Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescil davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu edilen taşınmazın bir bölümünün ... köyü 148 ada 173 nolu mera parseli içerisinde kaldığı, mera parselinin tutanağının 22.06.1992’de kadastroyla kesinleştiği, davanın 02.08.2002’de 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, diğer dava konusu edilen bölümlerin taşlık,kayalık ve meşelik niteliğinde oldukları, bu haliyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı, taşınmazların bu niteliğine göre Hazine ve Orman Yönetimi tarafından her zaman dava açılabileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....

      taşınmazın mera olarak yapılan tescilinin iptali ile müvekkili davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Yapılacak bu keşifte, çekişmeli mera parseli hakkında, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde taşınmazın sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususları; taşınmazın mera vasfında olmadığının tespiti halinde ise taşınmazın öncesinde ne olduğu, ilk olarak kim tarafından ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, kim veya kimler tarafından imar ve ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, kullanımın kim veya kimler tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususları tek tek ve olaylara dayalı...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, imar çalışmaları sonucu 3454 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 parsel numaralarını alan taşınmazların öncesinin 295 ada 113 parsel olup bunun da 43 numaralı parsel ile birlikte mera parseli olduğunu, belediye adına yapılan tescilin yolsuz tescil olması nedeniyle taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

          Hükmüne uyulan bozma kararında; “104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, tapuda orman niteliği ile adına kayıtlıdır. 104 ada 329 parsel sayılı taşınmaz ise 104 ada 62 sayılı mera parselinden ifraz edilen mera parselidir. Bu nedenle öncelikle, Orman Yönetimi ve çekişmeli taşınmazların bulunduğu köy tüzel kişiliği davaya dahil ettirilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra işin esası hakkında tarafların delilleri toplanıp araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kabule göre de, çekişmeli taşınmazlar mera ve orman niteliğinde tespit ve tescil gördüklerinden usûlünce orman ve mera araştırması yapılmayarak, taşınmazların orman ya da mera niteliğinde olup olmadığının belirlenmemiş olması da doğru değildir” denilmiştir....

            Ancak, çekişmeli 195 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan dava dışı 186 parsel sayılı taşınmaz, mera olarak tespit edildikten sonra; davacıların murisi tarafından kadastro tespitinin iptali davası açılmış, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesiyle hükmen mera niteliği ile 1990 yılında sınırlandırılmıştır. Taşınmaza uygulanan vergi kaydının güney sınırı kıraç okumasına, bu sınırdaki dava dışı 186 parsel sayılı taşınmazın tespiti mera niteliği ile kesinleşmiş olmasına rağmen, kayıt miktar fazlası 20625 metrekarelik taşınmazın güney sınırında bulunan fen raporunda ve mahkeme kararında (B) harfi ile gösterilen bu taşınmaz bölümünün öncesinin mera olup olmadığı, çevresinde kadim mera parseli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yöntemince araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz....

              Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın toprak tevzi komisyonunu 901 mera parselinin kadastro tespiti sırasında ....no'lu mera olarak tespit edildiği ve bu parselinde imar uygulaması ve parselasyon sonucu 163 ada 1 ve 2 nolu parselin oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı Hakem dosyasında yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda 148 ada 8 no'lu parselin toprak tevzi komisyonunun 901 nolu mera parseli içerisinde kaldığı belirtilmiştir. Görülüyor ki, dava konusu taşınmaz 901 sayılı mera parselinden gelmektedir. İmar planı içindeki meraların planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan mera niteliğini yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.01.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, 1019 sayılı mera parselinin ifrazı ile oluşan 2489 sayılı parselin mera olduğunu, öncesi mera olan bir yerin özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini, 2489 sayılı parsele ilişkin imar düzenlemesi sonucu davacı adına tesis edilen 266 ada 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu taşınmazda şuyulandırma işlemi sonucu malik olduğunu belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur....

                  Ne var ki, çekişmeli ... ada 88 sayılı parselin dört tarafı, 170 ada 89 sayılı parselin ise üç tarafı 170 ada 10 sayılı mera parseli ile çevrili bulunduğu halde, çekişmeli taşınmazların komşu mera parselinden nasıl ayrıldıkları zirai bilirkişi raporunda açıklanmamış, tapu kaydının oluşumuna esas Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen tevzi parsellerine ilişkin harita getirtilmemiş, kadastro paftası ile Toprak Komisyon haritası çakıştırılmamış, komşu mera parselinin kadim mera mı yoksa Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan mera parseli mi olduğu yöntemince araştırılmamış, mahalli bilirkişilerin zilyetliğe ilişkin soyut beyanları esas alınarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez....

                    UYAP Entegrasyonu