Kefaletten kaynaklanan asıl kredi borcu ... tarafından ödendiği için davacımız taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını istemiş, davalı banka kredi işleminde asıl borçlunun riskleri devam ettiği için ipoteğin kaldırılmayacağını ileri sürmüştür. Davanın kabulüne ilişkin ...., sayılı kararı ile ilgili istinaf incelemesinin yapıldığı .... ., sayılı ve 28/12/2023 tarihli kararında "davacı tarafından dava dışı şahsın davalı bankadan kullandığı ticari kredilerin teminatını oluşturmak üzere tesis edilen ipoteğin borç bulunmadığı gerekçesiyle fekki talep edilmiştir. Davada, ipoteğin teminat altına alındığı alacağın sonra erdiği iddia edilerek ipoteğin kaldırılması talep edildiğine göre asıl ilişkisinin görüleceği mahkeme görevli mahkemedir....
Dava konut kredisinin kapatılması sonrasında kredinin teminatı ipoteğin terkini istemine ilişkindir....
TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur....
İpoteğin teminat altına aldığı alacak ödeme gibi bir nedenle sona ermiş ise terkin taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde ipoteğin hükmen fekki mahkemeden istenebilir. Somut olaya gelince; davalı banka ile dava dışı ... arasında düzenlenen 20.10.1996 günlü “Yuva Kredisi Borçlanma Sözleşmesi”nin ipoteğin paraya çevrilmesi başlıklı 17.maddesinde “gerek bu sözleşmedeki sürenin bitiminde veya bitiminden önce işbu sözleşmede yazılı sebeplerden dolayı borcun muacceliyet kespetmesi halinde borçlu borcunu teferruatı ile birlikte veya bu sözleşme dışındaki hangi nedenle doğmuş olursa olsun her türlü borç bankaya derhal ve tamamen ödenmezse ….banka ipotekli taşınmazı…. sattırarak alacağını tamamen almaya yetkilidir…..” hükmü bulunmaktadır. Görülüyor ki, ipoteğin teminat altına aldığı alacak, dava dışı ... ’ın davalı bankadan aldığı yuva kredisinden ibaret değildir....
İcra Mahkemesi borçlu ipotek borcunu tam olarak yatırdığını saptarsa yatırılan paranın alacaklı adına saklanmasına ve ipoteğin kaldırılmasına karar verir. Somut olayda, İİK'nun 153. maddesinin uygulanması amacıyla İcra Müdürlüğüne yapılmış bir ipoteğin fekki talebi mevcuttur. Ortada bir icra takibi olduğuna göre İİK'nun 153. maddesi hükümleri uyarınca ipoteğin kaldırılmasının gerekip gerekmediğine İcra Mahkemesi karar vermekle görevli olup, ipoteğin niteliğinin görevli mahkemenin tayinine etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Manisa 2. İcra Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Manisa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar, davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip dayanağı ipoteğin davacı ...'un davalının işyerinde çalışmaya başlamadan önce teminat olarak verildiğini ve ayrıca tarihsiz senet verildiğini, taraflar arasında ipotek tesisini gerektiren borç doğurucu başka bir işlem bulunmadığını ileri sürerek, davacıların borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve ipoteğin terkinini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davacı ... ... husumet ehliyeti bulunmadığını, iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/252 esas sayılı dosyasında verilecek karara bağlandığını, bu davada tazminata hükmedilmediğini, kooperatife borçlu olduğunun tespit edilmemiş olduğunu, bu nedenle taşınmaz üzerine konulan ipoteğin devamını haklı kılacak bir neden bulunmadığını ileri sürerek, ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması şartlarının taraflar arasında yapılan sözleşme ve mahkemenin 2009/252 esas sayılı dosya içeriğine göre gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava, borç nedeniyle taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi olduğu davadışı.. davalı bankadan çekeceği krediye karşılık olarak.. tarihinde kendi taşınmazını 50.000-TL bedelle davalı banka lehine ipotek ettirdiğini, bahsi geçen kredi borcu ödenmesine rağmen davalı banka tarafından iade edilmeyen çek yaprakları olduğu gerekçesiyle ipoteğin bugüne kadar kaldırılmadığını, çeklere istinaden taraflar arasında ipotek kurulmamış olduğunu, kredi borcu da ödendiğinden ipoteğin kaldırılmamasının iyiniyete aykırı olduğunu belirterek, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ve tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir....
Maddesi uyarınca muhtıra çıkartıldığını, davalı tarafından icra dosyasına itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının itirazının ipoteğin fekki talebine ve ipotek bedeline karşı olduğunu, davalı ipoteğin bedeline yönelik itirazda bulunmuş ise de ipoteğin türünün azami meblağ (üst sınır) ipoteği olduğunu, ilgili Yargıtay ilamlarında taşınmaz üzerindeki ipoteğin üst sınır ipoteği olması halinde sözleşmede faiz şartı olsa dahi bu şartın geçersiz olacağını, ipotek borçlusunun ipotek bedeli ile sorumlu olduğunu, ipoteğin fekkini talep edenin taşınmazın yeni maliki olan müvekkili olduğunu, müvekkilinin ipotek limit miktarı olan 8.000,00-TL bedelinden sorumlu olacağını beyan ederek müvekkili adına kayıtlı olan İstanbul İli, ... İlçesi, ......
-YTL. mevduat faizi zararının bulunduğu, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, yargılama aşamasında 06.12.2004 tarihinde ipoteğin kaldırıldığı gerekçesiyle, ipoteğin kaldırılması ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin reddine, 1.240....