Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2012/7685 sayılı dosyası ile takibe geçilmesi nedeniyle 07.06.2012 günlü protokol düzenlendiğini, protokolde belirtilen sürede borcun ödenemediğini ancak icra takip dosyasına borcunun tamamının daha sonra ödendiğini, bononun ipoteğin teminatı olup ödenmesi nedeniyle ipoteğin konusuz kaldığını, davalının ipoteği fekketmediğini ileri sürerek, ipoteğin fekkini istemiştir. Davalı, davacının dayandığı protokolde bononun ipoteğin teminatı olduğunun belirtilmediğini, protokolün de muvazaalı olduğunu, protokol gereğinin de yerine getirilmediğini, ipotek bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipotek bedelinin ödendiği kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Somut uyuşmazlıkta, incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 912.091,28 TL için tesis edildiği görülmektedir....

    Mah., 5223 parsel, 4 nolu bağımsız bölüm üzerine, 03.02.2016 tarih ve 3222 yevmiye numarası ile davalı banka lehine 175.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, konut kredisi borcunun tamamını ödediğini ve ödemenin üzerinden yaklaşık 6 ay zaman geçmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini belirterek, davalı banka lehine kurulan 175.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkini istemiştir. II....

      KARŞI OY YAZISI Dava dosyasının incelenmesinden, davalı bankanın ipoteğin fekki için davacıdan fek bedeli olarak talep ettiği 556,50 TL'nin yasal dayanağını göstermediği, ipoteğin fekki için tapuda yapılması gereken masraflardan taşınmaz maliki sorumlu ise de, kredi alacağı sona eren davalı bankanın kredi borcunun teminatı olarak alınan ipoteğin fekki için ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazması gerektiği, yasal dayanağını göstermediği 556,50 TL'nin ödenmediğinden bahisle fek yazısı yazmayan davalı bankanın kusurlu olduğu anlaşılmış olup açıklanan bu nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını usul ve yasaya uygun gördüğümden Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne muhalifim. 24.10.2019...

        Davalı vekili, fekki istenen ipoteğe ilişkin düzenlenen resmi senet gereğince ipoteğin süresiz olarak verildiğini, davacının , kendisi ortaklıktan ayrıldıktan sonra dava dışı şirkete 2006 yılında kredi kullandırılmasından sonra 28.05.2007 tarihinde ipoteğin fekki için ihtarname gönderdiğini, ihtar tarihinde borçlu şirketin borcu olması ve ipoteğin kullanılan ve ileride kullanılacak kredinin teminatı olması nedeniyle fek edilmediğini, dava dışı şirketin borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, takibin devam ettiğini, alacağın sonlandırılması nedeniyle de ipoteğin fekkinin hukuken mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....

          Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine tesis edilmiş ipoteğin, dava dışı Bilgin Kamış'ın bankaya olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturduğunu, ...ın müvekkili bankaya karşı asaleten ve kefaleten borçları devam etmekte olduğundan ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu taşınmaz üzerinde kurulan ipoteğin anapara ipoteği olduğu, ipotek resmi senedinde yer alan "her ne sebepten olursa bankaya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçların teminatını teşkil etmek üzere" şeklindeki ifade nedeniyle, ipoteğin, ipotekli taşınmazın eski maliki ...'ın kefalet borçlarını da kapsadığı sonucuna varıldığı, dolayısıyla davalı bankanın dava dışı şirketlere kullandırdığı ticari kredilere kefil olan dava dışı ...'...

            -TL.borcun dava dışı İbrahim Kepenek tarafından ödendiğini ve hiçbir borç kalmamasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını iddia ederek ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, ayın konuda önceki malik İbrahim Kepenek tarafından ipoteğin fekki ve takibin iptali için dava açıldığını ve reddolunarak kesinleştiğini, takip konusu borcun tamamının ödenmediği gibi, ipotek limitinin 150.000.-TL.olduğundan ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, takip konusu ipoteklerin üst sınır limit ipoteği olduğu ve 150.000.-TL.limitli bulunduğunu, ipoteğin teminat altına aldığı alacak miktarının limitten fazla olduğu ve limit tutarının tamamı ödenmeden ipoteğin fekkinin istenemeyeceği, salt talep tutarının ödenmiş olması ipoteğin fekkini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Davalı vekili, ipoteğin doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere verildiğini, ihtiyaç kredisi borcunun ödendiğini, ancak kredi kartı ve artı para kredisi ve gayri nakit kredilerinin ödenmediğini, bunlara ilişkin icra takipleri bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, ipotek akit senedinden, ipoteğin teminat ipoteği olup dava dışı ...'...

                Taraflar arasındaki 22.5.1974 tarih ve 1436 yevmiye numaralı resmi senette 3.4.1971 tarih ve 624 yevmiye numarasıyla davalı ... lehine olan ipoteğin kaldırılması için yine davacı adına tapuda kayıtlı ...Mahallesi 512 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 1.350.000 Lira ipoteğin konulması kararlaştırılmıştır. Başka bir anlatımla taraflar 1 parsel üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını 512 ada 2 parsel üzerine 1.350.000 Lira bedelli ipoteğin konulması şartına bağlamışdır. Borçlar Kanunun 149. maddesi uyarınca bu şart yerine getirilmeden davalı lehine konulmuş ipoteğin kaldırılma olanağı yoktur. O yüzden mahkemece davacıya ait 2 parsele 3.4.1971 tarihli ipotek aktarılarak 1 parsel üzerindeki ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekirken kararlaştırılan şart yerine getirilmeden istemin hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                  Şti'nin bayilik sözleşmesine aykırı davranarak müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin anılan şirkete karşı açtığı cezai şart alacağına ilişkin davanın reddedildiğini, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderildiğini, kararın onanması halinde ancak ipoteğin kaldırılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının taşınmazı üzerinde davalı ile dava dışı bayii arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince ipoteğin tesis edildiği, sözleşmenin feshedildiği, davalının dava dışı bayiye karşı açtığı cezai şartın tahsiline ilişkin davanın reddedildiği, kararın Yargıtay'ca onanarak kesinleştiği, böylece ipoteğin teminat fonksiyonunun kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                    Şti ile davalı arasında 20.12.2005 tarihli acentelik sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmenin teminatı olarak müvekkili adına kayıtlı taşınmazın üzerine 3 ayrı acente şubesi için 21.000'er TL'den 63.000 TL için davalı lehine ipotek konulduğunu, Temmuz 2014 tarihinde acentelik ilişkisinin son bulduğunu, ipoteğin teminat fonksiyonunun ortadan kalktığını, davalıya gönderilen ihtara rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek müvekkilinin taşınmazı üzerine konulan ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu