Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesince de belirtildiği üzere; 4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Dolayısıyla aile konutu şerhinin, hukuki niteliği itibariyle “kurucu” değil “açıklayıcı” bir şerh niteliğini taşıdığının kabulü gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ:Aile konutu şerhi konulması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 194. maddesine göre aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/2- 2056 Esas, 2015/1201 Karar ve 15.04.2015 günlü kararında da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile "aile konutu şerhi konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu nedenle, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

    Kat, 4 nolu bağımsız bölümün davalı T3 üzerine kayıtlı olduğu ve taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş 11/09/2014 tarih 15897 yevmiye nolu 600.000,00 TL bedelli ipotek bulunduğu, taşınmaza 25/12/2017 tarihinde aile konutu şerhi işlendiği ayrıca taşınmaz üzerinde dava konusu edilmeyen başka bir ipoteğin daha bulunduğu, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın aile konutu olabilme özelliği taşıdığı, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre taşınmazın davacı ve davalı Zeki'ye ait aile konutu olduğu, aile konutu olarak kullanıldığı, davalı banka tarafından ipotek konulurken borçlu davalı Zeki'nin eşi davacının rızasının alınmadığı, TMK 194/1 maddesinde "Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünün düzenlendiği, tapuya aile konutu şerhi konulmasa ya da ipotekten sonra konulsa bile bu şerhin kurucu değil açıklayıcı...

    Sokak Emlakbank Blokları C-2 Blok Kat 6 No: 26 Etlik ... adresli taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteğe ilişkin davalı eşinin ve kendisinin bilgisinin olmadığını, belirtilen taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, bu nedenle davaya konu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını, tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını, taşınmazın 3. kişilere satış ve devrinin önlemesi için taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması-İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava, davacı kadın eş tarafından açılan aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup, davalı bankanın 492 sayılı Kanunun 123.maddesi gereğince harçtan müstesna sayılmasını gerektirecek davalardan değildir. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı banka tarafından; ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.11.2014(Pzt.)...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu bağımsız bölümü müvekkili ile davalı Recep'in aile konutu olarak kullandıklarını, davalı Recep'in müvekkilinin açık rızası ve onayı olmaksızın tapuda davalı Recep adına kayıtlı fakat tarafların aile konutu olan dava konusu gayrimenkul üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettiremediğini, davalı bankanın eksper vasıtası ile kıymet takdiri yaptırırken gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini bilecek durumda olduğunu belirterek dava konusu gayrimenkul üzerine aile konutu şerhi konulmasına, gayrimenkul üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu ipoteğin verildiği tarih olan 30/12/2014 tarihinde dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı, söz konusu taşınmaza davacı ve eşinin mernis adresini 24/06/2016 tarihinde taşıttığı ve davacının dava konusu taşınmazın tapu kaydına 27/06/2016 tarihinde aile konutu şerhi koydurduğu, dava konusu taşınmazın dava konusu ipoteğin verildiği tarihte aile konutu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, ancak bu durumu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olup, toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın davanın devamı sırasında cebri icra ile satıldığı, bu sebeple dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla konusuz kalan dava hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu