Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir Davacı, kişisel garantisi altında dava ihbar olunan ... ile davalının annesi ... arasında satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, akdin imkânsız hale gelmesi üzerine bu sözleşmenin 20.3.1998 tarihli sözleşme ile feshedildiğini, anılan sözleşmeye göre 30.4.1998 tarihine kadar 120.000 ABD Doları ödenmesi karşılığında teminat olarak verilen ve ödeme halinde tapuları kendisine iade edilmek koşulu ile kayden maliki olduğu 10910 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu bağımsız bölümü ve kardeşi ... adına kayıtlı 114 ve 116 parsellerin 1/2'şer paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, borç süresinde ödenemeyince ...'...
İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamına göre dava, inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde taşınmazların davacılar adına kayıtlı iken davalı adına tescil gördüğü anlaşılmıştır. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış ve bu hakkın gerçek sahibine hükmen nakledilmesini amaçlayan tapu iptal davaları (TMK m. 705 ve 716) sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2. Hukuk Dairesinin görev alanındadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü düzenleyen 01/09/2020 tarihli kararı ve davanın açıklanan niteliği gereğince istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2....
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.06.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 3157 ada 1 parselde kain taşınmazın 06.08.1998 tarihinde davacının annesi ... adına satın alındığını, bedelin yarısının davacı tarafından ödendiğini, 26.12.2002 tarihinde davacının yurt dışında olduğu dönemde taşınmazın davacının annesi ... tarafından kardeşi ...'...
DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu, taşınmaz satışında ve kiralanmasında cayma akçesi sözleşmesi, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazın değerinin tahsili istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01/06/2021 gün ve 2019/3269 Esas, 2021/3649 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01/06/2021 gün ve 2019/3269 Esas, 2021/3649 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Bu durumda ise dava dışı Mehmet Atalan'ın iki satış nedeniyle de hiçbir bedel alıp vermediği ve bu nedenle mal varlığında artış olmadığı, davalının ise yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ile arasında sözleşme ilişkisinin olmaması, tanık anlatımları ya da başka deliller vasıtasıyla da davalının hukuka aykırı bir fiille taşınmazı edindiğinin ispatlanamamış olması, dolayısıyla davalının davacılardan kaynaklı olarak sebepsiz zenginleşmeye esas bir menfaatinin olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacıların asıl talebi olan tapu iptali ve tescil ile terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin davanın REDDİNE," karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 22.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, akit tarihi olan 24.03.1989 ile dava tarihi olan 22.09.2011 tarihleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, Her iki tarafın tacir olması ve taraflar arasındaki para alış verişi ve taşınmaz devrine ilişkin işlemlerin de ticari nitelikte ve her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanması dikkate alındığında 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesi gereğince davanın asliye ticaret mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle, görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiş istinaf sebebi olarak taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş mahiyetinde olmadığını tapu iptal ve tescile ilişkin davalara Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsiline ilişkindir. İddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, davada inançlı işlem hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır....