İİK.nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlu babanın Mahkeme'ye sunduğu banka hesap ekstresi..vs belgelerin, çocukların okul, servis ve yemek ücretleri nedeniyle üçüncü kişilere yapılmış ödemelere ilişkin olduğu, ilam alacaklısı annenin, bu ödemelerin nafaka borcuna mahsuben aldığına dair kabulü olmadığı gibi Yasa'nın aradığı anlamda belgeler olmadığı görülmektedir. Ödeme belgesi olarak dayanılan 06.08.2010 tarihli ihbarname ise alacaklı tarafından kabul edilmiştir....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmüne, aynı kanunun39/1. Maddesinde ise; ''İlama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar'' hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımının kesilmesi için alacaklının, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunması ve takibi işlemsiz bırakmaması gerekir. Somut olayda, ........tarihli, 2001/402 E.- 619 K. sayılı rücuen alacağa ilişkin ilamı ve Yargıtay 10....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30.12.2015 tarih 2014/919 E., 2015/891 K. sayılı ilamında itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, takip borçlusu lehine takip alacaklısı aleyhine dönme cezası ve danışmanlık ücreti alacağına hükmedildiği, borçlunun icra mahkemesinden ilamda lehine hükmedilen alacağın aleyhine başlatılan icra takip dosyası alacağı kadar miktarının takas edilerek itfa edilmiş sayılarak icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece; talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin takas/mahsuba dayalı itfa itirazıdır. Takas hakkı, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren ve yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir haktır....
Aile Mahkemesi'nin 24.03.2014 tarih 2013/719 E. sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır.Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak lojman giderleri ile müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....
Buna göre; bozma ilamında itfa itirazının değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, taşınmazın satılarak paraya çevrildiği ve taşınmazın üçüncü kişi adına tescil edildiğinden bahisle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru değildir. O halde; itfa itirazına konu deliller incelenmek suretiyle itirazın esası değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Takibin kesinleşmesinden sonraki itfa itirazı süresiz olarak ileri sürülebilir. Davacı taraf takibe konu borcun takipten sonra itfa edildiği iddiasına dayanak olarak 01/10/2011 ve 04/10/2011 tarihli belgeleri sunmuştur. Sunulan belgelerden 01/10/2011 tarihli belge alacaklı şirket adına Salih Süngü tarafından imzalanmış, 04/10/2021 tarihli belge ise yine alacaklı şirket adına imzalanmış ancak imza atanın adına yer verilmemiştir. Davacı taraf ikinci belgedeki imzanın da Salih Süngü tarafından atıldığını iddia etmektedir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...İcra İflas Kanunu'nun 33.maddesinde; '' İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.'' hükmü amirdir....
İİK' nın 33/1 maddesine göre icra emrinin tebliğinden önce borcun itfa edildiği veya ertelendiği itirazında bulunulabilir. İİK'nın ilgili "İcranın Geri Bırakılması" başlıklı 33.maddesinde; "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun .... İtfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa... iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği taktirde icra geri bırakılır." hükmü düzenlenmiştir. Davacı taraf, borcun mal karşılığında ödendiğini ileri sürmüş ve faturaları delil olarak ibraz etmiş ise de ipoteğe ilişkin borcun itfa edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlamadığı anlaşılmıştır....
Esas Sayılı icra takibine dayanak teşkil eden senetlerde itfa ve irade fesadı bulunduğu iddiası ile açılan menfi tespit davası olduğu, davanın ... tarihinde açıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderildiği ve mahkememizdeki esas numarasını aldığı, Birleştirme talep edilen mahkememizin ... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar ... ve ... Gıda İnşaat Nakliyat Turizm Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından ... aleyhine açılan İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senede itfa ve irade fesadı nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu ve davanın ... tarihinde açıldığı, davaların taraflarının aynı olduğu, her iki dosyada da irade fesadı iddiası bulunduğundan usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak, mahkememizin iş bu dosyası ile İzmir 3. ATM nin ... E. Sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, iş bu dosyanın HMK 166. maddesi gereğince İzmir 3. ATM nin ... E....
İK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Takip dayanağı çeklere yönelik ödeme iddiası yönünden sunulu delilerin incelenmesinde, ödeme belgelerinde takip konusu çeklere atıf bulunmadığı gibi alacaklı tarafından da belgelerin kabul edilmediği anlaşılmıştır. Davacının ödeme iddiası İİK'nın 169/a maddesi kapsamında yazılı belge ile de ispatlanamamıştır. İlk derece mahkemesinin de bu durumu gözeterek hüküm oluşturduğu görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....