Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığını, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu açıkça beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesi'nin 28.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında "Tarafların iddia ve savunmaları ile sulh faaliyetleri çerçevesinde anlaşamadıkları hususların; ... ilçesi ... Mahallesi 100 ada 11 parselde kayıtlı 2. kat 3 no.lu bağımsız bölümün davalıya yapılan devrinde hilenin mevcut olup olmadığı hile olduğu takdirde tapu iptali ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı noktasından ibaret olduğunun tespitine ve ön inceleme duruşması sonucunda düzenlenen tutanağın duruşmada hazır bulunan taraflarca birlikte imza altına alınmasına karar verildi" şeklindeki tespitine davacı vekilince herhangi bir itiraz ileri sürülmeden imzalandığı anlaşılmıştır....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2015 tarih ve 2014/14- 516 Esas - 2015/2838 Karar) Dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği ile açılmış, mahkemece bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Kaynağını 5.2.1947 tarih ve 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının oluşturduğu İnançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil davalarının herhangi bir hak düşürücü veya zamanaşımı süresine bağlı olmaksızın her zaman açılacağı tartışmasızdır. O halde işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. (Yargıtay 1....
MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dilekçesinde her ne kadar inançlı işlemde muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olarak belirtilmiş ise de davacının hak sahipliğinin kadastro tespiti öncesi bir nedene dayandığının sabit olduğu, bu nedenle davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak değerlendirildiği, kadastro tutanağının 07.10.2002 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.01.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. B. İstinaf Nedenleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde açıkça davanın konusunun müvekkili ile dava konusu taşınmazın önceki maliki ......
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile hükmün harç ve yargılama gideri yönünden düzeltilerek yeniden davanın kabulüne ilişkin verilen karar yasal süre içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile el atmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi taleplerinin kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. 3.2.2. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kardeş...in arkadaşı olan davalı ...'den aldığı borca karşılık düzenlediği senedin teminatı olarak 2 parça taşınmazını inançlı işlem gereğince davalı ...'e devrettiğini, senet bedelini ödediği halde yalnızca bir taşınmazını geri alabildiğini, 726 parselde kayıtlı taşınmazının ise iade edilmediği gibi, Mahir tarafından önce davalı ...'e ondan da diğer davalılara satış göstererek devredildiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, inançlı işlem ve muvazaa iddialarının doğru olmadığını, tüm satışların gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava inançlı işlem iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, bu tür iddiaların 5.2.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanması zorunlu ise de, eldeki dava bakımından davalı vekilinin Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/825 Esas sayılı dava dosyasının yargılaması sırasında verdiği 22.01.2008 tarihli dilekçesindeki beyanının iddiayı doğrular nitelikte olduğu ve diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.824.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bozma Kararı Dairenin 06/06/2017 tarihli ve 2014/19594 E., 2017/3202 K. sayılı kararıyla; ''...Eldeki davada, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; davacının 29/05/2008 tarihli protokole dayandığı, taraflarca anılan protokolün içeriğine ve imzalara herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmakla anılan protokolün taraflar arasındaki inançlı işlemin yazılı delili olduğu açıktır. Ayrıca protokolün inançlı işlemin yazılı delili olması nedeniyle resmi şekilde yapılması şart olmadığı gibi, devirden önce ya da sonra yapılmasının da bir önemi bulunmamaktadır....
Mahkemece,taşınmazlarla ilgili tasarrufların inançlı işlem olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...'nin 07.11.2010 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları davacı ile davalılar ve dava dışı ..., ..., ... ile eşi ...'nin kaldığı, maliki olduğu 106 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu Hüseyin'e 23.07.2002 tarihli satış aktiyle, 88 parsel sayılı taşınmazı 28.6.2004 tarihli satış aktiyle, 74 ve 85 parsel sayılı taşınmazları 25.09.2001 tarihli bağış aktiyle davalı kızı ...'ye temlik ettiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; vakıaları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak kanun hükmünü tespit ile tatbik etmek hakime aittir. Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebi ile eldeki dava açılmıştır....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, borçlarından dolayı maliki olduğu 1701 ada 6 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü muvazaalı olarak davalı ...'e devrettiğini, davalı ...'dan ise bir miktar borç para aldığını ve banka kart borcunu ödemesi karşılığında muvazaalı şekilde...adına tescil edilmiş olan 6 parselin teminat olarak davalı ...'a devredildiğini, taşınmazın tahliyesi için davalı ... tarafından noterden ihtarname gönderildiğini, her iki temliki işlemin gerçekte satış olmadığını ileri sürerek tapu iptal ve adına tescili ile davalı ...'dan 10.000,00.-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....