Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

adresindeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; TTK.'nun 818/s bendi yollaması ile aynı kanunun 757. maddesi ve devamı maddelerine göre zayi nedeniyle çek iptali ve ayrıca ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Dava dilekçesinden talebe konu çek koçanının davacı tarafından kaybedildiği, çek koçanının henüz düzenlenmediği, boş ve kendine ait çek olduğu anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu'nun 818/s bendi yollaması ile aynı kanunun 757. maddesi ve devamı maddelerine göre açılacak olan zayi nedeniyle çek iptali davalarında, işin niteliği ve meydana getireceği hukuki sonuçlar itibariyle bu tür davayı açma yetkisinin hamile ait olduğu, gözetildiğinde çek karnesi sahibi davacının zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığından çek iptali davasının, davacı tarafça çek yaprağı nedeniyle konulan ipoteğin kaldırılması davası hasımsız açılamayacağından ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar vermek gerekmiştir....

    Hukuk Dairesinin 2018/926 esas, 2019/1936 karar sayılı kararı ile davanın reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği ve iş bu kararın henüz kesinleşmediği, İİK'nın 264. maddesi uyarınca alacaklı tarafın açmış olduğu itirazın iptali istemli davanın, istinaf mahkemesince davacı borçlu yönünden reddi kararı ile davacının mal varlıkları üzerindeki ihtiyati hacizlerin hükümsüz hale geldiği, ihtiyati haczin hükümsüz hale gelmesi için itirazın iptali isteminin reddine dair kararın kesinleşmesi zorunluluğunun söz konusu olmadığı, bu nedenle şikayete konu icra memur kararının yerinde olmadığı ve ihtiyati hacizler hükümsüz kaldığından davacı borçlunun hacizlerin kaldırılması yönündeki talebinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne, icra müdürlüğünün 01.12.2020 tarihli kararının kaldırılmasına, şikayete konu taşınmaz üzerindeki ihtiyati haciz kararı hükümsüz hale geldiğinden kaldırılması için icra müdürlüğü tarafından ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasına...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Borçlu ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Temyiz dilekçesi kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu ...'ın temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlu ..., ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi, hacizlerin kaldırılması istemi ve ayrıca meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması -İpoteğin Terkini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, mülkiyeti eşine ait olan taşınmaza aile konutu şerhi konulması ve aile konutu olduğu açıklanan taşınmaz üzerine davalı banka tarafından davacı eşin rızası alınmadan (TMK md. 194) konulan ipoteğin kaldırılması istemi ile dava açmış, davasını ...'na yöneltmiştir. Mahkemece 09.07.2010 tarihinde verilen karar ile davacının ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemi reddedilmiş, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına ilişkin talebi ise kabul edilmiştir. Hüküm, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talebinin reddi, davalı banka tarafından ise aile konutu şerhi konulmasına ilişkin talebin kabulü yönünden temyiz edilmiştir....

        Somut olayda, 17.06.2014 tarihinde haciz konmuş, borçlu vekili 25.07.2014 tarihinde haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş, 6552 sayılı Yasa değişiklikleri 11.09.2014 tarihinde ve eldeki şikayet dosyası derdestken yürürlüğe girdiği, borçlu vekilinin şikayetinin, 6552 Sayılı Kanun'un 121 ve 123. maddeleri ile getirilen 5393 Sayılı Kanun'un 15. maddesine (ek) son fıkrası ile geçici 8. maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin olmayıp; borçlu vekili bu değişiklikten önceki 5393 Sayılı Kanun'un 15/son ve İİK’nun 82. maddeleri gereğince haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, bilahare mahkemeye verdiği dilekçe ile değişiklikleri de gerekçe göstererek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir.Borçlunun yukarıda belirtildiği üzere önce icra müdürlüğüne başvurup 6592 sayılı Kanun'la getirilen hükümler uyarınca hacizlerin kaldırılmasını talep etmeden doğrudan icra mahkemesine başvurması usulsüz olup mahkemenin bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılması kararında isabet bulunmamaktadır...

          İcra müdürlüğünce yürürlüğe giren bu hükümlere göre yapılacak işlem ve alınacak kararlara karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulabilir.Somut olayda, 17/04/2014 ve öncesi tarihlerde hacizler konmuş, borçlu vekili 11.07.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, 6552 sayılı Yasa değişiklikleri 11.09.2014 tarihinde ve eldeki şikayet dosyası derdest iken yürürlüğe girmiştir. Borçlu vekilinin şikayeti, 6552 Sayılı Kanun'un 121 ve 123. maddeleri ile getirilen 5393 Sayılı Kanun'un 15. maddesine (ek) son fıkrası ile geçici 8. maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin değildir.Haczedilemezlik iddiasına dayalı olarak 5393 sayılı Yasanın değişiklikten önceki 15/8. maddesi gereğince yapılan şikayet sırasında borçlu, yeni yasal düzenleme gereğince mahkemeden haczin kaldırılması isteminde bulunamaz....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı bankanın aile konutu şerhi konulmasına dair verilen kararı temyizinde hukuki yararının bulunmadığından aile konutu şerhi konulmasına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir, 2-Davalı bankanın ipoteğin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Dava konusu taşınmazın tapuda "Arsa" vasliyla kayıtlı olduğu, yapılan keşif ile taşınmaz üzerinde dört katlı betonarme binanın bulunduğu anlaşılmaktadır....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve aile konutu şerhi konulmasını istemiş; mahkemece davanın kabulü ile davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                Somut olayda davacılar, murisinden intikal eden taşınmazda davalının da kendileri ile birlikte paydaş oldukları ancak yapılan fiili taksim uyarınca taşınmazın kullanımının davacılara ait olduğu, buna rağmen davalı aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda taşınmaz üzerine hacizler konulduğunu, taşınmazın tamamen davacıların kullanımında olması ve hacizlerin kötü niyetli olması iddiasıyla fiili taksimin tespitine, fiili taksime dayalı olarak muarazanın menine ve taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. Yukarıda açıklanan niteliğine göre davanın ortaklığın giderilmesi istemine değil muarazanın giderilmesi ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanları, talep neticesi ve dosya kapsamından malvarlığı haklarına ilişkin olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...

                  Dolayısıyla, Müvekkil Şirketin iyiniyetli üçüncü kişi olduğu açık ve net olarak ortadadır. Müvekkil Şirket tarafından konulan hacizler, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin anılan kararının kesinleşmesinden önce konulduğundan, söz konusu hacizlerin kaldırılması mümkün olmadığını, Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 14.05.2015 tarih ve 2014/139 E. -2015/211 K. sayılı kararında hacizlerin kaldırılması yönünde bir karar da bulunmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin mülkiyetini müteahhide geçirmekte veya geçirilmesini taahhüt etmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu