AŞ'nin satışı gerçekleştirmeyeceğinin sözlü olarak müvekkillerine söylemesi üzerine 06/07/2020 tarihinde bu şirkete ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, dava konusu meskenin bedel belirlemesinin yapılması akabinde satışının yapılması, aksi halde yasal yollara müracaat edileceği, ayrıca inanç sözleşmesine dayanarak meskende yapılan minimum 400.000,00 TL tutarındaki harcamaların sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsil edileceği bildirildiği halde ihtara cevap verilmediğini, bunun üzerine taraflarınca açılan tapu iptal ve tescil davasının yargılamasının Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/287 esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, dava dışı MASA YAPI OTO. GIDA SAN. TİC. A.Ş. Yetkilileri hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/287 esas sayılı dosyasına gelen yazı cevapları ile taşınmazın tapusunun MASA YAPI OTO....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.2.2005 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tesbiti ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı taktirde ödenen bedel ve yapılan katkının tazminen tahsili istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi'nin 27/09/2022 Tarihli 2022/1811 Esas 2022/1561 Karar sayılı kararında özetle: davanın, vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması nedeni ile tapu iptal tescil davasına ilişkin yargılamanın iadesi istemi olduğu gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Dava, Karşıyaka 2....
Bu bakımdan iade kararı verilirken, satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde ise kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak ve iade borçlularının iade de direnmelerine neden olacaktır. Esasen, bu hususlar mahkemeninde kabulündedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 04.06.2012 tarihinde başlatılan icra takibinde geçersiz sözleşme ile ödenen paranın sözleşme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile tahsili talep edildiğine göre; bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsiline ilişkin olduğu kabul edilmelidir....
Hukuk Dairesi bu kez davayı vasiyetnameye dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilerek 22.08.2011 tarihinde Dairemizin görevli olduğu gerekçesiyle dosyayı Dairemize göndermiştir. Yukarıda tarihi belirtilen Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu kararı uyarınca dava şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup temyiz inceleme görevi Yargıtay l4. Hukuk Dairesine aittir. Daireler arasında oluşan görev uyuşmazlığını gidermek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2011 (Salı)...
. - K A R A R - Dava, arsa sahibi ve yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayanan tapu iptâli ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi ve sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Anılan kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Somut olayda; davacı tarafından davalı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih olan 17.11.2011 tarihi, akdin ifasının imkânsız hale geldiği tarih olup, davacı ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca 17.11.2011 tarihindeki ulaştığı değeri isteme hakkına sahip ise de, bozma ilamına uyulmasından sonra davacının talebi üzerine Mahkemece, 12.01.2012 tarihi (tapu iptal tescil davasında, Yargıtay'ın karar düzeltme isteminin reddine dair kararının davacı tarafa tebliğ tarihi) esas alınarak ödenen bedelin ulaştığı değerin belirlendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, bozma ilamına uyulmasından sonra, davalının, akdin ifasının imkansız hale geldiği tarihin 25.04.2006 tarihi olduğunu beyan ettiği görülmüştür....
Davaya konu olay, “mülkiyet hakkına” dayanmayıp, “şahsi hakka” dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davalının maliki olduğu taşınmazın tapu kaydının hükmen iptal edilerek davacı Hazine adına tescil edildiği, kararın 20.06.2005 tarihinde kesinleştiği ancak kayda 08.08.2003 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi işlendiği, taşınmazın bulunduğu yerde 22.04.2004 tarihinde imar çalışmaları yapıldığı, çalışmaların iptali üzerine 29.03.2006 tarihinde yeniden imar planı oluşturduğu, davalı şirketin yararına bu aşamada ipotek alacağı belirtmesinin işlendiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, davalı adına olan mülkiyet hakkı mahkeme hükmü ile iptal edilmiş ve davacı Hazine 1521 sayılı parselin hükmen maliki olduğu halde kayıtlar üzerine ipotek alacağı şerhi davalı şirket yararına konulmuştur. Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir....
Mahkemece, dava sonucu kurulması gereken hükmün tapu iptal ve tescil hükmünü içermeyeceği, davanın ayna ilişkin bir davaya dönüşmeyeceği gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme gereği devremülk hakkının tapuya tescili olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacının talebi terditli olup ilk talebi tescile ilişkin olduğuna göre HMK .12 'ye göre, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. O halde mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....