Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2013 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, mülkiyeti davacıya ait olan 6737 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....

    e sattığı, davacı bankanın ipoteğin kaldırılması koşuluyla ...'e kredi tahsis ettiği ve ...'a konut bedeli namı altında 88.800.00 TL ödendiği, davacı banka tarafından Türkiye İş Bankası lehine konulan ipotek terkini için yatırılması gereken bedel dahil konut kredisi kullandırılmış olmakla paranın o tarihteki ipotek bedeli itibariyle bedel Türkiye İş Bankası'na ipotek fek edilmek üzere ödenmek, kalan kısım satıcıya ödenmek sureti ile ödeme yapılması gerekirken ipotek terkini bakımından Türkiye İş Bankası'na ödenmesi gereken ipotek bedelinin de satıcı-...'a ödendiği, davacı bankanın davalı ...'...

      Mahkemece yargılama sırasında ipoteğin fekki sağlanmış olduğundan davanın konusuz kaldığı, limit ipoteğinin karşılığının davalıya ödenmiş olması nedeniyle davalının ipoteği fekketmesi gerekirken, ipoteği kaldırmayarak dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava konusu ipotek, hem ipotek verenin hem de ... İnş. Ltd. Şirketinin borçlarının temini amacıyla verilmiş olup, ipoteğin fekkine karar verilebilmesi için ipotek veren ile ... İnş. Ltd. Şti’nin davalı banka nezdinde bir risklerinin (borçlarının) bulunmaması gerekir. ... İnş. Ltd. Şirketinin davalı banka nezdinde ipotek limiti kadar bir parayı kendi borçları karşılığında depo etmiş olması tek başına ipoteğin kaldırılmasını gerektirmez. Bu nedenle ipoteğin sadece ... İnş. Ltd....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülendiği iddia olunan taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen bankaya karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken eş tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen bankaya karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken eş tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülendiği iddia olunan taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen bankaya karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken eş tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur....

              A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, şirketler arasında daha sonra herhangi bir ticari faaliyetin bulunmadığını, hatta müvekkilinin bu şirketlere de hiçbir borcu olmamasına rağmen müvekkili hakkında davalı şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurduğunu ve müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazda 2. derecede ipotek alacaklısı olduğunu, ipoteğin davacının iddiasının aksine teminat değil karz ipoteği olduğunu, zaten ipotek senedinde de teminata dair herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacının borcunu zamanında ödemediğini, ipotek takibinin kesinleştiğini ve davacının ipotek tarihinden 13 yıl sonra bu talebini ileri sürmesinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

                Mahkemece, ipotek ve intifa hakkının kaldırılması isteminin reddine, kefalet sözleşmesinde azamı değer gösterilmediği gerekçesiyle geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve davacı vekilleri temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkının terkini, ipoteğin kaldırılması ve kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemlerine ilişkindir. Davalı, dava dışı....,... ve davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle.... İcra Müdürlüğünün 2012/25964 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Bu takibe davacı ... 15.01.2013 tarihinde borcu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz etmiş, itirazın iptali içinde... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/543 Esasında kayıtlı dava açılmıştır. Anılan davada verilecek karar ipoteğin fekkini ve kefalet sözleşmesini etkileyeceğinden sonucunun beklenilmelidir. Bu nedenle,.......

                  Bankası A.Ş lehine konulduğunu, taşınmazın ipotek akit tablosundaki değerinin 50.000 TL olduğunu, ipotek bedelinin ...'ın ticari kredisinin ileride doğacak borçlarına teminat olması için bir üst limit ipoteği olarak tesis edildiğini, söz konusu ipoteğin temelini oluşturan kredinin ... ve ... Bankası A.Ş. Arasında aktedilmiş bir kredi sözleşmesi olduğunu, ipoteğin doğuş kaynağının ticari iş niteliğinde olmasından mahkemenizin görev alanına girdiğini, ipotek borçlusu tarafından borcun ödenmediği gerekçesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi işlemine maruz kaldıklarını, icra takibi nedeniyle İzmir 23. İcra Dairesinin 2017/8481 esas sayılı dosyasına 50.000,00 TL ödendiğini, davalı bankaya ipoteğin kaldırılması için talepte bulundukları ancak bankanın ipoteği kaldırmadığı açıklanan nedenlerle İzmir İli, ... İlçesi, ......

                    İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK'nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 183 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... oğlu ... lehine ipotek şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; dava, ipotek lehdarı olmadığı halde ... mirasçıları aleyine yöneltilmiş olup, ipoteğin kaldırılması davası ipotek lehdarına karşı açılabileceğinden davalılara husumet yöneltilerek sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu