Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2021/365 ESAS 2021/590 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz, Tebligat Şikayeti KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibinden davacının 08/06/2021 tarihinde e-devlet üzerinden haberdar olduğunu, yapılan ödeme emri tebliğ işleminin geçersiz olduğunu, bono üzerindeki imzayı açıkça inkar ettiklerini, asıl alacak ve ferileri de olmak üzere borcun tamamına itiraz ettiklerini, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/06/2021 tarihi olarak kabulü ile borca, imzaya ve ferilerine itirazlarının kabulünü talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2019/790 sayılı dosyasıyla 31.10.2018 düzenleme, 31.12.2018 vade tarihli 980.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak kambiyo takibi başlatılmış, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatı 16.01.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 08.05.2019 tarihinde açılan dava ile ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, takipten 03.05.2019 tarihinde haberdar olunduğunu belirtilerek imzaya, borca itiraz edilmiş, aşkın haciz şikayeti bildirilmiş, mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı adına takibe konu senette yazılı İvogsan Eminel Sitesi 22. Cadde 1472 Sokak (Eski 689. Sokak) No:12 Ostim Ankara adresine çıkartılan ödeme emri tebligatı 16.01.2019 tarihinde "Muhatabın iş nedeniyle adres dışında olduğunu ve muhatabın daimi çalışanı olduğunu beyan eden İbrahim Saygılı imzasına tebliğ edildi." açıklaması ile tebliğ edilmiştir....

İmzaya ve borca itirazın birlikte ileri sürülmesi halinde borçlunun öncelikle imzaya itirazı incelenmelidir. İşbu davada davacının imzaya ve borca itirazı hakkında bir inceleme yapılmamış, tarafların haklılık durumu tespit edilmemiştir. Diğer taraftan bekletici mesele yapılan davanın konusu usulsüz tebliğ şikayeti olmasına rağmen, ilk derece mahkemesi bu talebi değerlendirmeden talep dışında takibin iptaline karar vermiş olup, işbu imzaya ve borca itirazın süresinde açılıp açılmadığı dahi tespit edilememiştir. Ne var ki bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu durumda, takip iptal edildiğinden sırf yargılama giderleri bakımından imzaya ve borca itirazda haklılık durumunun tespiti için önce tebliğin usulüne uygun olup olmadığının araştırılması, ardından ıslak imzalı belgeler toplanıp yöntemine göre bilirkişi incelemesi yapılması ayrı bir masrafa baliğ olacağından usul ekonomisi hükümlerine uygun değildir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece imzaya itiraz davasının red edildiğini, tebligattan 17/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını, aynı gün içinde de davayı açtıklarını, muhataba tebligatın öncelikle şerhsiz olarak ardından 21/2'ye göre tebliğ yapılması gerektiğini, müvekkilin icra takibinde haberdar olma tarihinin 17/02/2021 tarihi olduğunu davanın esastan görülmesi gerekirken süreden reddine karar verilmesinin hukuken yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın konusu imzaya itiraz davasıdır. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonaya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. İİK 168/4'e göre ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük süre içinde imzaya itiraz davası açılması gerekir....

Davacı borçlu tarafından asıl dava ile usulsüz tebliğ şikayeti yapılmış birleşen dava da ise imzaya ve borca itirazlar ile zaman aşımı itirazı ileri sürülmüştür. Tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, duruşma açılmadan, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12- 600 esas 2003/606 karar). Keza davacı borçlunun birleşen davada imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazları şikayet mahiyetinde olmayıp belirtilen hususlar yönünden duruşma açılmadan karar verilemez. HMK'nın 317 maddesine göre cevap dilekçesi verme ve itiraz süresi iki haftadır. Davalı alacaklıya dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....

Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını ve borcunun olmadığını iddia ederek takibin durdurulmasına ve davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan kambiyo şikayeti yetkiye, borca ve imzaya itiraz davasına ilişkindir. İstinaf sebepleri ile sınırlı olmak ve kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davanın davalı asil tarafından açıldığı, dava dilekçesinde bildirdiği adrese duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğ edilmiş olmasına rağmen 18/11/2020 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği, bu sebeple bu celse de dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra davanın davacı tarafından yenilendiği, ancak yine kendisine usulüne uygun duruşma gün ve saati tebliğ edilmesine rağmen 02/06/2021 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği bu şekilde davacının imzaya ve borca itiraz davası yönünden HMK'nun 320/4. Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....

      Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...

        UYAP Entegrasyonu