ın rızası bulunmadığından ipoteğin yolsuz tescil mahiyetinde olduğu, anılan mevzuat hükümlerine göre değerlendirme yapıldığında ipoteğin fekki gerektiğini, ayrıca ipotek resmi senedinde teminat kapsamının, dava dışı 3.kişinin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak düzenlendiğini, teminat kapsamının ve ipotek limitinin bu haliyle likit olmadığını, davalı bankanın kanuna karşı hile yapmak suretiyle yasaya aykırı davrandığını iddia ederek, Gaziantep İli/Şahinbey İlçesi, ..... Mahallesi, Pafta ..... Ada .....de kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulan ve davalı banka lehine kefalet hükümleri de içeren ipoteğin fekki ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, tapu kayıtları üzerinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tesis edilen ipoteğin iptaline karar verilmesi talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini, söz konusu davanın konusunun menfi tespit değil, ipoteğin fekki olduğunu, bu nedenle arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun bulunmadığını, yerel mahkemece söz konusu davanın menfi tespit davası olduğunu, bu nedenle zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, fakat söz konusu davanın menfi tespit değil ipoteğin tapu sicilinden fekki davası olduğunu, davalı banka tarafından emsal gösterilen Konya 1....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davanın aldatma iddiasına dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, ipoteğin tesis edildiği tarihten itibaren 1(bir) yıl içinde ipotek sözleşmesi ile bağlı olunmadığı hususu davacılar tarafından bildirilmediği, başka bir anlatımla 1 yıllık süreden sonra dava açılmış olduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39/1maddesi uyarınca ipotek akdinin geçerli olmasına, ipotek akdinde ipoteğin fekki... A.Ş. tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak düzenlenmiş bulunmasına, davalı şirketler arasında alım satım sözleşmesi ve sonuçlarının bu davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle yerel mahkeme gerekçesinde yer alan “faturanın ......
Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkin HMK 105.md düzenlenen EDA davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu taşınmaz üzerine tesis olunan ipoteğin usulsüz olup olmadığı, fekki şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır. Davacı tarafa 06/11/2020 tarihli duruşmada resmi senet bedeli üzerinden Harçlar Kanunu gereğince belirlenen peşin nispi harcı mahkeme veznesine yatırıp makbuzu dosyaya sunmak üzere gelecek celseye kadar kesin süre verilmiş, Harçlar Kanunu 30.md ve 32 md gereğince, bu süre içinde ara karar gereği yerine getirilmediği takdirde davaya devam olunmayacağı, dosyanın işlemden kaldırılması halinde davanın yenilenmesinin de bu harcın ikmaline bağlı olduğu hususu ihtar edilmiştir. Verilen kesin süre ve yapılan ihtarat rağmen davacı tarafından mahkemece tespit edilen eksik harcı yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- H.M.K.'...
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek, icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan, ipoteğin fekki talebi üzerine, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep, İİK'nun 153. maddesinde yazılı "kanunen makbul" sebep niteliğindedir. Somut olayda, ipotek alacaklıları vekilinin ipoteğin günümüz koşullarına göre uyarlanması gerektiği iddiasıyla, depo edilen ipotek bedeline itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, ihtilafın çözümlenmesi yargılama yapılmasını zorunla hale getirdiğinden, ipoteğin fekki anılan madde kapsamında talep edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, banka kredi sözleşmesi nedeniyle konulan ipoteğin geçersiz vekaletname ile tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, mahkemece de ipoteğin fekki ile ipotek nedeniyle yapılan takibin iptaline karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 19/08/2021 KARAR TARİHİ : 30/11/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davaya konu mesken üzerinde ...’nın davalı bankanın Trabzon şubesi nezdinde kullanacağı nakdi ve gayrinakdi kredilere teminat teşkil etmek üzere 11/01/2017 tarihinde 350.000 tl ipotek tesis edildiğini, kredi lehtarının borçlarının diğer ipotek malikleri tarafından kendi ipotek bedelleri ile sınırlı olmak üzere ödendiğini, kalan bakiye nakdi ve gayrinakdi borcun diğer ipotek maliki .... nin gayrimenkul devri yaparak takas ile borcun tamamının ödendiğini, kredi lehtarının borcunun kalmadığını, 27/07/2021 tarihinde ipoteğin kaldırılması için ihtar çekilmiş ise de cevap verilmediği gibi ipoteğin de kaldırılmadığını, Davalı bankanın kredi lehtarına ait borcun...
Ltd.Şti.’nin keşideci müvekkilinin müteselsil kefil olduğu 13.03.2008 tanzim 04.09.2008 vadeli 100.770 Euroluk bono ile icra takibi yaptığını ve bu bononun ödenmediği takdirde ipoteğin fek edilmeyeceğini bildirdiğini, oysa bono ile ipoteğin ilgisinin bulunmadığını belirterek davalıya borçlu olmadıklarının tespitini ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ipotek tutarının 1.000.000,00 TL olup 182.243,70 TL üzerinden harç yatırarak ipoteğin fekkinin istenemiyeceğini öncelikle harcın tamamlanması gerektiği bonodaki borcunda ipotek kapsamında olduğunun belirterek davanın reddini istemiştir....
Sayılı dosyasında 03/08/2022 tarihinde verilen karar ile İİK 150/e hükmü gereği takibin düştüğünü, ancak müvekkili tarafından borç ödenmiş olmasına ve takip düşmesine rağmen davalı bankalar ile yapmış oldukları tüm görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını ve ipoteğin kaldırılmadığını, buna karşın ....Noterliğinin 05/05/2023 tarihli, 007134 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 12/07/2023 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnameleri düzenlenerek davalı bankalardan ipoteğin fekki talep edilmiş olduğunu ancak işbu taleplerine de olumlu karşılık verilmediğini, bu durumda son bir kez daha davalı bankalara ....Noterliğinin 23/08/2023 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi çekilmiş ve ipoteğin fekki talep edildiğini ancak davalı bankalar tarafından makul süre içerinde taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, ipoteğin fekkine konu taşınmaz her ne kadar ......