ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/357 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : İnanç sözleşmesine(şahsi hakka) dayalı tapu iptal tescil, aksi halde ödenen paranın iadesi KARAR : Milas 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/03/2014 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil, aksi halde temliken tescil, aksi halde bedel iadesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; bedel iadesi talebi yönünden davanın kabulüne dair verilen 06/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2) Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil, aksi halde temliken...
Dava, inanç sözleşmesine (şahsi hakka) dayanan tapu iptal tescil, aksi halde bedelin tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece, şahsi hakka dayalı inançlı işlem gerekçe gösterilerek açılan bu davada, davacı ve davalı tarafın tanıkları dinlenmeden, davacının yazılı belgesi bulunmadığı ve tanık dinlenemeyeceği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, şahsi hakka dayanan ve kardeşler arasında yapılan inanç sözleşmesi şahitlerle de ispat edilebilir. Mahkemece, her iki tarafın tanıkları dinlenmek suretiyle, tanık beyanları esas alınarak tapu iptal ve tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan nedenlerle tanık beyanları alınmaksızın tapu iptal tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenlerle bozulması görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum....
“Mülkiyet hakkına” dayanarak, inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptal davası ile “şahsi hakka” dayanarak inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptali davası arasında farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal davasında, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin önceden davacıda bulunduğu, teminat amacıyla veya başka bir sebeple davalıya devredildiği ve yapılan inanç sözleşmesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekirken, davalı tarafın bu inanç sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle iadeye yanaşmadığından tapunun iptali ile davacı adına tescili talep edilmektedir. Mülkiyet hakkına dayanan tapu iptali davasında, davacı taraf mülkiyetinde bulunan taşınmazı resmi akit ile davalıya devrettiğinden senede karşı tanıkla ispat yasağını düzenleyen HMK'nın 201. maddesi nazara alınarak, taraflar kardeş olsalar bile resmi sözleşmenin aksi tanıkla ispat edilemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " Tapu iptal ve tescil istemi kayıt malikine karşı açılması gerekmekte olup, dava konusu taşınmazın malikinin dava tarihi itibari ile davalı kooperatif olmadığı dava dışı üçüncü bir kişi olduğu anlaşılarak davanın tapu iptal ve tescil talebi bakımından pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, dava davacının ecrimisil talebi hususunda, davalı kooperatifin yüklenici olmadığı, taşınmaz maliki olduğu, bu sebeple taşınmaz devrinin resmi şekilde yapılması gerektiği, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşme nedeniyle geç teslim nedenine dayalı kira kaybı talep edilemeyeceğinden reddine, harici satıma dayalı olarak yapılan ödemenin ise sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında istenebileceği kabul edilerek; "1- Davacının tapu iptali ve tescil talebi bakımından davanın REDDİNE, 2- Davacının tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile, 80.000,00- TL'nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...
“Mülkiyet hakkına” dayanarak, inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptal davası ile “şahsi hakka” dayanarak inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptali davası arasında farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal davasında, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin önceden davacıda bulunduğu, teminat amacıyla veya başka bir sebeple davalıya devredildiği ve yapılan inanç sözleşmesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekirken, davalı tarafın bu inanç sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle iadeye yanaşmadığından tapunun iptali ile davacı adına tescili talep edilmektedir. Davacı taraf, mülkiyetinde bulunan taşınmazı resmi akit ile davalıya devretmiş ise senede karşı tanıkla ispat yasağını düzenleyen HMK'nın 201. maddesi nazara alınarak, taraflar kardeş olsalar bile resmi satış sözleşmesinin aksi tanıkla ispat edilemez....
“Mülkiyet hakkına” dayanarak, inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptal davası ile “şahsi hakka” dayanarak inançlı işlem iddiasıyla açılan tapu iptali davası arasında farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal davasında, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin önceden davacıda bulunduğu, teminat amacıyla veya başka bir sebeple davalıya devredildiği ve yapılan inanç sözleşmesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekirken, davalı tarafın bu inanç sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle iadeye yanaşmadığından tapunun iptali ile davacı adına tescili talep edilmektedir. Mülkiyet hakkına dayanan tapu iptali davasında, davacı taraf mülkiyetinde bulunan taşınmazı resmi akit ile davalıya devrettiğinden senede karşı tanıkla ispat yasağını düzenleyen HMK'nın 201. maddesi nazara alınarak, taraflar kayınvalide- damat olsalar bile resmi sözleşmenin aksi tanıkla ispat edilemez....
Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 22.01.2021 tarih 2020/2271 Esas, 2021/37 Karar nolu kararı ile, davanın, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali tescil olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya Dairemize gönderilmiştir. Dava dilekçesinden de açıkça anlaşıldığı üzere dava, davacının satmış olduğu gayrimenkul için kendisine ödenen bedelin davalı alıcıya ödenmesi (iadesi) nedeniyle açılmıştır....
Davalı şirket vekili, dava konusu edilen harici sözleşmeye konu taşınmazı tapuda devre hazır olduklarını ve mahkemenin tapu iptal ve tescile karar vermesini talep etmiştir. Davacılar vekili, öncelikle ödenen bedelin iadesini olmadığı takdirde tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep etmiştir. Davacıların satış bedelini ödemiş olması, dava konusu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmiş olması ile davalı şirketin taşınmazı davacılara devretmeye hazır olduğunu ve tapu iptal tescil talebini kabul ettiklerini beyan etmesi sonrası taraflar arasındaki harici satış sözleşmenin tapu devri ile geçerli hale gelecek olduğunun anlaşılması nedeniyle davacıların öncelikle ödenen bedelin iadesi talebi dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan tazminat isteminin reddi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....