Davacı vekili 18/12/2017 tarihli dilekçesi ile, ipoteğin ve intifa hakkının fekki taleplerinin atiye bırakılmasını, davalı tarafça ipoteğin ve intifanın kaldırılmama nedeni olarak 66.879,61 TL borç miktarı gösterilmesi sebebiyle davada aynı zamanda menfi tespit talepleri de bulunduğu gözetilerek yargılamaya menfi tespit davası olarak devam edilmesini, İİK150. Madde gereğince ipoteğin fekki davasının aynı zamanda menfi tespit davası niteliği bulunduğunu beyanla davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu ipoteğin müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı ve zarara uğradığı 66.879,31 TL bakımından devam ettiğini ve bu sebeple de terkin edilmediğini, intifa hakkının ise dava açılmadan çok önce bitmiş olduğunu, davacının ipotek miktarı ve intifa bedeli bakımından harç eksikliğini tamamlaması gerektiği beyanıyla davanın reddini talep etmiştir....
Davalı vekili, davanın ipoteğin aynı ile ilgili olmayıp İİK.' nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olduğunu, uyuşmazlığa konu kredinin kredi sözleşmesinin tarafı olan ... şubesinin vermiş olduğu krediden kaynaklanması nedeniyle yetkili mahkemenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunduğu gibi, davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, icra dairesinin bulunduğu veya davalının ikametgahında açılabileceği, Safranbolu İcra Müdürlüğünde icra takibi bulunmayıp, ... İcra Müdürlüğü nezdinde takipler olduğu gibi davalının ikametgahının da ... olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu edilen ipotekli taşınmazın Safranbolu' da bulunduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/10/2014 NUMARASI : 2013/307-2014/457 Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Mahkemenin 16/01/0212 tarihli kararıyla ipoteğin fekki talebi reddedilmiş, hüküm yanlızca davalı temyizi üzerine mahkeme kararı menfi tespite dair hüküm yönünden bozulmuştur....
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat, ipoteğin kaldırılması, menfi tespit -alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davalı ... hakkında açılan menfi tespit davası konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, istirdat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, ipoteğin devri ve fekki istemi konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, birleşen davada birleşen davalı ... İflas idaresi aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davasının reddine, birleşen davalı ... aleyhine açılan ipoteğin fekki davası ile müdahi....'ın ipoteğin fekki davasının kabulüne, birleşen davada davacı.. ile .. aleyhine açılan alacak davasının reddine, birleşen davalı .. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen dava davalı ..vekilince duruşmalı olarak, birleşen davada davalı-birleşen davada davacı ......
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında verilen dava konusu çekin davalı kayıtlarına iş bu dava tarihinden sonra 12.01.2009 tarihinde işlenip, 23.01.2009 tarihinde çıkış işlemlerinin yapıldığı hususu değerlendirildiğinde söz konusu çekin bedelsiz kaldığı sonucuna ulaşıldığı, bazı kayıtların ve fiyat farkı faturalarının taraf defterlerine usulüne uygun olarak kaydedilmediği, bu nedenle lehlerine bir ispat vasıtası olmayacağından tarafların karşılıklı olarak alacaklarını ispat edemedikleri, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.10.2008 tarihinde sona erdiği ve birbirlerinden alacaklı olmadıkları anlaşıldığından dava konusu ipoteğin fekki gerektiği gerekçeleriyle, menfi tespit ve ipoteğin fekki davalarının kabulüne, alacak talebi ile ilgili davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar, davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip dayanağı ipoteğin davacı ...'un davalının işyerinde çalışmaya başlamadan önce teminat olarak verildiğini ve ayrıca tarihsiz senet verildiğini, taraflar arasında ipotek tesisini gerektiren borç doğurucu başka bir işlem bulunmadığını ileri sürerek, davacıların borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve ipoteğin terkinini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davacı ... ... husumet ehliyeti bulunmadığını, iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı davalının oğluna verdiği borç para karşılığında davalıya ait taşınmaza ipotek tesis edildiğini, davalı ve oğlunun borcu ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, ödeme savunmasında bulunmuş ve davacı aleyhine ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesine ipoteğin fekki ve menfi tespit davası açtığını, dosyaların birleştirilmesini istemiş ve tefeci olan davacı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını bildirmiştir. Dosyaya celbedilen davalı tarafından açılan menfi tespit ve ipoteğin fekki davası 1.11.2006 tarihinde işlemden kaldırılmış ise de karar kesinleşmemiş olup bu dosya içerisinde davacı adına yapılmış bir takım ödemeler bulunmaktadır....
Mahkemece, her ne kadar taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava açılmadan önce kaldırıldığı, davalı şirketin yerleşim yerinin ... olduğu, HMK’nun 6. maddesi gereği mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülen menfi tespit ve ipoteğin fekki davasında fekki istenen ipoteğin dava dilekçesinde rakam hatası yapılarak 1568 ada 1 nolu parsel no:32 olarak bildirilmiş ise de taşınmazın ... ili ... ... Mahallesi 1563 ada 1 nolu parsel 32 nolu bağımsız bölüm olduğu, ipoteğin taşınmaz üzerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden hatalı delil takdiri ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Sayılı ilamı incelendiğinde , anılan davada ipoteğin fekki, olmadığı takdirde tazminata hükmedilmesi ve menfi tespit taleplerinin değerlendirildiği, ipoteğin fekki isteminin reddi kararının da taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ipoteğin fekki isteminin reddine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadığı, diğer taraftan Y.12. HD.nin 2020/6520 E. 2021/2798 K. Sayılı emsal içtihadı dikkate alındığında, takip alacaklısı lehine vekalet ücretine hükmedilirken menfi tespit talebinin reddi için ayrı , ipoteğin fekki olmadığı takdirde tazminat isteminin reddi için ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği , bu nedenle vekalet ücretinin bütünü bakımından ilamın infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır....
Nitekim dava dosyası istinaf incelemesi için önce 15.HD'ye gelmiş anılan Daire, talebin ipoteğin fekki istemine ilişkin olması nedeniyle aidiyet kararı vererek dosyayı 7 HD'ne gönderilmiştir. 7 HD talebin menfi tespit davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle aidiyet kararı vererek dosyayı Dairemize göndermiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, uyuşmazlık ipoteğin fekki talebine ilişkin olup, davacı ve davalı banka arasında kredi sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı, kredi borcunun miktarının, faiz oranı ve miktarı ile bankacılık hukukuna ilişkin konuların davada tartışılmayacağı anlaşılmaktadır. Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğundan görevli daire, 7. HD'dir. Bu açıklamalar ışığında, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf talebini inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....