WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihine göre yasal süresi içerisinde açılmadığı görüldüğü halde davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti taraf delilleri toplanıp incelenmeden, bu hususa gerekçeli kararda yer verilmeden davalı alacaklının imza incelemesine ilişkin delil avansını yasal süresi içerisinde yatırmadığından bahisle davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilemez. O halde, ilk derece mahkemesince davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti ile takibe konu çekin icra kasasında bulundurulmadığına ilişkin şikayetler incelenmeden, HMK'nın 297.maddesine aykırı olarak yalnızca imzaya itiraz hususunda yapılan değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

Somut olayımızda da imza incelemesi yaptırılmak sureti ile çekteki keşideci imzasının davacıya ait olduğunun tespit edildiği ve takibin geçici olarak durdurulduğu ve bu suretle davacı borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi için gerekli yasal koşullar oluştuğu halde, ilk derece mahkemesince davacı borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi hukuka aykırı olduğundan, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacının çekin kambiyo vasfına yönelik şikayeti ile imzaya, borca, faiz ve fer'ilere ilişkin itirazlarının reddine, takibin devamına, yasal şartları oluştuğundan takibe konu asıl alacağın ( 70.000- TL ) % 10'u oranında para cezasının hazine yararına davacıdan tahsiline, para cezasının tahsili için gerekli işlemin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

Mahkemece;" Davacının imzaya itirazının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/121343 Esas sayılı takip dosyasındaki davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına, davacının imzaya itirazı kabul edilmiş olduğundan borca itirazına yönelik karar verilmesine yer olmadığına, davalı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiği, İstanbul 34. İcra Hukuk Mahkemesinin 25/10/2022 tarih ve 2022/294 E. - 2022/82 K. sayılı kararı ile usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, davacının borca ve imzaya itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine, yasal şartları bulunmadığından davacı aleyhine para cezası ve tazminat takdirine yer olmadığına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 15/03/2023 tarih ve 2023/314 E. - 2023/1010 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun İİK’nın 365/3. maddesi gereği reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır....

    Somut olayda, takip borçlusu şirkete ödeme emri 16/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen imzaya itiraz yasal süreden sonra 23/03/2020 tarihinde ileri sürülmüştür. İtiraz dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre imzaya itirazın İİK 168/5 maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle reddi gerekir iken işin esasının incelenerek itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 80,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 07/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takip üzerine borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, tahrifata ilişkin şikayet ile birlikte imzaya ve borca itiraz edilmiştir. Mahkemece yalnızca imzaya ve asıl alacak olan borca ilişkin itiraz ile ilgili inceleme yapıldıktan sonra, takibe konu bonolarda tahrifat da olmadığı gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiştir....

        Dava, çeke dayalı kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanısıra, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...

          İcra Müdürlüğü'nün 2015/216934 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve senetteki imzaya itiraz edildiği görülmüştür. Borçlunun şikayet dilekçesinde, bu dilekçedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen ve kamu düzenine ilişkin olmayan bu iddianın temyiz aşamasında değerlendirilemeyeceği tabiidir. Bu durumda, borçlunun en geç 04.02.2016 tarihi itibariyle icra takibinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 11.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır. O halde; Dairemizin önceki bozma ilamının maddi hataya müstenit olduğu, maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının ise usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği gözetilerek, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata yönelik şikayeti ile imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 04.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 05.02.2009 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, yurt dışında ikamet ettiğini sadece yaz aylarında Türkiye'de kaldığından kendilerine tebligat yapılmadığını, takibi 03.02.2009 tarihinde haricen öğrendiklerini belirterek imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğindedir....

              UYAP Entegrasyonu