WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yükümlülük yerine getirilmiş olması durumunda alıcıya yukarıda belirtilen BK.m.202 ve 203 ile seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, kaza tarihinde davaya konu aracın davalının mülkiyetinde bulunmaması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle davacının hangi seçimlik hakları kullandığı (sözleşmeden dönme mi, bedel indirimi mi) sorularak, davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istediği takdirde araçta daha sonradan, davacı elindeyken meydana gelen kazalar sebebiyle oluşan değer düşüklüğünün hesaplanarak alacaktan mahsubuna karar verilmeli, bedel indirimi istediği takdirde ise Borçlar Kanunu'nun 202. maddesi gereği nispi metod uygulanarak davacının alacağı belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir....

    olarak Davalı'dan alınarak Müvekkiline ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle satılan malın ayıplı olduğunun tespiti ile, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine; bunun mümkün olmaması halinde, Müvekkilinin ayıplı mal için ödediği 9.500,00-TL'nin satış tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte Müvekkiline iadesine; mahkemece sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde hüküm kurulması halinde, aynı marka ve modelli cihazın güncel fiyatıyla, satış bedeli arasında kalan farkın tazminat olarak davalı'dan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı bedel iadesi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacının 30.10.2014 tarihinde 47.600,00 TL fatura bedeli karşılığı davalı şirketten Fiat/Doblo marka araç satın aldığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacı kendisine satılan aracın (0) sıfır kilometre olması gerekirken aslında ikinci el kullanılmış bir araç satıldığını belirterek, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile birlikte manevi tazminat istekli eldeki davayı ikame etmiştir. Aldırılan 25/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda dava konusu satışı yapılan aracın 69 km kullanım mesafesinde ikinci el olduğu belirlemesi yapılarak, satış tarihi itibariyle 9.250,00 TL aracın değerine etki ettiği belirlenmiştir. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir....

      A.Ş vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itirazda bulunduğu görülmekle ve yetki itirazının haklı olduğu kanaatine varılmakla, adı geçen davalı yönünden dava dosyasının eldeki davadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir. DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; servis kayıtları, ihtarname örneği teslim alma fişleri ve fatura sunulmuş, dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ayrıntılı rapor aldırılmıştır. Dava; ticari satım akdi uyarınca satılan malın ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesine ilişkin dava niteliğindedir. Davaya konu edilen ... marka ... davalı ... A.Ş tarafından davacıya 7.999,00.-TL bedelle satılıp teslim edildiği, bedelin tamamen ödendiği hususları ihtilafsız olup uyuşmazlık; satılan ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde davacının haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir....

        Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :09.12.2014 Numarası :2013/325-2014/630 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin feshi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın fesih talebi yönünden kabulüne, tazminat talebi yönünden reddine dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında 08.03.2013 tarihli eser sözleşmesi olduğunu, eserin ayıplı yapıldığının anlaşılması üzerine anlaşma sağlanamazsa fesih yapılacağının ihtar edildiğini, belirterek sözleşmenin feshine, kira kaybı ve mülkiyet kaybı nedeniyle 50.000,00 TL maddi tazminata ve ayrıca 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş....

          Maddesi ile güvence altına alınan dürüstlük kuralının ihlaline sebebiyet vermekte olduğunu, keza Medeni Kanunla güvence altına alınan "hakkın kötüye kullanılmaması" kuralının, özel kanun mahiyetinde olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da bu yönde bir hüküm bulunmaması nedeni ile zarar görebileceği ve bu kuralın tüketiciler tarafından ihlal edilebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle, herhangi bir hukuk ve hak ihlaline sebebiyet vermemek adına, Türk Medeni Kanunu tüketicinin ayıplı ifa karşısında sahip olduğu sözleşmeden dönem-bedel iadesi hakkı bakımından da bir sınır teşkil etmesinin gerektiğini, dolayısıyla, uygulamada ve Yargıtay kararlarında "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabildiği hallerde tüketicinin, diğer seçimlik haklarını kullanmak zorunda olduğu" görüşünün hakim olduğunu, *Tüm bu hususların yanı sıra bilirkişi ek raporunda dresuar mobilya kapaklarının çekmece ayarlarının yeniden yapılmasının mümkün olduğunu;...

          Model Otomotik 2011 model aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı aracın her türlü takyidattan ari olarak davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimi veya bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır....

            Ancak-----mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde davacının bedel iadesi talebinin değerlendirilmediği, ürünlerin kullanılmış olması ve yenileri ile de değiştirilmiş bulunması karşısında bedel tenzili hususunda hiçbir hesaplama yapılmadığı ve bu hususta ek rapor taleplerinin mahkemece yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, müvekkili tüketici olup genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda talepte de bulunmadığını, davacı Emay arasındaki edimler sona ermemiş olup tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılmaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunulduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine davanın konusunun 6502 Sayılı Kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu belirtmekte bir kez daha fayda gördüğünü, müvekkilinin taşınmazı mesleki ve ticari amaçla almadığını, ileride kullanmak...

              tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2....

              UYAP Entegrasyonu