Dava, ipotekli taşınmazın mülkiyetini sonradan edinen davacı tarafından, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipteki alacak haklarını devralan davalıya karşı açılmış ipoteğin fekki davasıdır. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe itiraz üzerine takip alacaklısı tarafından itirazın kaldırılması veya iptali yönünde bir dava açılmamış olması ipoteğin fekkini gerektiren bir hukuki sebep değildir. Mahkemece sadece bu hukuki sebebin gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü doğru olmamıştır. İpoteğin fekkini isteyen davacının ipotekle teminat altına alınan hukuki ilişkinin sona erdiğini ve bu hukuki ilişki sırasında ipotekle teminat altına alınan borcun hiç doğmadığını veya doğmuş olsa bile ödendiğini ileri sürerek ipoteğin fekkini talep edebilir. Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla bir takip başlatıldığına göre, ipotekle teminat altına alınan hukuki ilişkinin sona erdiği anlaşılmaktadır....
Müdürlüğü'nce, dava konusu ... köyü, 272 ada, 1 parsel sayılı taşınmaza .... lehine 13.06.2006 tarih ve 7192 yevmiye numarasıyla konulan ipoteğin terkin edildiği bildirilmiştir.Anılan Tapu Müdürlüğü'nden, ipoteğin terkin edilmesinden önce düzenlenen ipotek akit tablosu ile ipoteğin terkinine dayanak başvuru evrakları da dahil tüm bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin celbi ile dosyaya eklenmesi, 2-...Şubesi'nden, ...köyü, 272 ada, 1 parsel üzerine 13.06.2006 tarih ve 7192 yevmiye numarasıyla konulan ipoteğin terkin edilme sebebi, ipoteğe konu borcun bankaya ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kim tarafından ödendiğinin sorularak, yazı cevabının dosyaya konulması, 3-Dava konusu ipoteğin terkin sebebinin taraf vekillerinden sorularak, ipotek konusu borcun kime ödendiği hususlarında açıklamalı dilekçe alınarak dosyaya eklenmesi, İçin dosyanın ikinci kez geri çevrilmesi gerekmiştir....
mahiyetini yanlış değerlendirdiğini, anapara ipoteğinde alacak ipoteğin tesis anında belirli olacağından alacak hakkının ipotek tesis işlemi anında mevcut ve belirli olduğu kabul edildiğinden borç ilişkisi varlığının ispatı gerekmediğini, zira var olan doğmuş bir borca ilişkin olarak işbu ipotek düzenlendiğini, kaldı ki, ipotek akit tablosunda ipoteğin borca ilişkin verildiğinin yazdığını, ipotek akit tablosunda ipoteğin dava dışı Ahmet Artan'ın borcuna ilişkin olarak verildiği belirtilmemiş olsa da bu durumun davacı tarafın müvekkili lehine vermiş olduğu ipoteğe dayanak başlatılan icra takibinin iptali için geçerli ve yeterli bir sebep olmadığını, ayrıca, Yargıtay yerleşik içtihatlarında aşırı şekilciliğin hak kaybına yol açması durumunda şekilcilikten kaçındığını, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde en önemli noktanın ipoteğin mahiyeti olduğunu,ipoteğin ana para ipoteği olup kesin borç ihtiva ettiğinin açık olduğunu ancak kabul etmemekle birlikte ipoteğin üst sınır ipoteği olarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı ...'in davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak davalı banka lehine ipotek tesis ettirildiğini, kredi borçlarının bankaya tamamen ödendiğini, davalı bankaya herhangi bir borç bulunmamasına karşın ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davalı bankadan kullandığı kredi borcunu ödediğini, ancak kefaleti nedeniyle ipoteğin kaldırılmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyan etmiştir. Davalı banka vekili, davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konululması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından, ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş... tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m.194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınma üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Davalı vekili, davaya konu ipoteğin müvekkili banka lehine davacı ...’ın doğmuş ve doğması muhtemel kefalet dahil her türlü borçları için tesis edildiğini, bunun resmi senede de açıkça yazıldığını, davacının ticari krediye devam eden kefilliği nedeniyle borcu olduğundan ipoteğin fekkedilmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davaya konu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, davalı banka lehine davacı ...’ın doğmuş ve doğması muhtemel kefalet dahil her türlü borçları için üst sınır ipoteği tesis edildiği, bunun resmi senede de açıkça yazıldığı, bu durumun 4721 sayılı TMK'nun 851/1 ve 881. maddeleri hükmüne uygun olduğu, davacının ticari krediye devam eden kefilliği nedeniyle borcu olduğundan, ipoteğin fekkedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda, ipotek akit tablosunda vadenin belirlenmemiş olduğu anlaşılmış olup bu durumda ipoteğin fekkine ilişkin ihtarın bildirilmesi ile alacak muaccel hale gelir ve muacceliyet tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Mahkemece ipoteğin fekkinin ihbar edilip edilmediği araştırılarak, şayet ipoteğin fekki bildirilmişse ihbar tarihine kadar faizsiz, ihbar tarihinden sonra ise faiz işletilmesi ipoteğin fekkinin ihbar edilmemişse faiz işletilmeksizin yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda sonuca gidilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Somut olayda, ipotek akit tablosunda vadenin belirlenmemiş olduğu anlaşılmış olup bu durumda ipoteğin fekkine ilişkin ihtarın bildirilmesi ile alacak muaccel hale gelir ve muacceliyet tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Mahkemece ipoteğin fekkinin ihbar edilip edilmediği araştırılarak, şayet ipoteğin fekki bildirilmişse ihbar tarihine kadar faizsiz, ihbar tarihinden sonra ise faiz işletilmesi ipoteğin fekkinin ihbar edilmemişse faiz işletilmeksizin yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda sonuca gidilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Uyuşmazlık konusu ipoteğin davacının taşınmazında imar uygulaması sonucu oluşan 201,92 m2 artışa karşılık konulduğu, ipotek bedelinin 50.480,00TL olduğu, 10.12.2015 tarihli raporda bilirkişi tarafından ipotek bedelini ipotek tarihinden dava tarihine kadar yıllık TÜFE oranlarına göre hesaplanarak 79.222,21TL olarak tespit edildiği, mahkemece bu bedel depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Taşınmazın değerinde ipoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar olan artış gözetilerek dava tarihi itibariyle rayiç bedeli depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; depo edilen ipotek bedelinin davalıya ödenmesi yönünde karar verilmesi gerekirken hüküm sonucunda bu hususta karar verilmemiş olması da infazda tereddüte neden olacağından doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete olan borçlara karşılık taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiğini ve daha sonra borcunu ödediği halde davalı yanın ipoteğin kaldırılması istemini kabul etmediğini belirterek müvekkile ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı yanca davalı şirkete borcun tamamen ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....