Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacaklı Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 6183 Sayılı Yasa uyarınca başlatılan takip sırasında konulan haciz işleminden kaynaklanmıştır. Asıl davada davacı üçüncü kişi 6183 Sayılı Yasanın 67. maddesine dayanarak istihkak iddiasında bulunmakta, birleşen davada ise alacaklı Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından aynı yasanın aynı maddesine istinaden istihkak iddiasının reddini istemektedir. İcra ve İflas Yasası uyarınca yapılan herhangi bir takip bulunmamaktadır. Bu durumda davayı görmekte 6183 Sayılı Yasanın 68. maddesinde belirtildiği üzere haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi görevlidir. Belirtilen maddede ifade edilen mahkemenin ise genel mahkeme olduğunda kuşku yoktur....

    Nitekim 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6/b.maddesinin 3410 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkları Vergi Mahkemelerinin çözümleyeceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan 6183 sayılı Kanun kamu hukuku alanında, kişilerin kamu hukuku ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Aynı Kanunun 4.maddesi ile de bu Kanunu uygulamakla kamu idareleri yetkili kılınmıştır. Sözü edilen Kanunun kamu idarelerine verdiği yetkilere dayanılarak, bu Kanunun uygulanması sonucu yapılan idari işlemlere karşı açılacak davaları çözümlemekle idari yargının görevli olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....

      Tahsil dairesi, haczin zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddiayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiası dinlenmez. İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir. Müddetin de dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır." hükmü getirilmiştir. Olayda, yükümlünün 1979-1983 takvim yıllarına ait kesinleşen vergi borçlarının, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cebren tahsili amacıyla, 17.11.1986 gününde yükümlünün ikametgah adresinde uygulanan hacizde, haczedilen menkul malların yükümlünün annesine ait olduğu mahallinde düzenlenen haciz tutanağına şarh edilmiştir....

        İcra Müdürlüğü’nün 2009/6183 ve 2009/6187 sayılı Takip dosyalarında 07.04.2009 tarihinde haczedilen mahcuzlar ile ilgili mahkemenin kabul hükümlerine yönelik, davacı 3. kişi vekilinin ise Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6192 sayılı Takip dosyasında 12.05.2009 tarihinde haczedilen mahcuzlar ile ilgili mahkemenin ret hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasa'nın 101. maddesiyle değişik 363. maddesi hükmüne göre; Yasa'nın yürürlüğe girdiği 30.07.2003 tarihinden sonra icra mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.000.000.000.- TL’sını geçmesi gerekir....

          Uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa'ya dayalı olarak yapılan takipteki istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 272,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava konusu haciz 2002 yılında konulduğuna göre, istihkak iddiasının 6183 sayılı Kanunun 66.maddesinde öngörülen 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediğinin kabulü ile süre aşımından davanın reddi gerekirken işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne varki verilen karar sonuç itibarı ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bu durumda davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava konusu haciz 2002 yılında konulduğuna göre, istihkak iddiasının 6183 sayılı Kanunun 66.maddesinde öngörülen 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediğinin kabulü ile süre aşımından davanın reddi gerekirken işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne varki verilen karar sonuç itibarı ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bu durumda davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir. Müddetinde dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır." hükmünü; 67. maddesi ise "Haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da; mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyet, haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirilir. Malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesi keyfiyeti alacaklı amme idaresine bildirir. Alacaklı amme idaresi bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlunun elinde sayılır." 6183 Sayılı Kanunun 68. Maddesi "İstihkak davalarına bakmaya, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi yetkilidir"; HMK'nun 6....

                Çarşısı 89/2 ... adresinde ve borçlunun huzuru ile 3. şahsın yokluğunda yapılmıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 66/1-2 cümleleri uyarınca borçlunun istihkak iddiasını içeren haciz tutanağının, yararına istihkak iddiasında bulunulan 3. kişiye tebliğ edilip, 3. kişiye istihkak iddiasında bulunma imkanı ve bunun sonucu olarak istihkak davası açma olanağının yaratılması gerekirken bu prosedüre uyulmamıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 67. maddesi 2. fıkrasındaki “borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlu elinde sayılır” hükmü ve yasal karine uyarınca malın borçlu elinde olduğunun kabulü zorunludur. Bu halde kural olarak istihkak davasının 3. kişi tarafından açılması gerekir. Ne var ki, kamu idaresinin 3. kişi yararına yapılan istihkak iddiasının kaldırılması ya da reddi için dava açmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığı gibi, eğer dava kamu idaresince açılmışsa bunu süreye bağlayan bir Kanun hükmü de bulunmamaktadır....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı hazine vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunu’nun 66. maddesine göre açılmış istihkak davası olup, mahkemece davaya Fatih Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere yetkisizlik kararı verilmiştir. 6183 sayılı Kanunun 68. maddesinde, bu yasaya göre açılan istihkak davalarına haczi yapan (uygulayan) tahsil dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde bakılması gerektiği hüküm altına alınmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu