Kişi lehine verilen ipoteğin delil ile desteklenmediğini, dava konusu taşınmaza konulan ipoteğin yalnız başına hüküm ifade etmeyeceğini, davalı bu ipoteğin temlikinin hükümsüz olması ve ortada geçerli bir ipoteğin geçerli bir alacağın teminat altına alması mümkün olabileceğini, ipoteğin dayandığı asıl borç ilişkisinin bulunmadığını belirterek dava konusu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap verilmediği görülmüştür....
dan satın alındığını, taşınmaz üzerindeki ipoteğin eski malik olan ...'nın 28.04.2006 tarihinde Halkbankası ... şubesinden çekilen konut kredisine teminat olmak üzere tesis edildiğini, ancak bu kredi borcunun ödenmesine rağmen davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılmadığını, davalı bankanın gerekçe olarak eski malik ...'nın verdiği ipoteğin davadışı ...'ın kredi borcuna kefaletinin de teminatı olmasını ve bu kredi borcunun halen ödenmemiş olmasını gösterdiğini, bu işlemin usulsüz olduğunu, ipoteğin borcun ödenmesi nedeniyle kaldırılmasının gerektiğini belirterek ... İli, Tepecik Mah, ... Mevkinde ... ada 1 parsel 2 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin hem davadışı ...'nın konut kredisinin hem de davadışı ...'...
DAVA Şikayet eden alacaklı vekili dilekçesinde; 180520 ada 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 1966 yılında bir yıl süreli ipotek tesis edildiğini, taşınmaz üzerinde süreli ipotek bulunması halinde otuz gün içerisinde 150/c şerhi konulmazsa ipoteğin malikin talebi ile Tapu Müdürlüğünce terkin edileceğini yine alacağın sona ermesi halinin de ipoteğin terkin edilmesi sebeplerinden biri olduğunu, icra dosyasında 1966 yılında bir yıl olarak tesis edilen süreli ipotek bakımından alacaklı ve taşınmaz maliki tarafından terkin talebinde bulunulmadığını, 01.01.2020 tarihinden itibaren otuz gün içinde 150/c şerhi tapuya işlenmediğini ileri sürerek ipoteğin fekki talebinin reddine dair 17.03.2021 tarihli müdürlük işleminin iptalini ve İcra Müdürlüğünce tarafına ipoteğin terkini için Tapu Müdürlüğüne taşınmaz maliki adına başvurma yetkisi verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Cevap dilekçesi verilmemiştir. III....
’nun ipoteğin terkinini isteme hakkı başlıklı 883....
İpoteğin uyuduğu dönemde malikin (ipotek lehdarı) borcundan dolayı taşınmaza haciz konması halinde satım ile hüküm ifade etmeye başlayan ipotek bu hacizlerin önüne geçemeyecektir. Bu nedenle ipoteğin uyuduğu dönemde taşınmaz üzerine malikin borcu nedeniyle konulan hacizler yönünden ipoteğin tesis tarihi borçlunun (ipotek lehdarı, malik) taşınmazı elden çıkarma tarihi olarak kabul edilmelidir. Aksinin kabulü ipoteğin uyuduğu dönemde malikin borcu nedeniyle taşınmaza haciz koyan tüm alacaklıları mağdur edecektir. Somut olayda ipotek alacaklısı olan dava dışı borçlunun, taşınmazı devralarak malik olduğu 19.09.2011 tarihinde, ipotek alacaklısı ile taşınmaz maliki sıfatları birleşmiş olup bu tarihten itibaren ipotek uyumaktadır. Davacı tarafça ipoteğin şeklen varolduğu bu dönemde, malik olan borçludan olan alacağı nedeniyle 27.02.2012 tarihinde taşınmaz üzerine haciz konulmuştur....
Şti. ile birlikte ipotek verenler aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, ipotekli taşınmazlardan Samsun İli, ... İlçesi, ......
Şubesinde açılacak bir hesapta süresiz olarak rehin verildiği ve bu konuda ilk derece mahkemesi yargılaması sırasında 06/12/2017 tarihinde rehin sözleşmesi imzalandığı, bunu takiben davalı bankanın ... ..... taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için 07/12/2017 tarihinde yazdığı üzerine taşınmaz üzerindeki ipoteğin 12/01/2017 tarihinde fek edilmiştir. Davacının 24/04/2017 tarihli yazısı ile ipoteğin kaldırılmasını, varsa borcun bildirilmesini istediği halde davalının davacıyı bu konuda bilgilendirmeyerek davacının işbu davayı açmak zorunda bıraktığı, yargılama sırasında davacının ipoteğin fekki için rehin verdiği, ipoteğin fekkedildiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesi gerekirken" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin 13/02/2020 tarih ve ........
nin davalıdan alacağı petrol ürünlerine karşılık doğmuş ve doğacak alacaklara ilişkin olarak verildiği, ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 29.11.2005 tarihli resmi akit tabloları içeriğinden ipoteklerin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiğinden ipoteğin, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteği olduğu, söz konusu ipoteğin sözleşmenin bir ferisi olarak değil, sözleşmeden ayrı azami had ipoteği olarak verilen bir ipotek olduğu, davacı taraf borcun tamamen ödendiğini iddia etmediğine göre ipoteğin devam etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacı tarafça ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olarak açılan başka bir davada davacı tarafın dava dışı Hilal Petrol Ltd. Şti.'nin ortağının ayrılması nedeniyle ipoteğin kaldırılması talep ettiği, yargılama sonucunda Sivas 1....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 123 ada 2 parsel sayılı taşınmazı davalı yararına konulan ipotekle yükümlü olarak satın aldığını, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu ve akit tablosunda yazılı miktar ile sorumlu tutulabileceğini ileri sürerek ipotek akit tablosunda yazılı miktarın depo edilmesi suretiyle kaldırılmasını istemiştir. Davalı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, İcra İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca icra takip dosyasındaki borcun ödenmesi suretiyle ipoteğin kaldırılabileceğini savunmuştur. Mahkemece, davacının taşınmazı ipotekle yükümlü olarak satın aldığı ve satış tarihinde icra takibinin devam ettiği, İcra İflas Kanununun 153. maddesinde yazılı yasal prosedür takip edilmek suretiyle ipoteğin kaldırılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, davacının ipoteğin feki için talepte bulunmadığını, yasa hükümlerine göre ipotek fekinin harca tabi olduğunu, kredi sözleşmesi hükümlerine göre bu bedelin yatırılmasının davacının yükümlülüğünde bulunduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı taraf kullanılan kredinin taksitleri sona ermesine rağmen taşınmaz üzerindeki ipoteğin halen kaldırılmamış olduğunu bu nedenle ipoteğin fekini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, davacının davalıdan kullandığı kredinin teminatı olarak davacıya ait taşınmazdan 135.000,00 TL bedelin ipotek tesis ettiği, kredi borcunun 05/04/2015 tarihinde kapatıldığı, ipoteğin feki için davalı tarafından yazı yazılmasının yeterli olduğu, harç sorumluluğu bulunduğu taktirde tapu müdürlüğünce ilgilisinden talep edilebileceği, davalı tarafından ipoteğin feki için tapu müdürlüğüne herhangi bir yazı yazmadığı gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile ipoteğin fekine karar vermiştir....