WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2014 NUMARASI : 2010/697-2014/635 KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; inanç sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava kayden mülkiyet hakkı bulunmaksızın inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 01.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Gerçekten, inanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Burada önemli olan, Borçlar Kanununun 128.maddesi gereğince zamanaşımı süresinin hangi tarihte başlayacağının saptanmasıdır. Zira, anılan hüküm uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel hale geldiği tarihten başlar. Alacağın muaccel olduğu tarih ise, Dairemiz uygulamasına göre inanç sözleşmesi alacaklısının ferağ umudunu yitirdiği tarihtir. Somut uyuşmazlıkta, daha önce davalılar tarafından davacılara, dava konusu taşınmazların ferağının verilmeyeceği ihtar ve ihbar edilmediğinden, zamanaşımı dava tarihinde başlar. Kaldı ki, gerek 3089 ve gerekse 3045 sayılı parsellerde taraflar müştereken zilyet olduklarından, davalıların zamanaşımı savunmasında bulunmaları iyiniyetle bağdaşmaz....

        İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu 104 ada 2 numaralı parsel 05.09.1988 tarihinde dava dışı köy tüzel kişiliği adına 22.12.1998 tarihinde yapılan satış ile de ... 'ya devir edilmiştir. Davacı satış bedelinin kendisi tarafından ödendiğini, devir yasağı kalktıktan sonra mülkiyetin iade edileceğini belirtmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere inanç sözleşmesi inanılanın eli ürünü olan yazılı belge veya yazılı delil başlanğıcı niteliğindeki bir belgenin bulunması halinde tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Davacının dayandığı 10.10.1998 tarihli bononun altındaki imzanın muris ......

          İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Zamanaşımı, kanunda belirtilmiş olan süresi içinde talep ve dava edilmemiş olan alacakların özüne dokunmamakla beraber “dava edilebilme vasfını kaybetmesi” sonucunu doğuran bir süre geçimidir. Diğer taraftan, hak düşürücü sürenin varlığını hakimin kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekirken, zamanaşımının varlığı def’i olarak ileri sürülürse dikkate alınabilir (BK m.140). Dolayısıyla, zamanaşımı borçluya sadece bir def’i hakkı verir. Somut olayda; mahkemece, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; davacının dayandığı inanç sözleşmesinin gereği olarak iptali istenilen taşınmazda kayıt maliki olmadığı, inanç ilişkisinden kaynaklanan bir durum olduğu gözetilmeden yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi isabetsizdir....

            İnanç sözleşmesinden ... davalar için ... bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Taraflar arasında düzenlenen 14.9.1988 tarihli, taahhüt senedi başlığını taşıyan belge yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca inanç sözleşmesinin varlığını kanıtlamaktadır. Sözü edilen belgede davalı, sahibi olduğu 2/4 hissenin ¼ ünün davacıya ait olduğunu, yaşının ... olması sebebiyle kendi adına tescil edildiğini açıkça beyan etmiştir. Davalının imzasını taşıyan bu belge ile kanıtlanan inanç anlaşmasına göre davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir....

              İnanç sözleşmesinden ... davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; İnanç sözleşmesinin tarafları arasında düzenlenmiş bir yazılı delil yoktur. İddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı nteliğinde bir belge ile kanıtlayamayan davacı dava dilekçesinde "yemin" deliline dayanmıştır. Bu yüzden, mahkemece davacıya bu ... hatırlatılmalı, teklif ederse yeminin sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 28.1.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                "İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi 6098 sayılı yeni Borçlar Kanununun 146. hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. İnanç da bir sözleşme olup, genel zamanaşımı süresine tabi ise de buradaki sürenin başlangıcı, inanç gösterilenin borcunu yerine getirmeyeceği konusundaki tavrının ortaya çıkması ile başlar. Diğer bir anlatımla, inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih zamanaşımı süresinin başlangıcını teşkil eder." (Yargıtay 14....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; elatmanın önlenmesi, ecrimisil, karşı dava inanç sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki asıl ihtilaf tapu iptal ve tescil isteğinden kaynaklanmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,18.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, mülkiyet hakkına dayalı inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu