Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2009 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.11.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, çekişme konusu 12 nolu bağımsız bölümde davacının kayden mülkiyet hakkı bulunmamaktadır.Davacı tarafından 28.07.2008 tarihli resmi senet ile dava dışı kayıt malikleri adına vekaleten davalıya satış suretiyle temlik edilmiş, taşınmazın haricen yapılan sözleşme ile maliki olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda davacı; kayden mülkiyet hakkı bulunmaksızın inanç sözleşmesinden kaynaklanan hakka dayanmaktadır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 15.06.2015 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.10.2013 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.012015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.12.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalı vekili Av... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

          Bir kısım davalılar muvazaalı bir hukuki işlemde muvazaa yapan kişinin kendi muvazaasına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açamayacağını, Borçlar Kanununun 81. Maddesine göre inanç sözleşmesinde inananın, inanç sözleşmesinden doğan kişisel hakkını ancak akidine karşı ileri sürebileceğini, inanç konusunun üçüncü kişilere devredilmesi halinde kural olarak onlardan isteyebileceği bir hak bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gererekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Dava mülkiyet hakkından kaynaklanan ve inanç sözleşmesine (inançlı temlike) dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut tedavüllü tapu kayıtlarından ve resmi senetlerden de açıkça anlaşıldığı üzere davacı tapu iptali ve tescil istemine konu taşınmazların davalıdan önceki maliki olup taşınmazlar davacı tarafından davalıya tapuda devredilmiştir. Davacı eski tapu maliki olup mülkiyet hakkına ve inançlı temlike dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmaktadır. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. Dairemizin iş bölümünün 4. Maddesinin (d) İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları (05.02.1947 tarihli 20/65 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı), Hatırlatma kısmında: Mülkiyet hakkından kaynaklanan ve inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır."...

            Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 8146 ada 28 parsel sayılı taşınmazı (eski 1117 ada 25 parsel) satın aldığını, davalı ile yaptıkları 27.09.1989 tarihli inanç sözleşmesi uyarınca davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/2 payının adına tescilini istemiştir. Davalı, 27.09.1989 tarihli belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını, imza kendisine ait olsa bile açığa imza olduğunu ve davacı tarafından sonradan doldurulduğunu, belge içeriğinin de inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu ve bu ortaklığın bozulduğu, Borçlar Kanununun 583 maddesi uyarınca taşınmazın 1/2 payının davacı adına tescilinin gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

              tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın inanç sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü gerekir....

                Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir....

                  isteğinde bulunduklarına göre, uyuşmazlığın inanç sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu