"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, örnek 10 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve takipten 28.08.2014 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece, imzaya itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca imzaya itirazının yasal 5 günlük süre içerisinde yapılması gerekir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nun 168/3-4-5. maddeleri gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 11.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 18.09.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak bono altındaki imzanın oğluna ait olmadığını ileri sürerek imzaya itirazda bulunduğu, mahkemece, süreye ilişkin bir inceleme yapılmaksızın imzaya itirazın esasının incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, imzaya itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
dan alınan 26.10.2015 düzenleme tarihli raporda, senedin cihaz altındaki görünüşünde, senet üzerinde teminata ilişkin ibare bulunduğu ve senet bedelinde tahrifat yapıldığı belirtilmesi üzerine, İİK'nun 170/a maddesi gereğince senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediği gerekçesiyle mahkemece takibin iptaline karar verilmiş ise de borçluların talebi imzaya itiraz olup, teminat iddiası taraflarca ileri sürülmedikçe mahkemece resen incelenemeyeceğinden imzaya itiraza ilişkin inceleme yapılmalı ve gerektiğinde tarafların itirazları doğrultusunda yeniden rapor aldırılmak suretiyle borçluların imzaya itirazları hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya ve borca itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır....
nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebligatını öğrendiği 15.11.2012 tarihinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde yapılmış ise de, imzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kaldı ki davacı yasal süre içinde icra müdürlüğüne de imzaya itirazda bulunmuş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, mahkemeye yapılan imzaya itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı belirtilerek asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davacının talebinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi halinde alacaklı imzası inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemez....
Dava İİK 170. maddesine dayalı olarak açılmış imzaya itiraza ilişkindir. Davacı-borçlu takip dayanağı senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyanla, imzaya itiraz etmiş olup, imza incelemesine esas belgelerin bulunduğu yerleri bildirmiş ve mahkemece takdir olunan 500,00 TL bilirkişi ücretini de 07/10/2021 tarihinde yatırmıştır. İlk derece mahkemesince ispat külfetinin davalı tarafta olduğundan bahisle bilirkişi ücretini yatırması için davalı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığından bahisle mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte imzaya itiraza ilişkin olup, davacı tarafça imzaya itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince davanın şikayet olarak nitelendirilmesi, dava kabul edildiği halde tazminat ile para cezası taleplerinin gerekçesiz reddedilmesi nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir. Dava dilekçesinde anlatımlardan anlaşıldığı üzere davacının açıkça imzaya itiraz ettiği, İlk Derece mahkemesince imzaya itiraza ilişkin yargılama yapıldığı, bilirkişi incelemesi yapılarak imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği ve davanın kabul edildiği görülmektedir. Bu haliyle davadaki talep itiraz niteliğinde olduğu halde İlk Derece Mahkemesince -imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulması kararı verilmesi doğru ise de- kararda davanın şikayet olarak nitelendirilmesinin İİK.nun 168/4. ve 170. Maddelerine uygun olduğunu söylemeye olanak bulunmamaktadır....
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince davacının imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1- b-2.bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının imzaya ve borca itirazının reddine, yargılama aşamasında takibin durdurulmasına karar verildiğinden davalının tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, İstanbul Anadolu 1....
İcra Dairesi'nin 2019/2751 Esas sayılı dosyası ile 500.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacı yanın iş bu davayı açarak bonodaki imzaya itiraz ettiğini, bonodaki imzaya itiraz halinde uygulanacak olan hükümlerin özel olarak İ.İ.K. da düzenlendiğini, davacının dava dilekçesi incelendiğinde ise yüzeysel bir imzaya itiraz dilekçesi dışında hiç bir ayrıntıya ya da gerekçeye yer verilmediğini, davacının imzaya itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile imzaya itiraz talebinin reddi ile alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uşak İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, Uşak 2....