"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edeninin yabancı uyruklu olduğunu, uyuşmazlık konusu 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazı satın almak üzere yapılan görüşmede ve maliki vekili ile aralarında düzenlenen 21.5.2008 tarihli harici satış sözleşmesi sırasında davalının tercüman olarak bulunduğunu, tapuda devrin bedelinin tamamen ödenmesi sonrası vekil edeninin yabancı olması nedeniyle gerekli prosedürün tamamlanmasıyla yapılacağının kararlaştırıldığını, belirlenen satış bedeline ilişkin bir kısım ödemenin senet tarihinde, kalan kısmın banka havalesiyle satıcıya ulaştırılmak üzere davalıya gönderildiğini, ne var ki nizalı taşınmazın tapuda davalı adına devralındığının anlaşıldığını açıklayarak, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 24.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir....
(HMK m.391/2- ç, 392) Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde alacak istemine ilişkin terditli dava olup yerel mahkemece teminat karşılığı ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacının terditli davadaki birincil talebi taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İsteğin dava konusu taşınmazın tapu kaydına devir ve temlikin önlenmesi amacıyla geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir konulmasından ibaret olduğu açıktır....
Kaldı ki; somut olayda hiçbir şekilde gizli bağışta bulunmamaktadır. 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının tarafların sıfatı ve inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil isteği nedeniyle mutlak surette araştırılıp tartışılması gerekir. Kural olarak, davacının, tapu memuru huzurunda, bedel göstererek, resmi sözleşmeyle, davalıya yapmış olduğu temlik geçerli bir satıştır. Mahkemenin öncelikle inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasının koşullarının oluşup oluşmadığı, ispatlanıp ispatlanmadığı üzerinde durulması, koşulları varsa iptal ve tescile, yoksa taşınmazın temlik edildiği tarih, eldeki davanın açıldığı tarih dikkate alınarak bedel konusunda araştırma ve inceleme yapılarak davacının isteklerinin irdelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; belirtilen şekilde araştırma, inceleme ve niteleme yapılmadan kısmen kabul kararı verilmesi bu gerekçelerle doğru olmamıştır....
Ancak yukarıda da belirtildiği gibi olayları açıklamak taraflara; nitelendirme hakime ait olup davacı tarafın açıklamalarına göre dava; inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmesi ve bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, eldeki davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilip bu kapsamda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı nitelendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık inançlı işleme dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince, 24.02.2021 tarihli tensip zaptının başlığında Aile Mahkemesi sıfatıyla ibaresi kullanılmış, yine tensip 12 nolu ara karar ile davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş, ön inceleme duruşması ve bütün duruşma zabıt başlıklarında Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yazılmış, zabıt içeriklerinde de davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına dair ya da tensip 12 nolu ara kararının kaldırıldığına dair bir ara karar oluşturulmamıştır. İnanç sözleşmeleri, mülkiyete dayalı inançlı işlem, şahsi hakka dayalı inançlı işlem sözleşmeleri olarak iki türlüdür. Dosya kapsamındaki iddia dikkate alındığında dava, şahsi hakka dayalı inanç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır ve inanç sözleşmelerinden kaynaklı tapu iptali tescil davasına bakmak görevi Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, davacının kayden mülkiyet hakkı bulunmaksızın inançlı işleme dayalı kişisel haktan kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine,07.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir....