Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamların icrası yoluyla takipte takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin itfa nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. Mersin 1. İcra Dairesinin 2019/5572 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 25/04/2019 tarihinde ilamlı takip yoluyla 212.850,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin davacı borçluya 28/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 07/06/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 33. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır....

    İİK.nun 33/2.maddesi gereğince, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. İcra mahkemesindeki borcun itfasına dair itirazlarda HMK.nun 316 ve devamı maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulü uygulanır....

      un icra mahkemesi kararını temyiz etme hakkı bulunmadığından adı geçenin temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, alacaklı vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı belge ve iki adet ayrı belgeye dayanarak itfa nedeniyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, her ne kadar borçlunun sunduğu ödeme belgelerinde tarih bulunmamakta ise de, gerek başvuru ve cevap dilekçesi içeriğine, gerekse başvuru tarihine bakıldığında, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazı olduğu görülmektedir....

        Konfeksiyon işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1991 takvim yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına re'sen salınan kurumlar vergisi ile geçici vergi ve kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 327.maddesinde, gayrimenkullerin ve gemilerin kıymetlerini artıran ve 272.maddede yazılı özel maliyet bedellerinin, kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edileceği, kira süresi dolmadan, kiralanan şeyin boşaltılması halinde henüz itfa edilmemiş olan giderlerin boşaltma yılında bir defada gider yazılacağı hükmüne yer verildiği, yükümlü şirketin 15.4.1990 tarihinden itibaren beş yıl süreyle kiraladığı işyerine iktisadi kıymetini artırıcı mahiyette yapılan giderlerin % 25'ini birinci yılda özel maliyet bedeli itfa payı olarak gider kaydedip kalanının tamamını 17.9.1991 tarihinde başka bir adrese taşınması nedeniyle ihtilaflı dönemde bir defada gider kaydetmesinin, adres değişikliğinin davalı idareye...

          Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa şikayetidir. Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK.nun 33/2. maddesi gereğince, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zaman aşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçlunun İtfa itirazı icra emrinin tebliğinden sonraki döneme ilişkin ise, itfa itirazının mutlaka noterlikçe re'sen düzenlenmiş veya onaylanmış bir belge ya da icra tutanağı ile ispatlanması gerekir....

            Somut olayda davacının dava dilekçesinde bildirdiği ödeme tarihleri dikkate alındığında takibe konu nafaka borcu nedeniyle yapıldığı iddia edilen ödemelerin takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait olduğu ve bu durumda icra emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede itfa nedeniyle icranın geri bırakılması isteminde bulunulması gerektiği açıktır. Dava yasal sürede açılmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde takip öncesinde haricen yapılan ödemeler ile ilam gereği ödenmesi gereken nafaka alacağından fazlasının ödendiğini beyanla, bunların faizi ile birlikte hesaplanarak istirdadını talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca fazladan ödenen bu meblağın takipten sonraki aylar nafakasına mahsubunu talep etmiştir. Davacının bu talebinin dinlenilmesi de mümkün değildir. Zira öncelikle takipten önceki itfa ve fazladan ödeme yapıldığı iddiası yasal sürede ileri sürülmemiştir. Diğer taraftan takip hukukunda ödenen paranın iadesine ilişkin İİK 40. Ve 361. Maddelerinde düzenleme yapılmıştır....

            Dosyaya sunulan karbon nüshalı tediye makbuzları üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 01/03/2021 tarihli raporunda tahrifat iddiası ile ilgili karbonlu nüsha üzerinde inceleme yapılamaması nedeniyle kanaat bildirememiştir. Davacı taraf takip dayanağı senet ve çeklerde imzalarına itiraz etmemişlerdir. Davacı borçlular İİK.169/a maddesi uyarınca borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamak zorundadır. Bu maddeye göre borcun olmadığının ispat külfeti davacı borçludadır....

            DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önce itfa nedeniyle icranın bırakılması istemine ilişkindir. Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2018/5488 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine Ankara 10. Aile Mahkemesinin 02/04/2012 tarihli, 2012/179 Esas ve 2012/412 Karar sayılı ilamı dayanak yapılarak nafaka alacaklarının tahsili amacıyla ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. İİK'nın 33. maddesi; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' hükmünü içermektedir....

            İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 33/2. maddesi uyarınca; icra emrinin tebliğinden sonraki devrede gerçekleşmiş itfa şikayetinin mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına dayandırılması zorunludur.Somut olayda borçlunun itfa şikayetine dayanak yaptığı belge adi nitelikte olup, İİK'nun 33/2. maddesinde sayılanlardan değildir. Bu durumda mahkemece, alacaklının beyanları nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu