WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dan aldığı taşınmazlarda borçlu dava dışı şirket lehine verilen ipotekler ile ilgili olarak borçlu şirket yetkilileri ile defaten yaptığı görüşmelerde kendisine borçlu şirketin lehine verilen ipoteklerden dolayı ödemelerin yapıldığını, kendisine ait taşınmazlarda borçlu şirket lehine verilen ipoteklerden dolayı alacaklı şirketin herhangi bir alacağının olmadığını, bu sıkıntının giderileceğini ve ipoteklerin kaldırılacağı hususunda beyanda bulunduklarını, kaldıki davalı ile dava dışı şirket arasında ticari münasebet alacak borç ilişkisinin müvekkilleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline borçlu şirket yetkilileri tarafından ısrarla ipoteklerden dolayı bir borç olmadığı hususu dile getirildiğinden, müvekkilinin kendisine noter vasıtasıyla gönderilen ihtara ve davaya konu takip dosyasındaki ödene emrine itiraz ettiğini, davacı ile dava dışı borçlu şirket arasında bir borç ilişkisinin var olup olmadığının ortaya çıkması için alacaklı ve borçlu şirketin ticari defter kayıt...

    takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....

    Temyiz Sebepleri Temyiz başvuru dilekçesinde; sırf alacaklı ve borçlu ve hatta alacağı temlik alan yeni alacaklının arabuluculuk yolu ile borcun aslında olmadığı hususunda anlaşmış olması ve bu arabuluculuk tutanağının mahkeme ilamı ile aynı kuvvette kabul edilerek olaydaki diğer birçok unsuru yok kabul ederek verilen kaldırma kararının bozmayı gerektirdiği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, takip borçlusu ile temlik eden ve temlik alan takip alacaklısının taraf olduğu 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereğince sulh ile sonuçlanan borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, icra edilebilirlik şerhi verilerek kesinleşen anlaşma belgesinin, takibe ve alacak üzerindeki üçüncü kişi tarafından konulan hacze etkisi, takibin ve hacizlerin borçlu olunmadığının tespitine ilişkin karar gereğince ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağına yöneliktir. 2....

      Tüketici Mahkemesi’nin 2020/272 E. sayılı dosyasının 13.07.2020 tarihli tensip ara kararı ile tesis edilen 12.11.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerin ve hacizlerin fekki ile ipoteklerden dolayı uğradığı zararın tahsili istemine ilişkindir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

      ın anılan sözleşmelere istinaden borçlu olduklarını, menfi tespit davasının amacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, ancak davacı yanın borçlu olduğunu ikrar ettiğini, protokolün açık ve net olduğunu, davacının gerek ..... firması yönünden gerekse kendi adına borçlu olduğunu ikrar ettiğini, tüm bu sebeplerle müvekkilinin talep ettiği alacağın hukuken mevcut ve takip edilebilir alacak niteliğinde olduğunu, borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasının haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu öte yandan müvekkilinin alacağının likit ve haklı bir alacak olmasına rağmen davacı tarafından haksız ve mesnetsiz açılan bu dava sebebiyle müvekkilinin alacağını geç tahsil etmesinin söz konusu olduğunu bu sebeplerle davanın reddine ve İİK m.72/4 uyarınca müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için davacı borçlunun yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğini; öncelikle takibin durdurulmasını isteme hakkı olmadığından davacılar hakkında verilen ihtiyati...

        Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabûlüne dair hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili; davacı banka ile müşterisi arasında imzalanan “Genel Kredi Sözleşmeleri”ne istinaden kullandırılan kredinin teminatı olarak banka lehine davalı ...’e ait ...-Turgutreis/ ...Mevkiinde bulunan 5078 sayılı parseldeki taşınmazlar üzerinde ipotekler tesis edildiği, ipoteğe konu gayrimenkûllerden sadece 1. kat 2 no’lu bağımsız bölüm üzerindeki ipotek şerhinin fekki talep edildiği hâlde, zemin kat 1 no’lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin de kaldırıldığından bahisle Tapu Müdürlüğünce hatalı terkin edilen ipoteklerin aynı dereceden tekrar tesisine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

          adına kayıtlı olan bağımsız bölüm üzerinde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T7 A.Ş. tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, bağımsız bölüm üzerine konulan ipotek ve hacizlerin kaldırılarak haciz ve ipotekler olmaksızın, satış sözleşmesinin yapıldığı 2012 tarihinden sonraki üzerindeki takyidatlardan arındırılmış olarak davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline mahkemenin takdiri ile ara kararla oluşacak ihtiyati tedbir kararının ilgili tapu dairesine bildirilmesini, dava konusu yerin tapuda kayıtlı 3. şahıs alacaklarının davada ihbar edilmesi için tapu kayıtlarında mevcut hacizlerin müzekkere ile istenmesini, davalı T5 A.Ş. sözleşmede kararlaştırılan nitelikleri ile bağımsız bölümü zamanında ve takyidatsız süresi içinde tapuda devir ve tescil etmesi gerekirken takyidatlı olarak tecsil ettiğinden eksik ifa nedeni ile 20.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini...

          Mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehiri icra kararının sunulması sadece takibi olduğu yerde durdurur, daha önce yapılmış olan hacizlerin kaldırılmasını sağlamaz. Somut olayda, alacaklının talebi ile 31.10.2014 tarihinde borçlunun araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldıktan sonra teminatın kabulüne dair kararın alınması üzerine 11.11.2014 tarihinde 60 günlük mehil vesikası verilmiş ve borçlu vekilince aynı tarihte hacizlerin de fekki talep edilmiştir. Bu durumda haciz tarihi, itirazın iptaline dair verilen karardan sonra, ancak mehil vesikası verilmesinden öncedir. Her ne kadar şikayet tarihinde borçlu Yargıtay'ın ilgili dairesinden tehiri icraya dair karar getirememiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere tehiri icra kararı alınmış olsa bile bu karar takibi olduğu yerde durdurur, karardan önce uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmaz....

            nun 82.maddesinin birinci fıkrasının 4. bendinde; '' Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.12.1972 tarih ve 542/1979 sayılı kararında; "maddede sözü edilen aile tabirine, davacının, kanunen geçindirmekle yükümlü olduğu kimselerin dahil olacağı ve haczi caiz olmayan arazi tespitinde, böyle bir ailenin geçimi için zaruri olup olmadığının göz önünde tutulması gerektiği" belirtilmiştir. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir....

              UYAP Entegrasyonu