Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili yönünden hukuki dayanaktan yoksun olup öncelikle husumet yönünden, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddinin gerektiğini, 6100 sayılı HMK'ya göre eldeki dosyada müvekkilinin davalı gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira davalı ile ne ihtiyari ne de mecburi dava arkadaşlığının bulunduğunu, hali hazırda dava konusu taşınmazın davalı T5 adına tescil edildiğini, bu durumda tek davalı T10 ve T5 olduğunu, yine bu haciz ya da ipotek işlemi dava arkadaşlığını gerektirecek bir durum olmadığını, her ne kadar müvekkili banka aleyhine husumet yöneltilmiş ise de eldeki davanın müvekkili bankanın tapu iptali tescil talebi yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ipoteğin fekki talebi ayrı bir esasla dava konusu edilmesinin gerektiğini, eldeki dava dilekçesi incelendiğinde tapu iptali ve tescil talebinin yanında ipoteğinde fek edilmesinin talep edildiğini, eldeki davada hem tapu iptali tescil hem de ipotek fekki...
Bankasının sözleşmede belirtilen IBAN numarası hesabına 40.000 TL ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalılara 22.10.2020 tarihli ihtarname ile bu ipoteğin kaldırılması ihtar edildiğini, davalılarında 30.10.2020 tarihli İhtarname cevabı bulunduğunu, davalılara karşı müvekkilinin sözleşmeye göre yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini buna karşın davalılar sözleşmeye ve ihtarnameye rağmen belirtilen taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmadıklarını... kayıtlı taşınmazın üzerindeki ipoteğin taraflar arasında imzalanan 01.05.2019 tarihli ipoteğin kaldırılmasına ilişkin sözleşme gereğince ve sözleşmede yer alan cezai hükme ilişkin olarak haklarının saklı tutulmasını, ipoteğin kaldırılmasını ve her türlü muhakeme gideri ile vekillik ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Yolsuz Tescile Dayalı Tapu İptali ve Tescil, İpoteğin Fekki istemine ilişkindir. Türk hukuk sisteminde tapu kayıtlarının oluşumunda "illilik", diğer bir anlatımla "sebebe bağlılık" prensibi esas alınmıştır. Ayni haklar tescil ile doğmakla beraber (TMK. m.705/1, 1021), tescilin ayni bir hüküm ve sonuç doğurabilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekir. Bu bakımdan tescil illi bir hukuki muameledir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1015. maddesinin birinci fıkrasına göre tapu sicilinde tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır....
İcra Müdürlüğünün 2014/3597 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlattığını, tapu iptali ve tescil davası nedeniyle satışın düşürülmesine karar verildiğini öne sürerek ... tarafından davalı lehine tesis edilen ipoteğin müvekkillerine ait paylar üzerindeki kısmının fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen karar gereğince tapu kayıtlarının düzeltildiğini, ipoteğin fekki için zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıların tapu sicilindeki kaydı bilmediklerini iddia edemeyeceklerini, lehine ipotek tesis edilen müvekkilinin iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, ... ilçesi, ... Mahallesi 188 ada 188 (eski 237) parselde 26/06/2009 tarih 18319 yevmiye numaralı resmi senetle tesis edilen ipoteğin davacılara ait paylardan kaldırılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21.01.2016 tarihli ara karar NUMARASI: 2020/696 DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) Her ne kadar istinaf incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiş ise de, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına konu taraflar arasındaki uyuşmazlık, ipoteğin fekki talebine ilişkin olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf talebini inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı HMK'nın 352/1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu 21/05/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi. KANUN YOLU: Kesin olmak üzere...
Asıl dava, davacı yükleniciye ait bağımsız bölümler üzerine konulan ipoteğin fekki, Birleşen dava sözleşmede öngörülen inşaat m²'sine göre tapu iptali tescil olmadığı taktirde bedele hükmedilmesi ve eksik ve ayıplı imalatlar bedeli, geç teslim kira tazminatı ile tüm güncel müspet zararların ticari faizi ile tahsiline ilişkindir. 1)Asıl dava bakımından dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Birleşen davada davacı arsa sahibi vekilinin temyiz itirazları bakımından, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tacir olan davalı şirket ile davacı arsa maliki arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, birleşen dava davacısı tarafça, alacağa ticari faiz yürütülmesi talep edildiği, alacağın avans faizi ile tahsiline hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır 3) Birleşen...
Davacı ile davalı Anadolum....AŞ.arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin 24/01/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, taşınmazın daire niteliği ile davalı Anadolum AŞ. adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında dava konusu 23/11/2017 tarih ve 21567 yevmiye ile tesis edilen davalı bankanın alacaklı, davalı şirketin borçlusu olduğu ipotek şerhi bulunduğu sabittir. Davada birincil talep taşınmazın aynına ilişkin tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki istemine ilişkin olup davaya konu taşınmazın yargılama sırasında devredilmesi ve elden çıkarılması, davalılar tarafından cebri icra yoluyla satılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ve ipoteğin fekki, mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davalı ... hakkındaki davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne, davalı ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine dair verilen 05.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 504 ada 2 (parselasyon üzerine 832 ada 2) parsel sayılı 4.938 m2 taşınmazın 17.283,00 YTL bedel ile Sirkeli Belediyesi Encümeninin 22.01.2002 tarihli ve 108 sayılı kararına istinaden açık artırma suretiyle 19.02.2002 tarihli ihaleden satın aldığını, ihale bedelinin şartname uyarınca belediye...
İcra Müdürlüğünün 2009/26884 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, kendisinin kefil konumunda olmayıp, sadece ipotek veren 3. kişi konumunda olduğunu belirterek, taşınmazdaki ipotek şerhinin fekki ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli davalı bankanın %40'dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibine itirazın iptali karşılık dava ise ipoteğin fekki isteğine ilişkindir. Mahkemece verilen karar Dairemizce ipoteğin fekki istemi yönünden bozulmuş, bozmaya uyularak kurulan hüküm itirazın iptali yönünden temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....