Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, tapu iptal tescil isteminin kabulüne, dahili davalı ... hakkında usûlüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarında kayıt maliki olmayan ilk el hakkında dava açılmışsa, inançlı işlemin ispatı sağlanmadan sonraki devirler nedeniyle TMK'nun 1023. maddesi kapsamında inceleme yapılamayacağından inançlı temlik yapılan ilk el, şeklî zorunlu dava arkadaşlığı çerçevesinde davaya dahil edilebilecektir. Somut olayda, dahili davalı ... ilk el olduğuna göre, davanın kabulü hâlinde hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması hatalı ise de, bu husus davacı tarafından temyiz konusu yapılmadığı için anılan yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

        Somut olaya gelince; dava şahsi hak nedeniyle inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil talebine yöneliktir. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacının kendi muvazaasına dayanamayacağı gerekçesiyle davanın nitelendirilmesinde hata yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bozulması gerekmiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Burada önemle belirtmek gerekir ki, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen kararlar açıklayıcı nitelikte olduğu için ve davalı, taşınmazı 31/12/2012 tarihinden itibaren işgalci olarak kullandığı için bu tarihten itibaren ecrimisil alacağı talep edilebileceğini. Bu hususun Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarıyla sabit olduğunu; (Yargıtay 1. HD., E. 2014/20017 K. 2015/4515 T. 29.04.2015) "Öte yandan inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davaları sonucu verilen kararlar yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşımakta olup, işlemin tarafı olan kişinin iyiniyetli olduğundan sözetme olanağı da yoktur ve tarafı bulunduğu işlem yok hükmündedir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur....

              -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava tapu tahsis belgesine ve inançlı işleme dayalı şahsi haktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........

                İnançlı işlemlerde iktisabı, kazandırmanın şekli ve inanılanın göz önünde tutularak devren iktisap, aslen iktisap, temsilci sıfatıyla iktisap, 3. kişiden iktisap gibi çeşitli şekillerde gruplara ayırmak mümkündür. İnançlı kazandırmalarda inanç konusu inanın mal varlığındayken doğrudan inanılanın mal varlığına geçebileceği gibi inanç konusunun 3. şahıstan inanılanın mal varlığına intikal etmesi de mümkündür. Bu hallerde de inanan ile inanılan arasında bir sözleşme yapılmış olup inanılan eşyayı 3. şahıstan iktisap eder. (Eraslan Özkaya, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 2020, s.42, 43) Dava dilekçesinin içeriği ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gereklidir....

                Mahkemece taraflar arasındaki işlem inançlı işlem olarak nitelenmiş ve buna göre davacının işleme olan inancını yitirdiği andan itibaren on yıllık süre geçmiş olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; davacının 23.09.2003 tarihinde davalıya karşı açtığı tapu iptal tescil davasında taraflar arasındaki işlemin inançlı işlem olmadığına kanaat getirilerek verilen davanın reddi kararı kesinleşmiş olmasına ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmuş olmasına göre, sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan bu gerekçe ile onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi yazılı şekilde değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu