-TL bedelli ipoteğin bedelsiz kaldığını, davacının ipotek nedeniyle taşınmazı kullanamadığı, ipotek nedeniyle kredi kullanamadığı için 10.000.-TL zararının bulunduğunu ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın kullanılamamasından kaynaklanan zararın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000.-TL’sinin tazmin edilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davacının ihtarnamesinin dava tarihinden sonra bankaya tebliğ edildiğini, davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını, ipoteğin fekki davalıdan talep edilmeden dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihtarın davalıya dava açıldıktan sonra tebliğ edildiği, davanın açılmasıyla talebin yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, davalı banka tarafından ipoteğin ilk tesis aşamasından sonra 2007 yılında ayrıca bir kredi kullanıldığına ve bu yüzden ipoteğin devam ettirildiğine ilişkin beyanda bulunulmuş ise de Afyonkarahisar 2....
Davacı eş muvafakatname verdiğinden ipoteğin fekki davasının reddine, taşınmaz davacı Bilal ve eşi Nurgün tarafından aile konutu olarak kullanılmış olduğundan aile konutu şerhi konulması talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile; "1- İpoteğin fekki davasının REDDİNE, 2- Aile konutu şerhi konulması talebinin KABULÜNE, dava konusu taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmasına, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün; ipoteğin fekkinin reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; aile konutu iddiasına dayalı olarak ipoteğin fekkine ilişkindir. Mahkemesince; davacının 16/06/2015 tarihli muvafakat belgesi ile TMK.nun 194. Maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz ile ilgili gerek eşi, gerekse 3....
kabul ettiğine dair başkaca herhangi bir delil veya belge sunulmadığı, davacı tarafça borçlu şirketin hesabına havale edilen 150.000,00.TL tutarındaki paranın da davacıya ait banka hesabına iade edildiği ve halen bu hesapta tutulduğu hususunda uyuşmazlık olmadığı bu durumda, 4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü üzerinde bulunan davacının, kısmi ödeme sebebiyle ipoteğin sona erdiğini ispat edemediği, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kısmi ödeme sebebiyle ipoteğin sona erdiğini ispat edemediği kanaatine varıldığından davacının asıl ve birleşen davalarının ayrı ayrı reddine, dava başlangıçta menfi tespit ve ipoteğin fekki talebiyle açılmış ise de, yargılama sırasında davacı tarafça ibraz olunan dilekçe üzerine yargılamaya tazminat davası olarak devam olunduğu, bu itibarla davanın ve kararın niteliği gözetilerek davacı tarafın yargılama sırasında ihalenin iptali sebebiyle davalı bankanın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Mahkeme arabulucuya başvurulmaksızın açılan davada, dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle usulden ret kararı vermiştir. TTK’nun 5/A maddesi, "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesini içermektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Mahkeme arabulucuya başvurulmaksızın açılan davada, dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle usulden ret kararı vermiştir. TTK’nun 5/A maddesi, "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesini içermektedir....
ışığında hukuken bir geçerliliği bulunmadığı aşikar olan ipoteğin fekki için gerekli işlemlerin yapılması zorunlu olduğunu, davanın kabulüne ve davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı banka üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı bankanın söz konusu ipoteğin durumunu ve fekki için gerekli olanları davalı bankadan sorduğu ve davalı bankanın yukarıda belirtilen cevabi yazısı ile ipoteğin fekki için gerekli olan işlemleri bildirdiği ve davalı bankanın bildirdiği üzere ipoteğin fekki için gerekli borcun kapatıldığı, bankanın bir güven ve itibar kurumu olduğu, davalı bankanın muhatap davacı bankaya verdiği tahhüde rağmen tahhüt tarihindeki ipotekli taşınmaz malikinin kredi kartı borcu olduğundan bahisle ipoteği kaldırmamasının bankanın güven ve itibar kurumu hüvviyeti ile bağdaşmadığı gibi iyi niyet kuralları ile de bağdaşmadığı, HMK'nun 282.maddesi uyarınca hakim bilirkişi raporunu diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirebileceğinden davalı bankanın taahhüt yazısı nazara alındığında ipoteğin fekki şartlarının gerçekleştiği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde olduğu ve davalı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Sayılı dosya ile davacı borcu ödediğini iddia ettiği için ipoteğin fekkini istediğini ve dava yolu ile ipotek fek edildiğini, bu dava ile de ödemiş olduğu miktarı geri istediğini, ipoteğin borcun ödenmesi nedeniyle fek edildiğini, eğer davacı tarafça ipoteğin fekki istenen taşınmazlar için ödeme yapıp yapmadığı sorulacak olursa taşınmazlara ilişkin mal sahiplerine ayrı bir ödeme yapmadığı, bunun karşılığında kredi ödemesi yaptığı da açıkça görüleceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
İli Merkez Sebil Mahallesi 6026 Ada 3 Parsel sayılı taşınmazdaki ipoteğin fekkine karar verildiğini, ancak ipotek konulan ana taşınmaz olan 525 Ada 23 Parsel sayılı taşınmazın numarasının Tapu Müdürlüğünce 1028 Ada olarak değiştirildiğini ve sonrasında İmar Yasası'nın 18. maddesi gereğince bu taşınmazın 3 adet parsele dönüştürülerek 6026 Ada 3, 4 ve 9 parsel numaralarını aldığını öğrenmeleri üzerine, 4 ve 9 numaralı parsellerdeki ipoteğin de kaldırılması için icra müdürlüğüne yaptıkları başvurunun reddi üzerine, icra mahkemesine başvurarak bu parseller yönünden de ipoteğin fekkini talep ettiğini, mahkemece, ipotek bedelinin şikayetçi tarafından icra dosyasına depo edilerek ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/78 D.İş sayılı kararı ile 3 numaralı parseldeki ipoteğin fekki nedeniyle temel ipotek şerhinin kaldırılmış olmasından bahisle şikayete konu parsellerdeki ipotek şerhinin de kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....
Kooperatifinin kaldıramadığını belirterek sonuç olarak, davanın kabulüne, karara konu ipoteğe konu yapım işinden kaynaklı borcun ödenip ödenmediğinin ve bakiye borcunun bulunup bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının taşınmazının mülkiyetini, kurulu ipotek ve kuruluş sebebini bilerek edindiğini, ipoteğin kaldırılması koşullarının oluşmadığını, ipoteğin fekki konusunda müvekkilinin tek başına karar verme yetkisi bulunmadığını beyanla davanın öncelikle usulden aksi kanaat halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. KANITLAR VE GEREKÇE : Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. Görev hususu dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmelidir. Somut olayda davalı ......