçlular kayıtsız şartsız ibra edilmiştir. Alacaklı taraf takip dayanağı ibranameyi kabul etmiştir. Bu durumda Mahkemece davanın kabulü yerinde ise de İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, itfa şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, itfa iddiasının İİK.nun 168/5....
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin borçlunun itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği, borçlunun, takibe konu borcun ödendiğine dair takibin kesinleşmesinden sonraki tarihli on yedi adet dekont sunduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
İİK'nun 16/2. maddesinde belirtilen süresiz şikayet halleri dışında, borçlunun icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde şikayet sebeplerini ya da İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle İİK'nun 33. maddesi uyarınca borcun zamanaşımına uğraması, imhal veya itfa edilmesi sebebiyle icranın geri bırakılması talebini icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Başvuru süresi icra emri tebliği ile başlayıp borçlunun daha önce takibi öğrenmesi süreyi başlatmaz. Somut olayda borçlu şirkete gönderilen icra emri bila tebliğ iade edilmiş olup, icra emrinin tebliğe çıkartılmış olduğu ve alacaklının (takipten feragat etmediği sürece) takibi sürdürme iradesinin varlığı dikkate alındığında borçlunun şikayet hakkı vardır. O halde mahkemece, borçlunun takibe ve borca yönelik şikayet ve istemleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Alacaklı para alacağı hakkındaki ilamı icra müdürlüğüne vererek İİK'nun 35. maddesi uyarınca ilamlı icra takibinde bulunur. Takip talebini alan icra müdürlüğü bir icra emri düzünleyerek borçluya göndermek zorundadır. Borçlu İİK'nun 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre içinde ilam tarihinden sonraki, icra emrinin tebliğinden önceki dönemde borcun itfa edildiğini ertelenmiş veya zamanaşımına uğramış olduğunu icra mahkemesinde ileri sürerek icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Mahkemede İİK'nun 33/1. maddesinde yazılı belgelerle itfa erteleme veya zamanaşımı ispatlanmışsa icra emrinin iptali değil icranın geri bırakılmasına karar verilir....
Mahkemece toplanan delillere göre, davacının takibe konu edilen vekalet ücret alacağını, davalının o tarihteki avukatına ödediği, avukatın imzaladığı belge tarihinin davalının vekilini azlettiği tarihten önce olduğu, esasen vekilin tahsil ettiği paranın Avukatlık kanununa göre vekile ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takip kötüniyetli olmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, ilamlı icra takibinin dayanağı olan mahkeme ilamında hükmedilen vekalet ücretinin icra takibinden önce davalı vekiline ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit davası olup uyuşmazlığın İİK 33/1.maddesi hükmüne göre çözümlenmesi gerekir. Belirtilen yasa hükmüne göre; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir”....
Dava İİK'nun 33. maddesi uyarınca kısmı itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkindir. İİK'nun 33. maddesinde; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı takipte talep edilen nafaka bedellerinin Türk Lirası olarak ödediğinden bahisle kısmı itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Takibe konu ilamda müşterek çocuk için aylık 1.150,00 USD iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, karar 24/07/2015 tarihinde kesinleşmiştir....