Davacı 10/12/2018 tarihinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı tarafından takipsiz bırakıldığından HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı borçlu istinaf yoluna başvurmuştur. Somut olayda, başvuru yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece İİK'nun 169/a maddesi gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile mahkemece re'sen gereken kararın verilmesi zorunludur....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra dairesinin yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Öncelikle yetki itirazı yönünden değerlendirmede; İİK.nun 50.maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler....
O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı imzaya ve borca itirazı sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenip takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/8575 esas sayılı takibine karşı, muris Muhammet Ayaz'ın mirasını reddettikleri ve senet üzerindeki imzaları kabul etmedikleri gerekçesi ile imzaya ve borca olmak üzere itirazlarını sunduklarını, ciro yolu ile takibe konu senedi elinde bulunduran müvekkilinin, muris Muhammet Ayaz'ın mirasının reddedildiğini bilmesinin mümkün olmadığını, Kocaeli 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verdiği görülmüştür. İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı ile birlikte sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Ödeme emrinin tebliğ üzerine yasal süresi içinde borçlu kira ilişkisini kabul etmiş, ancak takibin dayanağı kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek aylık kira miktarına karşı çıkmış, icra takibine konu edilen kira paralarını ödediği itirazında bulunmuş, ancak itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını belirtmemiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. Borçlu davalı İİK.'nun 62. maddesi gereğince itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını itiraz dilekçesinde açıkça göstermediğinden takip talepnamesinde belirtilen kira miktarı da aylık 500-TL olarak kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davacının imzaya itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı tarafından takibe konu senet üzerindeki imzaya itiraz edilmiş, davacı - borçlunun imza incelemesi için kurumlardan toplanan samimi imza örnekleri ile takibe dayanak yapılan senet aslı mukayeseli imza incelemesi yapılması amacıyla Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına gönderilmiş, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının 23.12.2022 tarih 2022- 2354 sayılı raporunda takibe konu çekteki imzanın, davacı T1 eli ürünü olduğu bildirilmiştir. Alınan rapor karşılaştırmalı ve denetime elverişli olup mevzuata uygun bulunduğundan hükme esas alınmıştır. Takibe konu senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmış bu nedenle davacının imza itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davacının borca, imzaya itirazları yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....
Dava, çek bedelinin tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra takibi Ümraniye 3. İcra Müdürlüğünün 2009 /12995 sayılı dosyasında yapılmış, borçlu süresinde borca itiraz etmiş, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmemiştir. Davalı, 15.06.2009 gününde yapılan dava dilekçesi tebliğinden sonra 19.06.2009 tarihinde süresinde yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir.(HUMKm..9) Akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda BK.'nun 73/b-1 hükmüne göre alacaklının ikametgahı mahkemesinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdi ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi ikametgahı mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir....