Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu tacir ve işyerinin içindeki emtialarla birlikte üçüncü kişiye devri geçersiz ise; üçüncü kişinin istihkak davası reddedilmeli, alacaklının istihkak davası kabul edilmelidir. Böyle bir durumda iptal davasının konusu kalmayacaktır. Aksi durumda; üçüncü kişinin istihkak davası kabul edilip; alacaklının iptal davası ve istihkak davasının reddi gerekecektir. Açıklanan yönde işlem yapılmak üzere; hem alacaklının hem de üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum. Sayın çoğunluğun onama kararına açıkladığım görüşle katılamıyorum....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, alacaklının İİK’nın 99 uncu maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 97 ve 99 uncu maddeleri 3. Değerlendirme İİK 106 ncı maddesine göre, alacaklı haczedilen taşınır malın satışını altı ay içerisinde istemek zorundadır. Aksi halde İİK madde 110’a göre taşınır mal üzerindeki haciz kendiliğinden düşer. Ancak haczedilen mal hakkında, İİK madde 97/8 gereğince istihkak davası açılır ise, satış isteme süresi işlemez. Bu maddeye paralel olarak 99. maddede alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışının yapılamayacağı düzenlemesi yer almaktadır. Kaldı ki, kural olarak istihkak davalarının 97. maddede genel kural ve koşulları düzenlenmiş olup İİK m. 97/8 maddesinde istihkak davasının açılması ile satış isteme sürelerinin işlemeyeceğinin açıkça ifade edildiği, İİK 99. maddede aksine bir hüküm bulanmadığı görülmüştür....

      İş Mahkemesi tarafından, davanın esastan kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine ise Özel Dairece “6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi düzenlemesi gereğince eldeki davayı çözümlemekle görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece “6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi gereğince açılacak menfi tespit davalarının genel mahkemelerde yani adli yargı mahkemelerinde açılmasının gerektiği, adli yargıda ise 5521 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi gereğince prim borcuna dayanan davada özel görevli mahkeme olan iş mahkemelerinin görevli olduğu” gerekçesi ile bozma kararına karşı direnilmiştir....

        Menfi tespit davası açılması halinde Mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....

          ın borçlu şirketin eski yetkilisi ve ortağı olup, borcun doğumundan sonra ve icra takibinden 6 ay önce alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla ortaklıktan ayrıldığını, her iki şirketin faaliyetleri aynı olup, birlikte hareket ettiklerini, haciz uygulanan adresin borçluya ait işyeri olduğunu, mülkiyet karinesi borçlu ve dolayısıyla alacaklı lehine olup, haczin İİK'nin 97. maddesi gereğince yapılmış sayılması gerekirken İİK'nin 99. maddesi gereğince istihkak davası açma yükümlülüğünün müvekkiline verilmesinin usulsüz olduğunu belirterek, İcra Müdürlüğünün İİK 99. maddesi uyarınca istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin 07.04.2014 tarihli kararının kaldırılmasına, aksi taktirde şikayetin istihkak davası olarak incelenerek istihkak davalarının kabulü ile hacizli mahcuzların borçluya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3. kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

            Serkan Arslan'ın T3 Şti adına istihkak iddiasında bulunduğu ancak adı geçenin şirket yetkilisi olmadığı anlaşıldığından geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı halde icra müdürlüğünce istihkak prosedürünün uygulanması başlı başına usul ve yasaya aykırı olup davacının müdürlük işleminin kaldırılmasında hukuki yararı bulunduğundan davacının istinaf talebinin kabulüne, davalının istinaf talebinin esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 18.12.2019 tarihli alacaklı tarafa istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin kararının iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince Gebze 1....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, istihkak iddiasının kabulü istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ..... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava 6183 sayılı Kanuna göre konulan haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkin istihkak davasıdır. Anılan Kanunun 68. maddesinde "İstihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi salahiyetlidir..." denilmektedir. Maddede yetkili mahkemenin "haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi" olduğu belirtilerek yetki konusunda özel düzenlemeye yer verildiği halde, görev konusunda yalnızca "mahkeme" ibaresi kullanılmış, başka bir kanuna atıf da yapılmamıştır....

              Davalı alacaklı vekili, dava konusu aracın alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı olarak davacı 3.kişiye satıldığını belirterek, istihkak davasının reddini ve davacı ve borçlu arasındaki tasarrufun iptali istemi ile İİK’nun 97/17, 277-280 maddeleri gereğince açtığı karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, borçlu ve 3.kişi arasında organik bağ bulunmadığı, alacaklının davacının kötü niyetini ispatlayamadığından bahisle istihkak davasının kabulüne karar verilmiş; davalı-karşılık davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının karşılık olarak İİK’nun 97/17 ve 277-280 maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptaline ilişkindir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, dava dışı vergi borçlusu ... hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yürütülen takipte borçlunun davalı 3.kişi banka nezdindeki mevduatına e-haciz konulduğunu ve hesapta bulunan 2.708 TL'nin vergi dairesinin banka hesaplarına aktarılmasının istenilmesine rağmen davalı 3.kişi bankanın mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkı olduğunu belirterek olumsuz yanıt verdiğini ileri sürerek, davalı bankaca ileri sürülen istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı vekili, 23/07/2015 tarihli haciz esnasında hazır bulunan ve davalı 3. kişi şirket lehine istihkak ididasında bulunan ...’in 3. kişi şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığını, ortada geçerli bir istihkak iddiası olmadığı halde İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açma yükümlülüğünün müvekkiline verilmesinin usulsüz olduğunu belirterek İcra Müdürlüğünün bu yöndeki işleminin iptaline, bu talepleri kabul görmediği takdirde ise istihkak iddiasının alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu