Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kısaca söylemek gerekirse davadaki istem, tesis olunan intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesine ilişkindir. İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. Kuşkusuz intifa hakkı sahibinin eşya üzeride oluşan saldırının kaldırılmasını istemesi olanaklarıdır. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibinin o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir. Somut olaya gelince; davacı şirket ile dava dışı ...Tarım Petrol İnşaat Tur.San.Tic.Ltd.Şti. arasında bayilik sözleşmesi bulunmaktadır. İntifa hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi ile ...Tarım Petrol İnşaat Tur.San.Tic.Ltd.Şti. devretmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki petrol istasyonunun işletmesi dava dışı ...Tarım Petrol İnşaat Tur.San.Tic.Ltd.Şti. aittir....

    Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Müdahalenin meni, tazminat Uyuşmazlık sükna hakkından kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Hüküm Asliye ... Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli ... ....... Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dosyada mevcut tapu kaydına göre, davaya konu 2800 ada, 15 parsel sayılı taşınmazda 8 numaralı bağımsız bölümün 1/4 payı dava dışı adına kayıtlı olup, bu pay üzerinde davacı lehine 29.08.2009 tarihinde intifa hakkı kurulduğu, davalı de taşınmazda 1/4 müşterek payının bulunduğu anlaşılmaktadır. İntifa hakkı sahibi, hak konusu eşya üzerinde doğrudan doğruya fiili hakimiyet sahibidir. Kural olarak intifa hakkına dayanıldığı taktirde ecrimisil talebi için intifadan men koşulunun aranmayacağı gerek bulunmamaktadır. Zira, intifa hakkı belirli bir eşya üzerinde tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi veren ayni bir haktır. Bu hakkın kurulmasıyla malikin yararlanma yetkisi intifa hakkı sahibi lehine kısıtlanmış olur....

        Bu durumda intifa hakkı sahibi davacı Kat Mülkiyeti Yasasının 33. maddesi kapsamında kat malikleri kurulu kararlarının iptalini isteyemez. Açıklanan nedenle, aktif dava ehliyetine sahip olmayan davacı tarafından açılan davanın bu yönden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalı adına tapuda kayıtlı akaryakıt istasyonu üzerinde 19.02.2004 tarihinde müvekkili yararına on yıl süreli intifa hakkı tesisi sağlandıktan sonra bayilik sözleşmesi akdolunduğunu, intifa süresi gözetilerek istasyonun kurulumuna yönelik konopi ve tonoz yapım bedelinin müvekkilince karşılandığını, ancak, Rekabet Kurulu kararı uyarınca beş yıllık sürenin dolması üzerine bayilik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle 18.09.2010 tarihinden sonra süre için intifa hakkının kullanılamaz hale geldiğini, bu durum karşısında müvekkilince kanopi ve tonoz yapımına harcanan tutarın kalan intifa süresine isabet eden bölümünden davalı yanın sorumlu bulunması nedeniyle bu kısım alacağa yönelik düzenlenen fatura bedelinin davalı yanca ödenmemesi üzerine müvekkilince başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan...

            Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir şahsi irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.)...

              Davalı vekili; taraflar arasında intifa hakkı tesisi vaadini içeren protokol(ön sözleşme)imzalandığını, ancak davalılardan maliklerin 09.10.2008 tarihinde başka bir akaryakıt dağıtım şirketi lehine intifa hakkı tesis ettiklerini ve bayilik lisansının EPDK tarafından verilmiş olan bayilik lisansının ortadan kalkmış olması nedeniyle ön anlaşmanın hükümlerinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini, inkişaf bedelinin ipotek borçlulara tarafından iade edileceğinin belirtilmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını daha sonra Kartal 3.İcra Müdürlüğüne bedelin ödenmesi suretiyle Kartal 3.İcra Hukuk Mahkemesinde ipoteğin terkinine karar verildiğini, söz konusu protokolün ön sözleşme niteliğinde olduğunu, yapılan intifa hakkı tesisi vaadi sözleşmesinin BK nun 22/2 maddesi gereğince ön sözleşmenin geçerliliğinin esas sözleşmenin geçerlilik şartına uygun olarak yapılmasına bağlı tutulduğunu, bu nedenle ön sözleşmenin de resmi şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde yapılmadığından ön sözleşmenin...

                Yine belirtilmelidir ki, kanuni intifa (Türk Medeni Kanunu m.495) hakkı hariç intifa hakkının kuruluşu daima bir sözleşmeyle olur. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile intifa hakkına konu taşınmaz maliki hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse, malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Her ne kadar intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796.maddesinde eşyaya bağlı intifa haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin (Türk Medeni Kanunu m.785) bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785.maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....

                  KARAR Davacı, davalının maliki olduğu taşınmazda kendileri lehine 28/01/2005 - 25/01/2026 tarihleri arasında intifa hakkı tesisi eldildiğini, taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu kurulduğunu, ancak Rekabet Kurulu'nun kararı uyarınca 18/09/2010 tarihini aşan intifa hakkı süresinin geçersiz hale geldiğini, davalıların gereksiz kalan süreye ilşkin aldıkları intifa hakkı bedelini iade etmeleri gerektiğini ileri sürerek 701,613,27 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş;hüküm davacı ve davalılar tarafından temyzi edilmiştir. Davacının açtığı dava sonunda davanın kısmen kabulüne daire verilen mahkeme karar davalılar ve davacı tarafından temyiz edilmiş ise de temyizden sonra davacı vekilinin 22/04/2015 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece işlem yapılmak üzere Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                    Dosyadaki tapu kaydından, davaya konu taşınmazda hissedar olan bazı maliklerin ve taşınmazda intifa hakkı sahibi olanların davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Dava sonunda verilecek kararın bütün malik, mirasçı ve intifa hakkı sahiplerinin hukukunu yakından ilgilendirdiği gözetilerek, davaya konu taşınmazda hissedar, mirasçı ve intifa hakkı sahibi olan şahısların yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerektiği düşünülmeden davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu